Bulancak Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olan İsmail Güçtaş okulun müdür yardımcılarından. Bulancak Lisesi’nde beraber çalışma imkânı bulduk. Bugün belki 40. kitabını yazıyor.  Yayın portföyünde şiir, hikâye, roman, deneme, masal, fabl, inceleme gibi edebiyatın birbirinden çok farklı türlerinden eserleri var. Güçtaş, kitaplarını hem çocuklar için hem de yetişkinler için üretiyor. Bu da onu çağdaşı olan birçok kalemden ayrıcalıklı kılıyor. Türkiye'de birçok okul kütüphanesinde kitaplarına rastlamak mümkün. Kitaplarının önemli bir kısmı Türk kültür ve medeniyetinin yapı taşları olan milli eserlerimizi günümüzün diline kazandırma çabalarının birer ürünü olan “Dede Korkut Hikâyeleri” “Keloğlan Masalları” “Nasrettin Hoca fıkraları” ve Mevlana’nın ünlü eseri Mesnevi üzerinde yaptığı şiirleştirme çalışmaları. Kültür Bakanlığı şairin bu çalışmalarını ödüllendirmek için kendisine “halk şairi” unvanı verdi. İki kitabını Milli Eğitim Bakanlığı yayımlayan yazarın bir kitabı da Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayımlandı. Çocuk edebiyatı sahasında ürettiği eserler üzerinde Giresun Üniversitesi Türkçe Bölümünden bir öğrenci yüksek lisans çalışması yapan şairin iki şiiri de MEB. Ortaokul Türkçe ders kitabında yayımlandı. Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olan Güçtaş Bulancak Edebi Hayat Derneği’nin de başkanıdır. Kitaplarla oldukça geç tanışan Güçtaş lisede okurken karar verir edebiyatçı olmaya. On sekiz üniversite tercihinin on dördünü edebiyat fakülteleri ile doldurur ve halk şiirinin dolu dolu yaşatıldığı Sivas’ta okur üniversiteyi. Âşıklar şehri Sivas besler onun şiir heybesini. İlk kitabını 2006 yılında yayımlayan yazarın zaman içinde 35 kitabı yayımlanır. İsmail Güçtaş için söylenecek ilk şey, Türk edebiyatında bir "İsmail Güçtaş' kulvarı açtığıdır. Yazar, o kulvarda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Yazar, kaleminden kalbimize ilkbahar serinliği üflüyor dize ve satırlarıyla. Yazarlar kendi yağmurlarını yağdırmadan önce başka yazarların yağmurlarında ıslanırlar… Bu bir çeşit beslenme, olgunlaşma ve gelişmedir. Bardak iyice dolunca da taşmaya başlar yavaş yavaş. Yazıya dökülenler bardağın o taşma hâlidir. Onların kaleme aldıklarının okurken yazma isteğimiz artar. Zira satırların arasından periler dökülür. İlham veren, çağrışım yaptıran, yaratıcı düşünceyi tetikleyen. Bu nedenle İsmail Güçtaş, okuma isteği kadar yazma isteği de uyandıran bir yazardır. İsmail Güçtaş aynı zamanda şairdir de. Giresun adına bir renktir yazdıkları. Şiir, benim ana damarımdır der her defasında. Adım yıllar sonra anılacaksa “şair” olarak anılsın isterim der yakın dostlarına. Bizden geriye birkaç mısra kalsa yeter, der sık sık. Türkiye’nin romanı olmasını düşleyerek Bulancak’ın iki romanını yazmıştır Güçtaş “Kül ve Gül” ve “Yorgun Kuşlar” isimlerinde. “Çimen Kuşları” ve “Bu Bizim Hikâyemiz” eserlerindeki hikâyelerinde anlatılanlar yine Bulancak’ın ve Bulancaklının hayatıdır. Kim bilir, belki siz de o roman ve hikâyelerin bir yerlerinde kendinizi buluverirsiniz çoğu okuru gibi. Okumadıysanız eğer en kısa zamanda okumanızı tavsiye ederim.