Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Ahvalimiz, şeraitimiz, vaziyetimiz budur!

Garip bir sarmalın içinde Kafamızı sağa sola vurarak, kendimizden geçmiş bir halde yuvarlanıp gidiyoruz. Son 30-40 sene içerisinde, içinde bulunduğumuz hali bir türlü anlamlandıramıyoruz. Sadece ben değil, başkaları da aynı şekilde bu garip durumu şu veya bu diye tanımlayamıyor. Çok garip velhasıl ne oldu, ne olacak kestiremiyoruz. Dün sabah evden çıkmadan önce her zaman olduğu gibi 5-10 dakikalığına haberlere bakayım dedim. Bir haberde Ankara’da çıkan bir kavganın haberi verilirken kavgaya karışanların akrabası olan arabalı bir şahıs diğer taraftaki insanların üzerine aracını sürdü. Kimseye bir şey olmadı, bir kişi hafif yaralandı. Haber bitti. Evden çıktım, Hükümet Konağı’nın oraya doğru devam ettim. Bu tarz haberleri izleyince insan epeyce bir düşünüyor. Ben de düşüne düşüne gazeteleri yerine bıraktım, gazeteye doğru geldim. Sonra hastane tarafına geçtim, Engelliler Derneği’ne uğradım, taksi durağının köşesinden sola doğru dönerken, çok hızlı bir bisiklet döneceğim yerden geçti gitti. Böyle yerlerde her zaman temkinli davrandığım için yavaşlamıştım. Bisikleti ile geçen bu kişi beni görmesine rağmen hiçbir şekilde yavaşlamadı. Geçti gitti. Bana çarpsaydı, yolun karşı tarafına kadar savrulup giderdim. Sonra gazeteye geldim ve epeyce düşündüm nereden geliyoruz ve nereye gidiyoruz? Dün akşam da gazetenin işi bitti ben de aheste aheste Orta Cami’nin oradan sahile çıkıp arkadaşın dükkanına uğrayacaktım. Tam caminin giriş tarafına gelince( belediye çarşısının oradan) önümde giden resmi plakalı bir araç birden durdu. Ben de ne oluyor diye baktım. Ters yönden gelen bir kartal taksi sürücüsü ile bir konuşma yapıyordu. Hatta konuşmayı sadece kendisi yaptı. Kartalın sürücüsüne hem ters yönden geliyorsun, hem telefonla konuşuyorsun hem de beni gördüğün halde yoldan kaçmıyorsun diye sitemli bir şekilde sürücüye lafını etti. İnanın kartalın sürücüsü hiçbir şey olmamış gibi ve bir şey söylememiş gibi şapşil şapşil baktı ve yavaşça aracını çekerek yoluna devam etti. Evet, çok garip bir durum… Ne demeli, bilmiyorum. İnsanlara ne oldu, bize ne oldu, bana ne oldu bir türlü tahlil edip şudur veya budur diyemiyoruz. Bir delilik hali üstümüze sinmiş, bizi bir çuvala atmışlar, içinde birbirimizi tırmalayıp duruyoruz. Yanisi ahvalimiz, şeraitimiz, vaziyetimiz budur!
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2021 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

Ahvalimiz, şeraitimiz, vaziyetimiz budur!

Garip bir sarmalın içinde Kafamızı sağa sola vurarak, kendimizden geçmiş bir halde yuvarlanıp gidiyoruz. Son 30-40 sene içerisinde, içinde bulunduğumuz hali bir türlü anlamlandıramıyoruz. Sadece ben değil, başkaları da aynı şekilde bu garip durumu şu veya bu diye tanımlayamıyor. Çok garip velhasıl ne oldu, ne olacak kestiremiyoruz. Dün sabah evden çıkmadan önce her zaman olduğu gibi 5-10 dakikalığına haberlere bakayım dedim. Bir haberde Ankara’da çıkan bir kavganın haberi verilirken kavgaya karışanların akrabası olan arabalı bir şahıs diğer taraftaki insanların üzerine aracını sürdü. Kimseye bir şey olmadı, bir kişi hafif yaralandı. Haber bitti. Evden çıktım, Hükümet Konağı’nın oraya doğru devam ettim. Bu tarz haberleri izleyince insan epeyce bir düşünüyor. Ben de düşüne düşüne gazeteleri yerine bıraktım, gazeteye doğru geldim. Sonra hastane tarafına geçtim, Engelliler Derneği’ne uğradım, taksi durağının köşesinden sola doğru dönerken, çok hızlı bir bisiklet döneceğim yerden geçti gitti. Böyle yerlerde her zaman temkinli davrandığım için yavaşlamıştım. Bisikleti ile geçen bu kişi beni görmesine rağmen hiçbir şekilde yavaşlamadı. Geçti gitti. Bana çarpsaydı, yolun karşı tarafına kadar savrulup giderdim. Sonra gazeteye geldim ve epeyce düşündüm nereden geliyoruz ve nereye gidiyoruz?

Dün akşam da gazetenin işi bitti ben de aheste aheste Orta Cami’nin oradan sahile çıkıp arkadaşın dükkanına uğrayacaktım. Tam caminin giriş tarafına gelince( belediye çarşısının oradan) önümde giden resmi plakalı bir araç birden durdu. Ben de ne oluyor diye baktım. Ters yönden gelen bir kartal taksi sürücüsü ile bir konuşma yapıyordu. Hatta konuşmayı sadece kendisi yaptı. Kartalın sürücüsüne hem ters yönden geliyorsun, hem telefonla konuşuyorsun hem de beni gördüğün halde yoldan kaçmıyorsun diye sitemli bir şekilde sürücüye lafını etti. İnanın kartalın sürücüsü hiçbir şey olmamış gibi ve bir şey söylememiş gibi şapşil şapşil baktı ve yavaşça aracını çekerek yoluna devam etti. Evet, çok garip bir durum… Ne demeli, bilmiyorum. İnsanlara ne oldu, bize ne oldu, bana ne oldu bir türlü tahlil edip şudur veya budur diyemiyoruz. Bir delilik hali üstümüze sinmiş, bizi bir çuvala atmışlar, içinde birbirimizi tırmalayıp duruyoruz. Yanisi ahvalimiz, şeraitimiz, vaziyetimiz budur!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.