SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİNİN TARİHİ ANLARI

KÜLTÜR 29.08.2023 - 11:29, Güncelleme: 29.08.2023 - 15:36 7770+ kez okundu.
 

SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİNİN TARİHİ ANLARI

Araştırmacı Recep Hıdır, Giresun'un Gönüllü 42. ve 47. Alaylarının Kahramanlık Hikayesi kaleme aldı.
Anadolu da birçok illerimiz I. Dünya savaşı ve milli mücadele dönemi içerisinde kendi illerinin ve bölgenin kurtuluşu için galip devletlere karşı mücadele vermiş, düzenli orduya asker göndermişlerdir. Tüm bu olaylar takdire şayan bir husustur. Ancak Giresun, Cumhuriyet tarihinde bir örneği olmayan gelecek nesillerimize de mücadele kültüründe örnek oluşturacak olan bir hususu, altın harflerle tarih sayfalarına yazdırmıştır. 1921 Ağustos ayında Sakarya Meydan Muharebesinin başlaması ile savaşın şiddetini arttırdığı 25 ağustos günü cepheye Giresun’dan 2 gönüllü Alay cepheye intikal etmiştir. Bu Alaylar Türkiye tarihinde Giresunlular için gurur timsali olan 42. ve 47 Giresun Gönüllü Alaylarıdır.              1920 yılı içerisinde Bölgede yaşanan ayaklanmalar Anadolu’da yaşanan sıcak gelişmeler neticesinde Bursa’nın işgaliyle Eskişehir ve Kütahya savaşı sonrası Düzenli orduya bağlı Birliklerimiz Sakarya Irmağının gerisine çekilmiştir. 1921 Ağustos ayının ilk günleri gibi başlayan mücadelede zayiatlar ve yer yer geri çekilmeler olmuştur. 1954 yılı 30 Ağustos’ta Fahrettin Altay Polatlı Dua Tepedeki anma töreninde şu ifadeleri söyler “Savaşın en şiddetli devam ettiği bölge Haymana ve en büyük taarruz mangal dağı ve etrafında yaşanmaktadır. Askerin silah ve mühimmatının kalmadığı zayiatın üst düzey olması hasebiyle Meclis başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal’e acil haber vermek istediğini” şu şekilde ifade eder  “…savaş bütün şiddetiyle devam etmekte, birliklerimiz büyük zayiat durumunda idi silah ve mühimmat azaldığı bu sebeple geri çekilme talebinde bulanmak istemiştik” diye ifade eder. Bunun üzerine gelen cevabi bildiride “…sakın cepheden ayrılmayın 2 gün kadar idare ediniz. Giresun’dan iki gönüllü alay gelmektedir…” der. Altay bu Giresun Gönüllü alaylarının Cepheye intikalini şöyle anlatır. “..25 Ağustos günü seher vakti Giresun Gönüllü Alaylarını uzaktan gördüm, ben evlendim, çocuklarım oldu ben hayatta bu kadar sevinmemiştim. Gelen askerlerin ellerinde çok silah ve mühimmat yoktu yöresel kama bıçak gibi aletler vardı. Yol yorgunu olmalarına rağmen hiç biri siperlere girmeden direk olarak Yunanlıların üzerlerine gittiler silah mühimmat elde ettiler ve o günden sonra savaşın şekli değişti ” diye ifade eder. Yine Giresun Bulancak Küçüklü Köyünden olan Sakarya Meydan muharebesi ve Büyük Taarruzda bulunmuş 42. Alay Müftüsü olarak gönüllü görev alan ve 42. Alaya zaman zaman komuta eden Kurtoğlu Hacı Hafız anılarında o günleri şöyle ifade eder; “..28 ağustos savaşın en  şiddetli günüdür, böyle bir savaşın şiddetini  tarih yazmamıştır… 42. Alay komutanımız Hüseyin Avni şehit olmuş, Eylül aynın ilk haftalarına kadar yoğun mücadele devam etmiş… Yunan askerleri bu mücadele karşısında ilerleyememiş ve geri çekilmek zorunda kalmıştır.” Diye ifade eder. Yine O günleri, Doktor Rıza Nur, anılarından şöyle ifade eder;  Başkomutan Mustafa Kemal’in yanına Yaveri, Salih Bozok gelir  “Paşam Yıldız tepe Yunanlıların eline geçti" der. ( Yıldız tepe Polatlı ile haymana mangal dağı arasında kalan yüksek bir tepedir.) Mustafa Kemal Paşa bunun üzerine büyük üzüntü duyar ve şöyle der " Askere ricat emri verin” Yani geri çekilme emri verir.  Geri çekilme emrini duyan Fevzi Paşa, " Geri çekilme emri verdiğini duydum. Ricat emrini geri al, çünkü Yıldız tepenin solundaki tepelerde Yunanlılar büyük zaiyat vermiştir. Geri çekiliyorlar." der Yıldız tepenin solundaki tepeler, Türbe Tepe ve Mangal Dağı'dır. Giresun alayları aslında bu tepelerde mücadele etmektedirler. Savaşın başlarında, Mangal dağı bölgesinden o günlerde Fahrettin Altay geri çekilmiş ve Giresun Alayları gelmemiş olsaydı, o gün durum farklı olabilirdi. Ancak Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılmasındaki katkı, tarihçiler tarafından değerlendirmeye muhtaçtır. Yaklaşık Beş bin kişilik alaylar 1922 Büyük taarruzdan sonra geri döndüğünde yaklaşık 800 kişi gazi olarak eve dönmüşlerdir. Şehit olanlara ve ölen gazilerimize Allahtan rahmet diler, her Giresunlunun gurur ve motivasyon kaynağı olacağı bu olayı, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı anmak nedeniyle paylaşmak istedim.  
Araştırmacı Recep Hıdır, Giresun'un Gönüllü 42. ve 47. Alaylarının Kahramanlık Hikayesi kaleme aldı.

Anadolu da birçok illerimiz I. Dünya savaşı ve milli mücadele dönemi içerisinde kendi illerinin ve bölgenin kurtuluşu için galip devletlere karşı mücadele vermiş, düzenli orduya asker göndermişlerdir. Tüm bu olaylar takdire şayan bir husustur. Ancak Giresun, Cumhuriyet tarihinde bir örneği olmayan gelecek nesillerimize de mücadele kültüründe örnek oluşturacak olan bir hususu, altın harflerle tarih sayfalarına yazdırmıştır. 1921 Ağustos ayında Sakarya Meydan Muharebesinin başlaması ile savaşın şiddetini arttırdığı 25 ağustos günü cepheye Giresun’dan 2 gönüllü Alay cepheye intikal etmiştir. Bu Alaylar Türkiye tarihinde Giresunlular için gurur timsali olan 42. ve 47 Giresun Gönüllü Alaylarıdır.

             1920 yılı içerisinde Bölgede yaşanan ayaklanmalar Anadolu’da yaşanan sıcak gelişmeler neticesinde Bursa’nın işgaliyle Eskişehir ve Kütahya savaşı sonrası Düzenli orduya bağlı Birliklerimiz Sakarya Irmağının gerisine çekilmiştir. 1921 Ağustos ayının ilk günleri gibi başlayan mücadelede zayiatlar ve yer yer geri çekilmeler olmuştur.

1954 yılı 30 Ağustos’ta Fahrettin Altay Polatlı Dua Tepedeki anma töreninde şu ifadeleri söyler “Savaşın en şiddetli devam ettiği bölge Haymana ve en büyük taarruz mangal dağı ve etrafında yaşanmaktadır. Askerin silah ve mühimmatının kalmadığı zayiatın üst düzey olması hasebiyle Meclis başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal’e acil haber vermek istediğini” şu şekilde ifade eder  “…savaş bütün şiddetiyle devam etmekte, birliklerimiz büyük zayiat durumunda idi silah ve mühimmat azaldığı bu sebeple geri çekilme talebinde bulanmak istemiştik” diye ifade eder.

Bunun üzerine gelen cevabi bildiride “…sakın cepheden ayrılmayın 2 gün kadar idare ediniz. Giresun’dan iki gönüllü alay gelmektedir…” der.

Altay bu Giresun Gönüllü alaylarının Cepheye intikalini şöyle anlatır.

“..25 Ağustos günü seher vakti Giresun Gönüllü Alaylarını uzaktan gördüm, ben evlendim, çocuklarım oldu ben hayatta bu kadar sevinmemiştim. Gelen askerlerin ellerinde çok silah ve mühimmat yoktu yöresel kama bıçak gibi aletler vardı. Yol yorgunu olmalarına rağmen hiç biri siperlere girmeden direk olarak Yunanlıların üzerlerine gittiler silah mühimmat elde ettiler ve o günden sonra savaşın şekli değişti ” diye ifade eder.

Yine Giresun Bulancak Küçüklü Köyünden olan Sakarya Meydan muharebesi ve Büyük Taarruzda bulunmuş 42. Alay Müftüsü olarak gönüllü görev alan ve 42. Alaya zaman zaman komuta eden Kurtoğlu Hacı Hafız anılarında o günleri şöyle ifade eder;

“..28 ağustos savaşın en  şiddetli günüdür, böyle bir savaşın şiddetini  tarih yazmamıştır… 42. Alay komutanımız Hüseyin Avni şehit olmuş, Eylül aynın ilk haftalarına kadar yoğun mücadele devam etmiş… Yunan askerleri bu mücadele karşısında ilerleyememiş ve geri çekilmek zorunda kalmıştır.” Diye ifade eder.

Yine O günleri, Doktor Rıza Nur, anılarından şöyle ifade eder;  Başkomutan Mustafa Kemal’in yanına Yaveri, Salih Bozok gelir  “Paşam Yıldız tepe Yunanlıların eline geçti" der.

( Yıldız tepe Polatlı ile haymana mangal dağı arasında kalan yüksek bir tepedir.)

Mustafa Kemal Paşa bunun üzerine büyük üzüntü duyar ve şöyle der " Askere ricat emri verin” Yani geri çekilme emri verir.  Geri çekilme emrini duyan Fevzi Paşa, " Geri çekilme emri verdiğini duydum. Ricat emrini geri al, çünkü Yıldız tepenin solundaki tepelerde Yunanlılar büyük zaiyat vermiştir. Geri çekiliyorlar." der

Yıldız tepenin solundaki tepeler, Türbe Tepe ve Mangal Dağı'dır. Giresun alayları aslında bu tepelerde mücadele etmektedirler.

Savaşın başlarında, Mangal dağı bölgesinden o günlerde Fahrettin Altay geri çekilmiş ve Giresun Alayları gelmemiş olsaydı, o gün durum farklı olabilirdi. Ancak Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılmasındaki katkı, tarihçiler tarafından değerlendirmeye muhtaçtır. Yaklaşık Beş bin kişilik alaylar 1922 Büyük taarruzdan sonra geri döndüğünde yaklaşık 800 kişi gazi olarak eve dönmüşlerdir.

Şehit olanlara ve ölen gazilerimize Allahtan rahmet diler, her Giresunlunun gurur ve motivasyon kaynağı olacağı bu olayı, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı anmak nedeniyle paylaşmak istedim.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.