Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

EVİNDE KAL TÜRKİYEM

Virüsün özellikle dünyanın en savunmasız bölgelerinde orman yangını gibi yayılması durumunda milyonlarca insan yok olabilir. Artık bugün Dünyanın ortak bir düşmanı virüs. Çin'de başlayan ve bütün ülkelere yayılan corona virüs dolayısıyla ülkemizde zor günlerden geçiyor. Vaka sayılarının artmasıyla birlikte panik ve korku havası iyice artarken, insanlar dışarı çıkmak yerine evde kalmayı tercih ediyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen corona virüsün yayılma hızı ve ciddiyeti hepimizi alarm seviyesine getirdi. İnsan hayatını tehdit eden her durumun kaygı oluşturduğu fakat bu süreç içerisindeki belirsizliklerin insanlarda endişe ve korkuyu da beraberinde getirdiği bir gerçek. Dünyanın sonu gelmiş gibi hemen hemen her dakika sosyal medyada corona virüsle ilgili iddia ve haber dolaşıyor. Haberler ise insanların süreçle ilgili kaygıların günden güne artmasına sebep oluyor. Herkes herkesten ve her şeyden şüpheleniyor duruma geldi. İnsanlar artık topluluk içinde hapşırmaktan, öksürmekten de korkar oldu. Virüsün kendisinden ziyade 'korkusu' ciddi boyutlara ulaştı. Corona virüs salgını ortaya çıkmadan önce sağlığınızın ve sağlığımız için gerekli olan hijyenin bu denli ehemmiyetini bilemiyorduk belki de. Sadece sağlığınızın da değil, yaşamımızın, özgürlüğümüzü diğerlerini korumak için gösterdiğimiz anlayışın, özverinin ve fedakarlığın kıymetini de. İnsanlar sosyal medya aracılığıyla 'Salgın bitene kadar 'Evinde kal Türkiye' çağrısına destek vererek corona virüsle mücadele etmeye devam ediyor. Birçoğumuzun işlerini evlerinden yürüttüğü şu günlerde, evde bulunmanın sağlığımız açısından daha iyi olacağını düşünüyorum. Okul, çalışma hayatı oldukça streslidir. Her sabah işe ya da okula gitmek için uyandığınızda bazen yatağınızdan ayrılmak zor gelmez mi? Kiminiz derslerden kiminiz yoğun iş temponuzdan dolayı sevdiklerinize vakit ayıramamaktan şikayet etmez misiniz? Peki kendimiz? Kendimizle olan ilişkimiz? Hep birilerini mutlu etmek için uğraştığımız ama kendimizi mutlu etme konusunda yetersiz kaldığımız bizler? Daha da çoğaltabiliriz bunları... Sözün özü; önce kendi sağlığımızı düşünerek, bu konuda bilinçlenerek çevremize yardımcı olabiliriz. Bilim insanları, uzman sağlık personelleri bu konuda hepimiz için gece gündüz çalışıyorlar. Allah razı olsun kendilerinden. Bize düşende birbirimizi kaygılandırmak yerine koronavirüsle mücadelede tedbirlerini alalım. Uyulması gereken kurallara uyalım…
Ekleme Tarihi: 26 Mart 2020 - Perşembe
Erol KÜÇÜK

EVİNDE KAL TÜRKİYEM

Virüsün özellikle dünyanın en savunmasız bölgelerinde orman yangını gibi yayılması durumunda milyonlarca insan yok olabilir. Artık bugün Dünyanın ortak bir düşmanı virüs.

Çin'de başlayan ve bütün ülkelere yayılan corona virüs dolayısıyla ülkemizde zor günlerden geçiyor. Vaka sayılarının artmasıyla birlikte panik ve korku havası iyice artarken, insanlar dışarı çıkmak yerine evde kalmayı tercih ediyor.
Tüm dünyayı etkisi altına alan, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen corona virüsün yayılma hızı ve ciddiyeti hepimizi alarm seviyesine getirdi. İnsan hayatını tehdit eden her durumun kaygı oluşturduğu fakat bu süreç içerisindeki belirsizliklerin insanlarda endişe ve korkuyu da beraberinde getirdiği bir gerçek. Dünyanın sonu gelmiş gibi hemen hemen her dakika sosyal medyada corona virüsle ilgili iddia ve haber dolaşıyor.
Haberler ise insanların süreçle ilgili kaygıların günden güne artmasına sebep oluyor. Herkes herkesten ve her şeyden şüpheleniyor duruma geldi. İnsanlar artık topluluk içinde hapşırmaktan, öksürmekten de korkar oldu. Virüsün kendisinden ziyade 'korkusu' ciddi boyutlara ulaştı.
Corona virüs salgını ortaya çıkmadan önce sağlığınızın ve sağlığımız için gerekli olan hijyenin bu denli ehemmiyetini bilemiyorduk belki de. Sadece sağlığınızın da değil, yaşamımızın, özgürlüğümüzü diğerlerini korumak için gösterdiğimiz anlayışın, özverinin ve fedakarlığın kıymetini de. İnsanlar sosyal medya aracılığıyla 'Salgın bitene kadar 'Evinde kal Türkiye' çağrısına destek vererek corona virüsle mücadele etmeye devam ediyor.
Birçoğumuzun işlerini evlerinden yürüttüğü şu günlerde, evde bulunmanın sağlığımız açısından daha iyi olacağını düşünüyorum. Okul, çalışma hayatı oldukça streslidir. Her sabah işe ya da okula gitmek için uyandığınızda bazen yatağınızdan ayrılmak zor gelmez mi? Kiminiz derslerden kiminiz yoğun iş temponuzdan dolayı sevdiklerinize vakit ayıramamaktan şikayet etmez misiniz? Peki kendimiz? Kendimizle olan ilişkimiz? Hep birilerini mutlu etmek için uğraştığımız ama kendimizi mutlu etme konusunda yetersiz kaldığımız bizler? Daha da çoğaltabiliriz bunları...
Sözün özü; önce kendi sağlığımızı düşünerek, bu konuda bilinçlenerek çevremize yardımcı olabiliriz. Bilim insanları, uzman sağlık personelleri bu konuda hepimiz için gece gündüz çalışıyorlar. Allah razı olsun kendilerinden. Bize düşende birbirimizi kaygılandırmak yerine koronavirüsle mücadelede tedbirlerini alalım. Uyulması gereken kurallara uyalım…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.