Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

15 tır silah ne demek?

Cuma günü yazdığım köşe yazısında, bir tv dizisindeki acayip şeyleri yazmış ve bu dizileri yazanların bu ülkede yaşamadığına dair bir kanaat oluştuğunu ifade etmiştim. Yazıyı yazdım ve Muzaffer’e, “köşe tamam alabilirsiniz” demek için yanına giderken, yolun ortasında karşıtlığım gençlerden biri tam da köşemde bahsettiğim dizinden konuşuyordu. Aynen şunları söyledi bu genç kişi; “Adam akşam Çukur’u izlemiş kavga etmeye gidiyordu. Şaştım kaldı” diye diğerlerine sözlerini aktardı. Tam yanından geçerken olan bu durum karşısında “Ya Allah’ın işine bak ben ne yazdım, bu karşılaştığım genç ne anlatıyor” diye kendi kendime “tevafuk olurda bu kadar olur” diye içimden geçti. Sonra işime baktım tabii olarak. Aynı yazıda bir başka dizide geçen bir durumu sayfaya aktardım. Bu dizide EDHO adlı dizi. Kısaca yazdım. Şöyle bir durum var dizinin son bölümünde, 15 tır silah birileri tarafından kaçırılıyor ve kimsenin bundan haberi yok. Ne kadar garip değil mi?  Koca şehirde birileri silah üretiyor(tabii ki yasa dışı olarak)ve bunca silah 15 tır ile kaçırılıyor. Az buz değil 2-3 tır olsa anlarım da göze batmaz. Silahlar elbette bir depoda yani yasal olmayan fabrika veya ona benzer yerde üretiliyor ve buradaki onca insanın içinden alınıyor ve götürülüyor. Hadi “gündüz bu iş olmaz” diyelim, gece olsun bari. Yahu 15 tır insanın hiç mi dikkatini çekmez, ne kadar tenha olursa olsun, gece denetleme yapan onca emniyet, güvenlik, sivil çalışan görevli var ve 15 tır gözden kaçıyor. Ya bu dizileri yazan senaristler, hikayeyi yazarken çok uçuyor ya da dediğim gibi “biz cahiliz ya da eşek.” “Atma Recep atma, biz din kardeşiyiz” deyişinde olduğu gibi sallama senaryo bu şekilde olur. 15 tırın alacağı silahın ne kadar olduğunu hesaplamaya kalsak, zaten bu senaryo yazanların nerde yaşadığını bilmek mümkün olmaz. Herhalde uzayda bir gezegende hayatlarını devam ettiriyorlar ki, bizde yiyoruz bunları. ‘Nasıl uydurursan uydur; vardır bir alıcısı mı” diyorlar bilmiyorum. Tevafuk: İki şeyin aynı anda denk gelmesini ifade eder, ya da kalp kalbe karşıdır, daha yakındır bu kelimeye, bilmeyenlere!..             
Ekleme Tarihi: 01 Ekim 2018 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

15 tır silah ne demek?

Cuma günü yazdığım köşe yazısında, bir tv dizisindeki acayip şeyleri yazmış ve bu dizileri yazanların bu ülkede yaşamadığına dair bir kanaat oluştuğunu ifade etmiştim. Yazıyı yazdım ve Muzaffer’e, “köşe tamam alabilirsiniz” demek için yanına giderken, yolun ortasında karşıtlığım gençlerden biri tam da köşemde bahsettiğim dizinden konuşuyordu. Aynen şunları söyledi bu genç kişi; “Adam akşam Çukur’u izlemiş kavga etmeye gidiyordu. Şaştım kaldı” diye diğerlerine sözlerini aktardı. Tam yanından geçerken olan bu durum karşısında “Ya Allah’ın işine bak ben ne yazdım, bu karşılaştığım genç ne anlatıyor” diye kendi kendime “tevafuk olurda bu kadar olur” diye içimden geçti.

Sonra işime baktım tabii olarak.

Aynı yazıda bir başka dizide geçen bir durumu sayfaya aktardım. Bu dizide EDHO adlı dizi. Kısaca yazdım. Şöyle bir durum var dizinin son bölümünde, 15 tır silah birileri tarafından kaçırılıyor ve kimsenin bundan haberi yok. Ne kadar garip değil mi?

 Koca şehirde birileri silah üretiyor(tabii ki yasa dışı olarak)ve bunca silah 15 tır ile kaçırılıyor. Az buz değil 2-3 tır olsa anlarım da göze batmaz. Silahlar elbette bir depoda yani yasal olmayan fabrika veya ona benzer yerde üretiliyor ve buradaki onca insanın içinden alınıyor ve götürülüyor. Hadi “gündüz bu iş olmaz” diyelim, gece olsun bari. Yahu 15 tır insanın hiç mi dikkatini çekmez, ne kadar tenha olursa olsun, gece denetleme yapan onca emniyet, güvenlik, sivil çalışan görevli var ve 15 tır gözden kaçıyor. Ya bu dizileri yazan senaristler, hikayeyi yazarken çok uçuyor ya da dediğim gibi “biz cahiliz ya da eşek.”

“Atma Recep atma, biz din kardeşiyiz” deyişinde olduğu gibi sallama senaryo bu şekilde olur. 15 tırın alacağı silahın ne kadar olduğunu hesaplamaya kalsak, zaten bu senaryo yazanların nerde yaşadığını bilmek mümkün olmaz. Herhalde uzayda bir gezegende hayatlarını devam ettiriyorlar ki, bizde yiyoruz bunları. ‘Nasıl uydurursan uydur; vardır bir alıcısı mı” diyorlar bilmiyorum.

Tevafuk: İki şeyin aynı anda denk gelmesini ifade eder, ya da kalp kalbe karşıdır, daha yakındır bu kelimeye, bilmeyenlere!..             

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.