Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

BU SEÇİMDE AMERİKA KİMDEN YANADIR?

Geçenlerde sosyal medyaya eski bir İsrailli istihbaratçının dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan başkanlık seçimi ile ilgili bir haberi düşmüştü. Güya yapılan 33 başkanlık seçimine kendilerince müdahale etmişler ve 27 sinde kendi destekledikleri taraf kazanmış. Biz seçimleri sadece seksen beş milyonu ilgilendiren, onların gelecekle ilgili ümitlerini, beklentilerini, hatta hedeflerini karşılayan demokratik, sosyal bir hareketlilik olarak görüyoruz. Oysa bu gün dünya üzerindeki sosyo politik hareketlilik üzerinden değerlendirdiğimizde kesinlikle inanıyorum ki bu seçimlere kendilerince bizden daha fazla anlam ve mana yükleyen dış çevreler vardır. Yani Türkiye de hangi yapının seçimi kazanıp iktidar olmasının kendileri için faydalı veya çıkarlarına uygun olacağının ince hesaplarını yapan çevreler… Diğer ülkelerde yapılan seçimlerle ilgili bizim beklentilerimizin olması normalse onlarında bir beklenti içinde olması gayet normal. Ama beni asıl ilgilendiren ya da bizi ilgilendirmesi gereken husus şudur. Bu gün dünya üzerinde sekiz milyar değil de seksen kişinin yaşadığını düşünün. Ortada sınır falan yok. Sadece seksen kişilik bir toplum bir arada yaşıyor. Seksen kişilik bu topluluk hemen ikiye ayrılacaktır. Bir tarafta içlerinden birkaç kişinin öncülük yaptığı, sahip oldukları güç üzerinden topluma hükmetmek isteyenler… Öbür tarafta da ise “yapmayın, etmeyin, adil olun, hakkaniyetli davranın diyen, aslında güçlü oldukları halde ellerinde somut güç unsurları olmayan büyük çoğunluk… Bu gün içinde yaşadığımız dünyayı oluşturan sosyal, siyasal yapı bu.. Gerçekten dünyanın büyük bir kısmını ele geçirmiş, hatta yetmemiş, dünyanın hepsine sahip olma, hakim olma hedefi güden, bir zamanlar İngiltere’yi, şimdilerde ise Amerika’yı bilek gücü olarak kullanan Siyonizm mi dersiniz, dünyanın derin devleti mi, üst aklı mı, ne derseniz deyin, bir yapı var. Peki böyle bir yapının gündeminde bizim 14 Mayıs seçimlerinin olmaması mümkün mü? Mümkün değil. Mümkün değil ise merak ettiğim nokta, 33 ülkede kendilerini bir tarafa koyup 27 sini kazananlar bizim seçimimizde hangi taraftan yanadır? Ya da daha açık sormak gerekirse bu gün kendini dünyanın efendileri olarak gören Amerika ve onun akıl hocası Siyonizm kimden yana? Acaba bunlar Türkiye de gerçekten kimlerin seçimi kazanmasını, kimlerin iktidar olmasını istiyor? Geçmişe baktığımızda pek de onların istemediği, hoşlanmadığı  siyasi yapıların iktidar olamadığını, olsa da iktidarda kalamadığını gördük. Belki Amerika –Bu gün batıyı temsil ettiği için söylüyorum- “giden ağam gelen paşam” der diyenler de olabilir. Ama yine de onun istediği, beraber çalışmaktan mutlu olacağı, bir tık öne çıkan siyasi bir yapı mutlaka vardır. Lafın kısası… Seçime yaklaşık bir aylık bir zaman kaldı. Şu soruya cevap arıyorum. Amerika Cumhur ittifakından mı yana, Millet ittifakından mı yana? Bu seçimde Amerika hangi siyasi oluşuma omuz atıyor veya atacak? Belki bu soru birçokları için sıradan ve basit gelebilir. “Efendim biz de Batının bir parçasıyız. Tabi ki bizimle, bizim seçimlerimizle ilgilenebilir. Normaldir.” diyenler olabilir. Başta ifade ettiğim gibi geçmişten bu yana insanlığın tabi olduğu iki yol var. Birisi insana, insanlığa sahip oldukları güç üzerinden hükmetmek isteyenlerin yolu, diğeri de onlara adalet ve hakkaniyet üzerinden karşı çıkanların yolu. İşte bu noktada benim geçmişten bu yana tekrar ede geldiğim bir duam var. “Rabbim! Biliyorum ki o azgınların sevindiği yerde ben üzülüyorum. Onların üzüldüğü yerde de ben seviniyorum. Rabbim! Benim yüreğimin sevincini bu azgınların yüreğinin sevinciyle eşleştirme. Üzüntülerimi de onların yüreğinin üzüntüleriyle eşleştirme…”
Ekleme Tarihi: 11 Nisan 2023 - Salı
Vahit KOÇ

BU SEÇİMDE AMERİKA KİMDEN YANADIR?

Geçenlerde sosyal medyaya eski bir İsrailli istihbaratçının dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan başkanlık seçimi ile ilgili bir haberi düşmüştü. Güya yapılan 33 başkanlık seçimine kendilerince müdahale etmişler ve 27 sinde kendi destekledikleri taraf kazanmış.

Biz seçimleri sadece seksen beş milyonu ilgilendiren, onların gelecekle ilgili ümitlerini, beklentilerini, hatta hedeflerini karşılayan demokratik, sosyal bir hareketlilik olarak görüyoruz. Oysa bu gün dünya üzerindeki sosyo politik hareketlilik üzerinden değerlendirdiğimizde kesinlikle inanıyorum ki bu seçimlere kendilerince bizden daha fazla anlam ve mana yükleyen dış çevreler vardır. Yani Türkiye de hangi yapının seçimi kazanıp iktidar olmasının kendileri için faydalı veya çıkarlarına uygun olacağının ince hesaplarını yapan çevreler…

Diğer ülkelerde yapılan seçimlerle ilgili bizim beklentilerimizin olması normalse onlarında bir beklenti içinde olması gayet normal.

Ama beni asıl ilgilendiren ya da bizi ilgilendirmesi gereken husus şudur. Bu gün dünya üzerinde sekiz milyar değil de seksen kişinin yaşadığını düşünün. Ortada sınır falan yok. Sadece seksen kişilik bir toplum bir arada yaşıyor.

Seksen kişilik bu topluluk hemen ikiye ayrılacaktır. Bir tarafta içlerinden birkaç kişinin öncülük yaptığı, sahip oldukları güç üzerinden topluma hükmetmek isteyenler… Öbür tarafta da ise “yapmayın, etmeyin, adil olun, hakkaniyetli davranın diyen, aslında güçlü oldukları halde ellerinde somut güç unsurları olmayan büyük çoğunluk…

Bu gün içinde yaşadığımız dünyayı oluşturan sosyal, siyasal yapı bu..

Gerçekten dünyanın büyük bir kısmını ele geçirmiş, hatta yetmemiş, dünyanın hepsine sahip olma, hakim olma hedefi güden, bir zamanlar İngiltere’yi, şimdilerde ise Amerika’yı bilek gücü olarak kullanan Siyonizm mi dersiniz, dünyanın derin devleti mi, üst aklı mı, ne derseniz deyin, bir yapı var.

Peki böyle bir yapının gündeminde bizim 14 Mayıs seçimlerinin olmaması mümkün mü? Mümkün değil.

Mümkün değil ise merak ettiğim nokta, 33 ülkede kendilerini bir tarafa koyup 27 sini kazananlar bizim seçimimizde hangi taraftan yanadır?

Ya da daha açık sormak gerekirse bu gün kendini dünyanın efendileri olarak gören Amerika ve onun akıl hocası Siyonizm kimden yana?

Acaba bunlar Türkiye de gerçekten kimlerin seçimi kazanmasını, kimlerin iktidar olmasını istiyor? Geçmişe baktığımızda pek de onların istemediği, hoşlanmadığı  siyasi yapıların iktidar olamadığını, olsa da iktidarda kalamadığını gördük.

Belki Amerika –Bu gün batıyı temsil ettiği için söylüyorum- “giden ağam gelen paşam” der diyenler de olabilir. Ama yine de onun istediği, beraber çalışmaktan mutlu olacağı, bir tık öne çıkan siyasi bir yapı mutlaka vardır.

Lafın kısası…

Seçime yaklaşık bir aylık bir zaman kaldı. Şu soruya cevap arıyorum. Amerika Cumhur ittifakından mı yana, Millet ittifakından mı yana?

Bu seçimde Amerika hangi siyasi oluşuma omuz atıyor veya atacak?

Belki bu soru birçokları için sıradan ve basit gelebilir. “Efendim biz de Batının bir parçasıyız. Tabi ki bizimle, bizim seçimlerimizle ilgilenebilir. Normaldir.” diyenler olabilir.

Başta ifade ettiğim gibi geçmişten bu yana insanlığın tabi olduğu iki yol var. Birisi insana, insanlığa sahip oldukları güç üzerinden hükmetmek isteyenlerin yolu, diğeri de onlara adalet ve hakkaniyet üzerinden karşı çıkanların yolu.

İşte bu noktada benim geçmişten bu yana tekrar ede geldiğim bir duam var.

“Rabbim! Biliyorum ki o azgınların sevindiği yerde ben üzülüyorum. Onların üzüldüğü yerde de ben seviniyorum. Rabbim! Benim yüreğimin sevincini bu azgınların yüreğinin sevinciyle eşleştirme. Üzüntülerimi de onların yüreğinin üzüntüleriyle eşleştirme…”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.