Sevgili okurlar,
Yaşananları birlikte izliyoruz.
Hükümet ve destekçileri karşı duruyorlar, direniyorlar,
İktidar da olanlar,
Ülkeyi yönetenler,
Siyasilerimiz istemiyorlar, ama,
Halk seçim istiyor.
Meydanlara toplananların söylediği bu olsa gerek.
Sokağın dili bu.
Çıkın sokağa, rastgele istediğiniz kişiye sorun.
Aldığınız cevabı görünce sizde öyle düşüneceksiniz.
Seçim diyeceksiniz.
Ülke gitmiyor, tıkandı.
Hep birlikte izliyoruz.
-Paramız sürekli değer kaybediyor.
-Pahalılık önlenemiyor.
-İşsiz sayısı her geçen gün artıyor.
-Maaşlar, ücretler yetmiyor,
İnsanlar ay sonunu getiremiyor.
Üniversite de okuyan çocuklar, ev kirası veremediği için, okullarını bırakıp,
Memleketine dönüyor…
Çiftçi rahatsız.
Köylü toprağını süremiyor.
Tarım ürünleri para etmiyor.
Soğan patates tarlada kaldı..!
Adalet yok..
Hukuk işlemiyor.
Sokaklara toplanan halk ne diye bağırıyor,
Durup, düşünmek gerekmez mi..!
Senden ,benden günlerine geri döndük..
Barış denilen süreci dikkatli bir şekilde yürütmek gerekir.
Durum üç beş kişinin irade ve yetkisine bırakılacak kadar hafife alınamaz..
Barışın konuşup tartışılacağı yer
Kapalı kapılar ardı olamaz.
Konu acilen ve en kısa zamanda meclise getirilmeli,
Siyasi partilerce iyice tartışılmalıdır.
Aksi halde meclis devre dışı bırakılır.
Bu durum hukuk açısından anlatılamaz sonuçlar ortaya çıkartır.
Haliyle
Öyle görünüyor ki,
Halk rahatsız, tansiyon sürekli yükseliyor.
Çare sandıktır.
Türkiye biran önce seçimleri yapıp
Parlamentosunu yenilemelidir.
Öyle ya,
Memlekette demokrasi var.
Sandığı getirip,
Halka sormak lazım.
Halk ne derse o olur…