Öncelikle geçtiğimiz hafta sonu, cumartesi günü Piraziz Öğretmenevi'nde kitapsever dostlarla, Piraziz Kaymakamımız Burak Öz’ün daveti üzerine kahvaltıda bir araya geldik.
Buradan Sayın Kaymakamımız Burak Öz’e ve Öğretmenevi görevlilerine teşekkür ediyorum. Güzel ve hoş dakikalar geçirdik.
Okumaya ilkokul yıllarında başladığımı anımsıyorum. Çünkü bizim dönemimizde okumayı öğrenen çocukların önlüğünün yakasına kırmızı kurdele takılırdı. Bir süre sonra sınıfta hemen birçok arkadaşın yakasında kırmızı kurdele varken, benim gibi parmakla gösterilen 3-5 arkadaşımın yakasında kurdele yoktu. Okulumuzun adı Bulancak şimdiki Gazi Ortaokulu, o zaman Atatürk İlkokulu idi.
Bir gün öğretmenim, rahmetli Murat Ekiz’e “Bizim niçin kırmızı kurdelemiz yok?” diye sorduğumuzda, “Siz okumayı biliyorsunuz, onlar yeni öğrendiler.” demişti. Çok üzülmüştük. Bazı arkadaşlarımız, zor da olsa okumayı öğrendikleri için ödül dışı kalmıştık. O akşam durumu rahmetlik babama anlatmıştım ve babamdan benim yakama da kırmızı kurdele takmasını istemiştim. Babam beni kırmayarak, ertesi gün önlüğümün yakasına büyük bir kırmızı kurdele takmıştı.
İlkokulda başlayan okuma alışkanlığım, yıllar boyu artarak sürdü. Elime geçen her şeyi merakla okuyordum.
Son zamanlarda bu tür birikimim o kadar çoğaldı ki, artık neyi nereye koyduğumu bilemez oldum.
1938 yılında Ahmet Cemil'in çevirisiyle yayımlanan Güneş Çocuğu bende apayrı bir yere sahiptir.
Erken yaşlarda, muhtemelen ilkokulun son sınıfında ya da ortaokulun ilk yıllarında okuduğum bu kitap, benim kara gün dostum olmuştu.
Canım sıkıldıkça, kasvetli bir hava beni sarınca tekrar okur, başka başka mekânlara yolculuk ederdim. Daha sonraki yıllarda Jack London’un Vahşetin Çağrısı, Deniz Kurdu, Beyaz Diş, Adem'den Önce, Kızıl Veba gibi çok sayıda kitabını okumuştum.
Yüz yıllar önce Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig adlı eserinde;
"Ancak iki türlü insan konuşmaz." der.
"Biri bilgisiz, biri dilsiz.
Dilsizin dili kilitlidir, söylemez.
Bilgisizin dili de sözünü gizlemez."
Yıllar sonra rahmetlik Uğur Mumcu ise, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan...” diyerek günümüz insanının içinde bulunduğu çıkmazı dile getirir.
Ne yazık ki günümüzde, bilgi sahiplerinin dile getirdiği gerçekler; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan çoğunluk tarafından hemen her konuda rahatsız edilmektedir.