Enflasyon dan doğan bir açığı kapatmak için,
Öyle veya böyle.
Asgari ücret yüzde elli beş gibi bir artışla 8500 lira oldu
Çoğu ekonomist denen kişilerin yorumlarına bakıyorum.
Ortak görüş şu.
Ne kadar fırsatçı bir ülkeyiz.
Daha asgari ücret açıklanmadan çoğu marketler, fiyat etiketlerini değiştirmek için çoktan hazırlık yapmışlar.
Açıklanır açıklanmaz çoğu marketlerde fiyatlar anında değişti.
Ben ne işveren tarafındanım ne işçi tarafından.
Fakat bende işveren olsam.
Bende fiyatları değiştiririm.
Çünkü ben enflasyon dan tarafa değilim.
Her işveren şunu ister.
Piyasa ne kadar ucuz olursa, benim alışverişim ve işlerim o kadar iyi olur.
Asgari ücret açıklanmadan önce benim iş yerimde beş elaman çalıştığını düşünün.
Yeni asgari ücretin bu beş elaman için bana artı maliyeti en az yirmi beş bin lira.
Artı olarak kira, elektrik, su, ısıtma vs.
Nereden kapatacağım ben bu açığı.
Nedense marketler üzerinden bir oyun oynanıyor.
Bir simit beş lira, kiralar üç katına çıkmış.
Yarım kilo elma, yarım kilo kestaneye yüz lira yetmiyor.
Demir bir liraya aldığın maydanoz halk pazarında bile yedi buçuk lira.
Çoğu memurun maaşı asgari ücretin altında kaldı.
Hayatını, çocukluğunu, gençliğini,
Geleceğini kurtarmak için okuyacağım diye heba edenler,
Okuduktan sonra da geleceğini heba etmek zorunda kalacak.
Gelir dağılımı bu kadar adaletsiz bir toplumda,
Herkes çıkarı doğrultusunda hareket edecek.
Yine cenazelerden, düğünlerden, hayırlı cumalardan başka ortak noktamız kalmayacak.
Herkes yine işine geldiği gibi konuşacak.