Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

60 SENE ÖNCE BAŞLAYAN HİKAYE

Gecen akşam koltukta yan yatmış gözümü kapamış uyukluyordum. Bir ara açık olan tv’nin bir kanalında reklam kuşağında bir reklamın yeni versiyonunun sesi kulağıma gelince gözümü açtım ve şöyle, “bakayım” dedim. Baktım Dünyaca ünlü bir içecek markasının yeni sürümü tanıtımını yapıyordu. İşte, bu topraklarda (bu topraklarda var olan bir marka değil ha, en büyük kola firması kaynağı ABD birde yani), 60 sene önce fabrika açmış falan 11 yerde üretim yaparmış filanda diyerek yemelik bir hikaye anlatıyordu. Zaten bu markanın kimim malı olduğunu ve neye hizmet ettiğini öğrendikten sonra bunu alıp için, sofrasına koyan, yeme içme yerlerinde satanlarda artık bu hikayeye karşı bir duruş sergilemelidir. Hele reklamda yaşlı başlı büyüklerin elini öpen çalışanı da eklemişler sempatik olsun diye işin içine katmışlar. Birkaç gündür tv’lerde ve yazılı bütün basın yayın da yer alan bu reklamın hikayesini ve arkasındaki planı anlamak lazım. Sonra biraz düşününce 60 sene önce ülkemize adım atan bu markanın (buna benzer markalar ve avenesinin bir görevi olmalıdır, diye sormakta boyun borcumuzdur bu arada) şeker hastalığının 1960’lardan sonra ortaya çıkması, şişmanlık, kalp ve buna bağlı çok sayıda arazlar, mide ve bağırsak rahatsızlıklarının artması, beyin rahatsızlıkların son senelerde(otuz sene öncesi civarı hesap edildiğinde yavaş yavaş ortaya çıkması) ve bundan çok daha fazlasına yol açan genetik arızalar bu döneme rast geliyorsa, bunu sorgulamak ve geriye dönük epeyce bir araştırma ve planı bu hikayenin eksik ve saklanan yanı olduğunu düşünmek zor değil. 1960’lara kadar nerede ise yukarıda saydığım hastalıkların adı sanı bile bilinmezken, yavaşça insan ruhuna ve bedenine zerk edilen bu şekerli zehir ülke insanının 60 sene içinde ne hale getirdiğini görmemek içinde kör olmak gerekir. Hatta diğer ülkelerde de aynı planı ve hikayeyi aynı şekilde yutturması hiçte zor değildir. Formülünün bile çok gizli olduğu ve asla açıklanmayacağı ifade edildiği bu içeceğin ne ayak olduğunu sormak lazımdır. Soralım ve hesabının verilmesi için de bir zahmet düşünelim!          
Ekleme Tarihi: 23 Ocak 2024 - Salı
Erhan GÜNDOĞAR

60 SENE ÖNCE BAŞLAYAN HİKAYE

Gecen akşam koltukta yan yatmış gözümü kapamış uyukluyordum. Bir ara açık olan tv’nin bir kanalında reklam kuşağında bir reklamın yeni versiyonunun sesi kulağıma gelince gözümü açtım ve şöyle, “bakayım” dedim. Baktım Dünyaca ünlü bir içecek markasının yeni sürümü tanıtımını yapıyordu. İşte, bu topraklarda (bu topraklarda var olan bir marka değil ha, en büyük kola firması kaynağı ABD birde yani), 60 sene önce fabrika açmış falan 11 yerde üretim yaparmış filanda diyerek yemelik bir hikaye anlatıyordu. Zaten bu markanın kimim malı olduğunu ve neye hizmet ettiğini öğrendikten sonra bunu alıp için, sofrasına koyan, yeme içme yerlerinde satanlarda artık bu hikayeye karşı bir duruş sergilemelidir. Hele reklamda yaşlı başlı büyüklerin elini öpen çalışanı da eklemişler sempatik olsun diye işin içine katmışlar. Birkaç gündür tv’lerde ve yazılı bütün basın yayın da yer alan bu reklamın hikayesini ve arkasındaki planı anlamak lazım. Sonra biraz düşününce 60 sene önce ülkemize adım atan bu markanın (buna benzer markalar ve avenesinin bir görevi olmalıdır, diye sormakta boyun borcumuzdur bu arada) şeker hastalığının 1960’lardan sonra ortaya çıkması, şişmanlık, kalp ve buna bağlı çok sayıda arazlar, mide ve bağırsak rahatsızlıklarının artması, beyin rahatsızlıkların son senelerde(otuz sene öncesi civarı hesap edildiğinde yavaş yavaş ortaya çıkması) ve bundan çok daha fazlasına yol açan genetik arızalar bu döneme rast geliyorsa, bunu sorgulamak ve geriye dönük epeyce bir araştırma ve planı bu hikayenin eksik ve saklanan yanı olduğunu düşünmek zor değil. 1960’lara kadar nerede ise yukarıda saydığım hastalıkların adı sanı bile bilinmezken, yavaşça insan ruhuna ve bedenine zerk edilen bu şekerli zehir ülke insanının 60 sene içinde ne hale getirdiğini görmemek içinde kör olmak gerekir. Hatta diğer ülkelerde de aynı planı ve hikayeyi aynı şekilde yutturması hiçte zor değildir. Formülünün bile çok gizli olduğu ve asla açıklanmayacağı ifade edildiği bu içeceğin ne ayak olduğunu sormak lazımdır. Soralım ve hesabının verilmesi için de bir zahmet düşünelim!          

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.