Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Avropa’da olmak varmış!

Yazılacak o kadar şey var ki; bazen hangisini yazsam, diye düşünüyorum. Sadece ben değil diğer köşe yazanlarda aynı şekilde. Bugün Bulancak’ta şehir içindeki trafik ile ilgili birkaç kelam edecektim. Ancak dün sabah bir esnaf arkadaşımın yanına uğradığımda mevzu değişmek zorunda kaldı. Trafik yarına da kalabilir diyerek, arkadaşım ile olan sohbeti derkenar edeyim dedim. Zamanın birinde; daha lise senelerinde bize Avropa denilince, gözümüz bir kamaşırdı ki, “aklınız almaz” desem o kadar olurdu. Tabii serde gençlik var, bu ülkeden bir şey olmaz, bir adım bile ileri gitmez, olduğu yerde sayar anlayışı hepimize hakim olmuş durumda. Daha Dünya’yı tanımayan, hiçbir bilgi sahibi olmayan ve sürekli olarak bu ülkeyi bize aşağılayan bir düşünce ile sabah akşam yatıp kalkıyoruz. Efendim, yok batı(elbette Avropa batı denilen yer) bulunmaz Hint kumaşı, herkes eğitimli, okumuş, zenginlik diz boyu, aç yok, yoksul yok, devlet parası olmayana bakıyor, falan filan gibi çok sayıda sözle bizi bizden geçiriyor. “Gel zaman, git zaman” seneler akıp gitti ve gözümüze çekilen sürmeler yavaş yavaş dökülmeye başlayınca batının gerçek yüzü ortaya çıktı. Ha gelelim arkadaşla olan sohbette; mevzu buna bağlı bir şey. Dükkan da bir hanımda vardı. İşviçre’de çalışırmış. Tanımam bilmem. Ülkemizdeki yangınlar ile konuşurken, bu hanım efendi, İsviçre’de milletvekillerinin trenle yolculuk yaptığını söyledi. Burada ise arabayla gidip geldiklerini ve bunu garip bulduğunu ifade etti. Bu kıyaslamaları bende eskiden çok yapar ve Avropa’lıların ne kadar, kültürlü, medeni(aslında bu hikayedir, medeni falan değildir),insani(bu daha da yalandır) dedi. Tabii ki bu hanım İsviçre’nin Dünya’da en çok silah satan 20 ülkeden biri olduğunu bilmediği gibi(savaşları gizli olarak desteklediği ayrı bir şey)yasa dışı ve kara paranın merkezi olduğunu da bilmiyor anladığım kadarıyla. İşim olduğundan daha fazla sohbet edemedim. Bu son senelerde çokça rast geliyorum bu batı sevdalısı insanlara. Avropa yaldızlı bir yutturmacadır. Nasıl yemişiz bu palavraları o zamanlar kendime kızıyorum. Dediğim gibi bu hanım efendi, nereden bilsin, çalıştığı ülkenin en büyük sömürücü ülke olduğunu ki; onun gibi niceleri var. Onu da yazacağım diğer kitaba bıraktım. Allah uzun verirse, hepsi sırayla gelecek. Daha neler neler bize hikaye diye anlatıldı ki; yönümüzü kaybettik ancak yeni yeni bunu anlayabildik. Avropa içi boş bir bidondur başka bir özelliği de yoktur.               
Ekleme Tarihi: 04 Ağustos 2021 - Çarşamba
Erhan GÜNDOĞAR

Avropa’da olmak varmış!

Yazılacak o kadar şey var ki; bazen hangisini yazsam, diye düşünüyorum. Sadece ben değil diğer köşe yazanlarda aynı şekilde. Bugün Bulancak’ta şehir içindeki trafik ile ilgili birkaç kelam edecektim. Ancak dün sabah bir esnaf arkadaşımın yanına uğradığımda mevzu değişmek zorunda kaldı. Trafik yarına da kalabilir diyerek, arkadaşım ile olan sohbeti derkenar edeyim dedim. Zamanın birinde; daha lise senelerinde bize Avropa denilince, gözümüz bir kamaşırdı ki, “aklınız almaz” desem o kadar olurdu. Tabii serde gençlik var, bu ülkeden bir şey olmaz, bir adım bile ileri gitmez, olduğu yerde sayar anlayışı hepimize hakim olmuş durumda. Daha Dünya’yı tanımayan, hiçbir bilgi sahibi olmayan ve sürekli olarak bu ülkeyi bize aşağılayan bir düşünce ile sabah akşam yatıp kalkıyoruz. Efendim, yok batı(elbette Avropa batı denilen yer) bulunmaz Hint kumaşı, herkes eğitimli, okumuş, zenginlik diz boyu, aç yok, yoksul yok, devlet parası olmayana bakıyor, falan filan gibi çok sayıda sözle bizi bizden geçiriyor. “Gel zaman, git zaman” seneler akıp gitti ve gözümüze çekilen sürmeler yavaş yavaş dökülmeye başlayınca batının gerçek yüzü ortaya çıktı.

Ha gelelim arkadaşla olan sohbette; mevzu buna bağlı bir şey. Dükkan da bir hanımda vardı. İşviçre’de çalışırmış. Tanımam bilmem. Ülkemizdeki yangınlar ile konuşurken, bu hanım efendi, İsviçre’de milletvekillerinin trenle yolculuk yaptığını söyledi. Burada ise arabayla gidip geldiklerini ve bunu garip bulduğunu ifade etti. Bu kıyaslamaları bende eskiden çok yapar ve Avropa’lıların ne kadar, kültürlü, medeni(aslında bu hikayedir, medeni falan değildir),insani(bu daha da yalandır) dedi. Tabii ki bu hanım İsviçre’nin Dünya’da en çok silah satan 20 ülkeden biri olduğunu bilmediği gibi(savaşları gizli olarak desteklediği ayrı bir şey)yasa dışı ve kara paranın merkezi olduğunu da bilmiyor anladığım kadarıyla. İşim olduğundan daha fazla sohbet edemedim. Bu son senelerde çokça rast geliyorum bu batı sevdalısı insanlara. Avropa yaldızlı bir yutturmacadır. Nasıl yemişiz bu palavraları o zamanlar kendime kızıyorum. Dediğim gibi bu hanım efendi, nereden bilsin, çalıştığı ülkenin en büyük sömürücü ülke olduğunu ki; onun gibi niceleri var. Onu da yazacağım diğer kitaba bıraktım. Allah uzun verirse, hepsi sırayla gelecek. Daha neler neler bize hikaye diye anlatıldı ki; yönümüzü kaybettik ancak yeni yeni bunu anlayabildik. Avropa içi boş bir bidondur başka bir özelliği de yoktur.               

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.