Giresun Üniversitesinde Radyo Tv Programcılığı Bölümde okuyorum. Yıldız Haber Gazetesinde stajyerim burada abilerimin izniyle gazeteye ilk köşe yazımı siz sevgili okurlara sunuyorum…
Yazımda 90’lı yıllarda radyo frekanslarında kaybolmak adlı yazımı paylaştım, bu yazıda o döneme ait yaşam tarzını ele aldım.
Günümüzde, her türlü müziği anında bulabildiğimiz, haberlere bir dokunuşla erişebildiğimiz dijital çağda, 90'lı yılların radyo deneyimi hala kulağımızda çınlayan nostaljik bir melodi olarak kalıyor.
90'lı yıllar, radyonun altın çağıydı. Her bir gün, 90’lı şarkıların enerjisiyle güne başlarken, akşamları dünyadan ve ülkeden yaşanan olayların aktarıldığı ‘haber saatini’ beklerdik. O yıllarda radyo, bir müzik kutusu değil, aynı zamanda toplumun nabzını tutan bir iletişim aracıydı.
Her bölgenin kendi yerel radyo istasyonları, o bölgenin müzik kültürünü ve yerel sanatçılarını desteklerdi. Radyo frekansları, şehirler arası bir yolculuk yaparken farklı müzik tarzlarına tanıklık etmek demekti. Radyo, müziği taşıyan bir dalga değil, aynı zamanda bir kültür taşıyıcısıydı.
Top 40 listeleri, her hafta en popüler şarkıları takip etmek adeta bir ritüel haline gelmişti. Belki de o günlerde şarkıların sıralamasını öğrenmek için biraz sabırlı olmamız gerekiyordu, ancak bu bekleyiş, sonunda o özel şarkının radyoda çalmaya başladığı anın değerini arttırırdı.
Bugün, internet ve akıllı cihazlarla birçok farklı müzik kaynağına ve haberlere ulaşabiliyoruz. Ancak o eski radyo günlerinin getirdiği beklenmedik sürprizler, belki de bugünün dijital dünyasında biraz eksik. Radyo frekanslarında kaybolmak, belki de o zamanki masumiyetin, keşif duygusunun ve müziğin doğallığının bir özlemi.
Belki de zaman zaman eski radyo günlerine bir yolculuk yapmak, o nostaljik frekansta kaybolmak, bize geçmişin sıcak melodilerini hatırlatır ve radyonun ne kadar güçlü bir iletişim aracı olduğunu fark etmemize yardımcı olabilir.
Umarım bu yazı, 90'lı yılların radyo deneyimini ve bu dönemin getirdiği nostaljiyi yansıtabilmiştir.
Sevgili okurlarım bir sonraki köşe yazıma kadar görüşmek üzere esen kalın!