Sevgili dostlar,
Dün 1 Eylül ‘dü.
1 Eylül bütün dünya da anlamlı bir gündür,
Dünya Barış Günüdür..
Barış çok önemli bir olgudur.
Ne demişler ;
Barış’ın en kötü olanı bile,her türlü savaştan iyidir.
Biz barışçıyız.
Ben hep barıştan yana oldum.
Öyle olmakta da yarar var.
Savaş toplumlar için,
İnsanlık için yıkım demektir .
Peki,bizde durum nasıl,
Ülke olarak barışa ne kadar yakınız.
Ne derece barıştan yanayız..
Bunu toplumsal ilişkilerimiz ,ve,
Ülke olarak uluslararası durumlarda aldığımız tavır belirler..
Bu iş laf ile, söylemler ile olmaz.
Ülkemizin ,son yıllarda,
Gerek bölgemizde gelişen olaylarda,
Gerek ise ülke içinde hukuki uygulamalarda barıştan yana tavır takındığı söylenemez.
Bölgemizde,
En yakın zamanda,
Suriye olaylarında doğru tavır takınmadığımız ortada..
PKK konusunda ülkemizde barış süreci yürütmeye çalışırken ,
Terör örgütleri,
Suriye de hükümet ortağı oldular.
Hiç mi suçumuz yok !
Bunu hiç dile getiren var mı.
Ülke içindeki tavrımız da ortada değil mi..
Anayasal kurumlara ne derece de saygılıyız,hak ve özgürlükler işletiliyor mu?.”
Hukuk ne durumda.
İşin aslı şu değil mi,
Barış sürecini yürütmek isterken ,
Terör örgütüne karşı tavizler veren ülke durumuna mı geliyoruz..
Böyle devam edersek,
Şu iki maddelik duruma sıkışıp kalacağız ;
Birincisi anayasada değişiklik yaparak,
Reis ‘in üçüncü kez aday olmasına kapı açmak.
İkincisi de,
Terör örgütü başını içeriden çıkartıp ,
Ev hapsine almak.
Belkide ,gelecek seçimlerde parlementoda vekil bile olacak.
Olur mu ?
Yaşayıp göreceğiz…