Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

YAPAY ZEKA ÖĞRETMENİN YERİNİ ALAMAZ

Yapay Zeka’nin öğretmenin yerini alabileceği düşüncesi taşıyanlar yanılırlar. Öğretmenin rolünün önüne hiçbir teknoloji kesemez. Öğrenme çok yönlü bir süreçtir ve farklı boyutları vardır. Bunlar arasında sosyal, bilişsel ve duygusal boyutlar yer alır. Sosyal boyut; öğrencinin birbirleriyle etkileşimleri, işbirliği, tartışma ve paylaşma yoluyla öğrenmelerini sağlayabilir. Bilişsel boyut; öğrencilerin bilgiyi işleme, anlama ve hatırlama şeklini içerir. Bu boyutta, öğrencilerin analitik düşünme, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliştirilir. Duygusal boyut ise, öğrencilerin öğrenme sürecinde hissettikleri duyguları ve öğrenmeye olan motivasyonlarını içerir. Bu boyutların hepsi birbirleriyle etkileşim halindedir ve başarılı bir öğrenme süreci için her biri ayrı bir önem taşır. Yapay zeka, yazma ve okuma becerileri konusunda yardımcı olabilir ama sosyalleşme, duygusal destek, yaratıcılık, eleştirel düşünme gibi diğer birçok eğitim alanı da insana dokunuş gerektirir. Öğrenmeleri sadece bilgi aktaran kişiler görmek yanlıştır. Öğrenmenin dönüştürücü gücü vardır, öğrencilere öğrenme tutkusunu hazırlar, onlara rehber olurlar. Yapay zeka, öğrenciler için ek destek ve geri bildirim sağlayarak öğretmenlere yardımcı bir kaynak olarak kullanılabilirler. Çocukların öğrenme deneyimi sosyal öğrenme şeklinde gerçekleşir, yani sadece okuma yazmayı öğrenmeleri yeterli değildir. Çocuk, okulda birçok beceri ve değer kazanır; problem çözme, iş birliği ve empati gibi becerileri öğretmeye de chatbotlar henüz hazır değil. Yapay zekanın tabii ki eğitime katkısı tartışılmaz. Ancak öğretmen faktörünü ortadan kaldırması mümkün değildir. Öğretmenlerinde; gelişen teknolojilerin eğitim alanındaki farklı uygulamalarını çok iyi anlamaları ve bu doğrultuda mesleki gelişimlerine yönelik eğitimlerle zamana ayak uydurmak zorundalar. Bunun için öğretmenlere dijital yetkinliklerini geliştirecek eğitim programları ve bilgilendirme seminerleri düzenlenmeli. Çünkü teknolojik araçlara ve yöntemlere egemen olmaları, öğrencilerine sınıfta daha etkili bir şekilde eğitim verebilmelerini sağlar. Günümüzde buna ayak uyduramayan öğretmen okullarda istenilen başarıya ulaşması hayal ürününden öte geçmez.
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2023 - Salı
Erol KÜÇÜK

YAPAY ZEKA ÖĞRETMENİN YERİNİ ALAMAZ

Yapay Zeka’nin öğretmenin yerini alabileceği düşüncesi taşıyanlar yanılırlar. Öğretmenin rolünün önüne hiçbir teknoloji kesemez.

Öğrenme çok yönlü bir süreçtir ve farklı boyutları vardır. Bunlar arasında sosyal, bilişsel ve duygusal boyutlar yer alır.

Sosyal boyut; öğrencinin birbirleriyle etkileşimleri, işbirliği, tartışma ve paylaşma yoluyla öğrenmelerini sağlayabilir.

Bilişsel boyut; öğrencilerin bilgiyi işleme, anlama ve hatırlama şeklini içerir. Bu boyutta, öğrencilerin analitik düşünme, eleştirel düşünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliştirilir.

Duygusal boyut ise, öğrencilerin öğrenme sürecinde hissettikleri duyguları ve öğrenmeye olan motivasyonlarını içerir. Bu boyutların hepsi birbirleriyle etkileşim halindedir ve başarılı bir öğrenme süreci için her biri ayrı bir önem taşır.

Yapay zeka, yazma ve okuma becerileri konusunda yardımcı olabilir ama sosyalleşme, duygusal destek, yaratıcılık, eleştirel düşünme gibi diğer birçok eğitim alanı da insana dokunuş gerektirir. Öğrenmeleri sadece bilgi aktaran kişiler görmek yanlıştır. Öğrenmenin dönüştürücü gücü vardır, öğrencilere öğrenme tutkusunu hazırlar, onlara rehber olurlar.

Yapay zeka, öğrenciler için ek destek ve geri bildirim sağlayarak öğretmenlere yardımcı bir kaynak olarak kullanılabilirler.

Çocukların öğrenme deneyimi sosyal öğrenme şeklinde gerçekleşir, yani sadece okuma yazmayı öğrenmeleri yeterli değildir. Çocuk, okulda birçok beceri ve değer kazanır; problem çözme, iş birliği ve empati gibi becerileri öğretmeye de chatbotlar henüz hazır değil.

Yapay zekanın tabii ki eğitime katkısı tartışılmaz. Ancak öğretmen faktörünü ortadan kaldırması mümkün değildir.

Öğretmenlerinde; gelişen teknolojilerin eğitim alanındaki farklı uygulamalarını çok iyi anlamaları ve bu doğrultuda mesleki gelişimlerine yönelik eğitimlerle zamana ayak uydurmak zorundalar. Bunun için öğretmenlere dijital yetkinliklerini geliştirecek eğitim programları ve bilgilendirme seminerleri düzenlenmeli. Çünkü teknolojik araçlara ve yöntemlere egemen olmaları, öğrencilerine sınıfta daha etkili bir şekilde eğitim verebilmelerini sağlar. Günümüzde buna ayak uyduramayan öğretmen okullarda istenilen başarıya ulaşması hayal ürününden öte geçmez.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.