Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

KİTAP OKUMUYORUZ

Yapılan araştırmaya göre  Türkiye’de 100 kişiden sadece 4 kişi kitap okuyor.Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi insanlarımızın bilgi birikiminin artmasına, halkımızın özellikle çocuklarımızın daha çok okumasına bağlı.Değişik şehirlerde düzenlenen kitap fuarları, halkın ve özellikle gençlerin kitaplara ilgi duymasını teşvik ediyor.Kitap fuarları, kitaba ilgi ve talep yaratıyor.  Kitap,gazete,dergi,roman okumayı her geçen gün bırakıyoruz…Bunu dostlarla bir araya geldiğimizde  fark ediyoruz. Sohbetin içinde şiir,roman,hikaye,makale,analiz ve strateji yok.Konuşulanlar arasında siyasi  konular, kim ne demiş,nerde ne olmuş, fıkralar. Daha sonra sohbetler geyik muhabbetine dönüşüvermiş. Biz seyretmeyi çok seviyoruz. Film,dizi,maç izlemekten yorulmayan bir toplum olmuşuz.Artık her olayın seyircisi durumundayız. Misafirlikte bile dizi’lerimizi kaçırmıyoruz. Öğrenme ve öğretmenin çok uzaklarında  bir yerlerde geziniyoruz… Bilmeden fikir sahibi olabiliyoruz.. Kendi söylediğimiz yalana kendimiz inanır olduk artık. Cenaze namazlarında bile siyaset caminin avlusunda  başlıyor.Dostlar alışverişte görsün misali sadece görüntü oluşturuyoruz. Her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakıyor. Evet, acı ama gerçek… Daha iyi yaşamak denilince akıllara sadece lüks geliyor. İnsanlar barut gibi. Ha patladı ha patlayacak. Bir şey demeye gelmiyor. Toplumda saygı yok olma aşamasında. Çamurdan da olsa hep benim adamım zihniyeti sürüyor. Hep bana, bana diyoruz. Ne diyeyim Allah sonumuzu hayır eylesin…
Ekleme Tarihi: 02 Mart 2018 - Cuma
Erol KÜÇÜK

KİTAP OKUMUYORUZ

Yapılan araştırmaya göre  Türkiye’de 100 kişiden sadece 4 kişi kitap okuyor.Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi insanlarımızın bilgi birikiminin artmasına, halkımızın özellikle çocuklarımızın daha çok okumasına bağlı.Değişik şehirlerde düzenlenen kitap fuarları, halkın ve özellikle gençlerin kitaplara ilgi duymasını teşvik ediyor.Kitap fuarları, kitaba ilgi ve talep yaratıyor.  Kitap,gazete,dergi,roman okumayı her geçen gün bırakıyoruz…Bunu dostlarla bir araya geldiğimizde  fark ediyoruz.

Sohbetin içinde şiir,roman,hikaye,makale,analiz ve strateji yok.Konuşulanlar arasında siyasi  konular, kim ne demiş,nerde ne olmuş, fıkralar. Daha sonra sohbetler geyik muhabbetine dönüşüvermiş. Biz seyretmeyi çok seviyoruz. Film,dizi,maç izlemekten yorulmayan bir toplum olmuşuz.Artık her olayın seyircisi durumundayız. Misafirlikte bile dizi’lerimizi kaçırmıyoruz.

Öğrenme ve öğretmenin çok uzaklarında  bir yerlerde geziniyoruz… Bilmeden fikir sahibi olabiliyoruz.. Kendi söylediğimiz yalana kendimiz inanır olduk artık.

Cenaze namazlarında bile siyaset caminin avlusunda  başlıyor.Dostlar alışverişte görsün misali sadece görüntü oluşturuyoruz. Her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakıyor.

Evet, acı ama gerçek… Daha iyi yaşamak denilince akıllara sadece lüks geliyor.

İnsanlar barut gibi. Ha patladı ha patlayacak. Bir şey demeye gelmiyor. Toplumda saygı yok olma aşamasında. Çamurdan da olsa hep benim adamım zihniyeti sürüyor. Hep bana, bana diyoruz. Ne diyeyim Allah sonumuzu hayır eylesin…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.