Esirettin Zehir
Köşe Yazarı
Esirettin Zehir
 

SÜPER MARKETLERE DOKUNAN YANAR

    1950 li yıllarda Türkiye Cumhuriyeti,     Nüfusu hızla artan,     atılımlar yapan ülke görünümündeydi.     Fakat üretim,     hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılayamamış.     1954 yıllarının başında pahalılık ve yokluk şikayetleri ortaya çıkmaya başlamıştı.   İstanbul Belediyesi, bir İsviçre kooperatif birliği olan Migros ile anlaşmaya varıp.   Türkiye'de ilk gezici ( kamyon sırtında) süper marketler, belediye kontrolünde halka iki yıl ucuz ve kaliteli, gıda ve ihtiyaç malzemeleri sattı.    Türkiye'nin ilk ulusal marketi Gima 1957 yılında açıldı.     Tarihini tam bilemiyorum fakat, doksanlı yılların sonuna doğru gibi,     Evden çamaşır için bir deterjan istediler.     Her zaman ki gibi evin önündeki bakkaldan aldım.     Fiyatı o günün şartlarına göre epey pahalı geldi fakat demek ki değerli bir şey diye düşündüm.     Akşam üzeri arkadaşlar ile geziyoruz.    Bir köşede belki de ilk açılan market, pırıl pırıl parlıyor.    İçeride pek kimse de yok.    Kapıda ki adama, içeri giriliyor mu dedik.   Tabii tabii buyrun dedi.    Market bize panayır gibi geldi. Herşeyin fiyatları üzerinde.    Baka baka geziyoruz.    Birden gözüm mahalle bakkalın dan aldığım çamaşır deterjanı na takıldı.     Üzerinde ki fiyat benim aldığım fiyatın üçte biri kadar.    Tereddüt de ediyor insan, acaba aynısı mı diye.    Bir tane aldım. Aynısı değilse kullanırız bir yerde diye .   Eve geldim. Baktım marka, şişe aynısı.    İkisini de alıp bizim bakkala gittim.    Adam ya hocam, o mal bugün geldi de fiyatını bilmiyordum. Tahmini söyledim.     O günden sonra bütün eksiklerimizi aldığımız evimin önündeki o bakkala bir daha hiç gitmedik.     Konuyu şöyle bitirelim.     Süper marketler her il, her ilçe için bir ihtiyaçtır.     Onlar olmazsa bu kadar nüfusun ihtiyacını kim karşılayacak.     Kimse darılmasın fakat,  onlar olmazsa eve götürdüğün bir kilo domatesin yarım kilosu yine çürük çıkacak.      Onlar olmazsa kimseye bana bir muz ver diyemeyecek, iki tane elmayı seçerek alamayacak.    Hele üzümlere hiç dokunamayacaksın.    Çoğu şeyin fiyatını bile soramayacaksın.    Ya mahalle bakkalları,     Bakıyorum işini iyi yapan, hijyenine ve kalitesine özen gösteren bütün bakkalları,      Bende dahil insanların çoğu tercih ediyor.      Kısacası süper marketler giderse yokluk ve pahalılık tekrar başlar.     En basit kriz zamanında ülke kaosa sürüklenir.      Sadece doğacak kuyruklar dan fiyatlar üç katına çıkar.   Yakın zamanda geçirdiğimiz pandemi ve yasaklar sırasında süper marketler olmasa,    İnanın halk birbirini çiğnerdi.    Marketler soğutma, havalandırma ve koruma sistemleri ile bu memleketin her türlü afetlere karşı güvencesi ve sigortasıdır.     Ülkenin nüfusu seksen milyon     Bakmayın biz, canımız sıkılınca     İsrail,     Keyfimiz gıcır gıcır ise,     Amerikan ürünlerini boykot edelim dediğimize.      Sonuçta evimizde her zaman, bir iki gün idare edecek yedek İsrail ve Amerikan ürünleri var.     En iyisi biz,     Marketleri bırakalım     Birazda,     kendimize çeki düzen verelim.
Ekleme Tarihi: 09 Aralık 2022 - Cuma
Esirettin Zehir

SÜPER MARKETLERE DOKUNAN YANAR

    1950 li yıllarda Türkiye Cumhuriyeti,

    Nüfusu hızla artan,

    atılımlar yapan ülke görünümündeydi.

    Fakat üretim,

    hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılayamamış.

    1954 yıllarının başında pahalılık ve yokluk şikayetleri ortaya çıkmaya başlamıştı.

  İstanbul Belediyesi, bir İsviçre kooperatif birliği olan Migros ile anlaşmaya varıp.

  Türkiye'de ilk gezici ( kamyon sırtında) süper marketler, belediye kontrolünde halka iki yıl ucuz ve kaliteli, gıda ve ihtiyaç malzemeleri sattı.

   Türkiye'nin ilk ulusal marketi Gima 1957 yılında açıldı.

    Tarihini tam bilemiyorum fakat, doksanlı yılların sonuna doğru gibi,

    Evden çamaşır için bir deterjan istediler.

    Her zaman ki gibi evin önündeki bakkaldan aldım.

    Fiyatı o günün şartlarına göre epey pahalı geldi fakat demek ki değerli bir şey diye düşündüm.

    Akşam üzeri arkadaşlar ile geziyoruz.

   Bir köşede belki de ilk açılan market, pırıl pırıl parlıyor.

   İçeride pek kimse de yok.

   Kapıda ki adama, içeri giriliyor mu dedik.

  Tabii tabii buyrun dedi.

   Market bize panayır gibi geldi. Herşeyin fiyatları üzerinde.

   Baka baka geziyoruz.

   Birden gözüm mahalle bakkalın dan aldığım çamaşır deterjanı na takıldı.

    Üzerinde ki fiyat benim aldığım fiyatın üçte biri kadar.

   Tereddüt de ediyor insan, acaba aynısı mı diye.

   Bir tane aldım. Aynısı değilse kullanırız bir yerde diye .

  Eve geldim. Baktım marka, şişe aynısı.

   İkisini de alıp bizim bakkala gittim.

   Adam ya hocam, o mal bugün geldi de fiyatını bilmiyordum. Tahmini söyledim.

    O günden sonra bütün eksiklerimizi aldığımız evimin önündeki o bakkala bir daha hiç gitmedik.

    Konuyu şöyle bitirelim.

    Süper marketler her il, her ilçe için bir ihtiyaçtır.

    Onlar olmazsa bu kadar nüfusun ihtiyacını kim karşılayacak.

    Kimse darılmasın fakat,  onlar olmazsa eve götürdüğün bir kilo domatesin yarım kilosu yine çürük çıkacak.

     Onlar olmazsa kimseye bana bir muz ver diyemeyecek, iki tane elmayı seçerek alamayacak.

   Hele üzümlere hiç dokunamayacaksın.

   Çoğu şeyin fiyatını bile soramayacaksın.

   Ya mahalle bakkalları,

    Bakıyorum işini iyi yapan, hijyenine ve kalitesine özen gösteren bütün bakkalları,

     Bende dahil insanların çoğu tercih ediyor.

     Kısacası süper marketler giderse yokluk ve pahalılık tekrar başlar.

    En basit kriz zamanında ülke kaosa sürüklenir.

     Sadece doğacak kuyruklar dan fiyatlar üç katına çıkar.

  Yakın zamanda geçirdiğimiz pandemi ve yasaklar sırasında süper marketler olmasa,

   İnanın halk birbirini çiğnerdi.

   Marketler soğutma, havalandırma ve koruma sistemleri ile bu memleketin her türlü afetlere karşı güvencesi ve sigortasıdır.

    Ülkenin nüfusu seksen milyon

    Bakmayın biz, canımız sıkılınca

    İsrail,

    Keyfimiz gıcır gıcır ise,

    Amerikan ürünlerini boykot edelim dediğimize.

     Sonuçta evimizde her zaman, bir iki gün idare edecek yedek İsrail ve Amerikan ürünleri var.

    En iyisi biz,

    Marketleri bırakalım

    Birazda,

    kendimize çeki düzen verelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.