Süleyman ERKAN
Köşe Yazarı
Süleyman ERKAN
 

KOZMOĞRAFYA GÖKBİLİMİ

         Günümüz gençliğine, kozmografya nedir? Diye sorulduğunda çoğu genç buna yanıt veremez. KOZMOGRAFYA; Gök bilimin, matematik, fiziğin yalnız ana kavramlarından yararlanarak, evrenle ilgili en belli başlı olayları konu alan bir bilim dalıdır. Aklı bilim, teknik yolunda kullanan toplumlar daima rahat ve refah yaşamışlardır. “ İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” Hace Bektaş-ı Veli.          Yıl 1929 lise üç ders kitabının adı; Kozmografya... Yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar. Atatürk’ün isteğiyle kozmografya kitabı yazdırıldı. Büyük ulu önderdeki öngörüye bakar mısınız? Hikâyesini birlikte okuyalım.           “Bu kitabı bulabilmem için uzun zamandır çaba harcıyordum. Sonunda bir sahafta buldum. Kozmografya Türkiye’de ki ilk astronomi kitabıdır. İlk basımı 1929’da yapıldı. Benim bulduğum kitabın basım tarihi 1933’tü. Yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar’dı. Bu kitap yazılmadan sekiz sene önce 1925’de Ankara Hükümeti’nin kasasında sadece 48 kuruş vardı. İşgal güçleriyle, fakirlikle, cehaletle, hastalıklarla mücadele ediliyordu. Savaş sonrası Osmanlı’nın borçları ödeniyordu. Biryandan da bilimle sanatla Cumhuriyet inşa ediliyordu. Fabrikalar yapılıyor, operalar temsil ediliyor, yurt dışına eğitim için öğrenciler gönderiliyor, örnek bir ülke yaratılıyordu.            O dönem insanlar dünyanın düz olduğunu ya da boğanın boynuzları üzerinde durduğunu düşünüyordu. Astronomi nedir, kimse bilmiyordu. Bir kişi bunun önemini biliyordu. Dünyada başka örneği yoktur ki bir devlet adamının astronomi kitabı yazmasını söylesin. Kozmografya Atatürk’ün isteğiyle Ali Yar bey’e 1929’da yazdırılmıştır. Gezegenler, mevsimler, nasıl oluşur, kara delik nedir, Aristo’dan başlayarak Kopernik’ten, Galileo’ya tüm uzmanların düşünceleri, Samanyolu haritasına kadar her şey bu kitaba konulmuştur.           1933’ten başlayarak tüm liselerde zorunlu ders olarak okutulmuştur. Ta ki 1979’a kadar, kitabın yazarı Ali Yar Bey Mektebi Sultani, yani Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra 1912 Temmuz’un da Paris Yüksek Tayyarecilik Mektebi’nden mezun olur. Dünyanın ilk üç uçak mühendisinden biri unvanını elde eder. Darülfünun, yani İstanbul Üniversitesi’nin o dönem Zeynep Hanım Konağı diye bilinen konakta cebir, astronomi dersleri verir. Atatürk’ün isteğiyle de bu kitabı yazar. Sahaftan gelen tarihi kozmografya kitabını açtığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Kapağın hemen arkasında kime ait olduğunu gösteren bir isim yazılıydı.           1933’te İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda 275 okul numaralı bir kişiye aittir bu kitap. Fahrettin Akbulut... Kim mi bu kişi? Sonradan Matematik profesörü olarak Ege Üniversitesi’nde dersler verecek Türkiye’de matematiği gençlere sevdirecektir. Bir gün Fahrettin Akbulut’un çocuğu evdeki kütüphane rafını karıştırır. Kozmografya kitabını görür. Şu an bende olan kitabı... Alır inceler içinde gökyüzü haritalarının, teleskopların, gezegenlerin ve kâinatın fotoğraflarını görünce astronomiye ilgi duymaya başlar. Sonra ne mi olur? California Üniversitesi ( Berkeley) Matematik bölümünden mezun olur. Wisconsin Üniversitesi’nde Michigan Stile Üniversitesi’nde Profesörlüğe kadar yükselir. “ Yaşadığımız uzayı tabii Euclid (Öklid) uzayı mı, yoksa onun yalancı kopyası mı?” Sorusunun yanıtını arar. İngiliz Astronomi profesörü Zeeman’ın 1963’te yaptığı tahmini çözümü bulmayı başarır. Bu nedenle de birçok ödüle hak kazanmıştır. Bunlardan biride TÜBİTAK Bilim Ödülü’dür. Türkiye’nin yetiştirdiği, dünyaca tanınan Profesör Dr. Fahrettin Akbulut’un oğlu Prof. Dr. Selman Akbulut Matematik astronomi alanında yaptığı çalışmalardan, uluslar arası ödüllerle taçlandırılır.          Baba Fahrettin ve oğlu Selman Matematik, astronomi alanında önemli çalışmalara imza atar. İşte kozmografya kitabının önemi buradadır. İçerisinde 275 okul numaralı lise talebesi Fahrettin’in kitaba karaladığı ismi bizi böylesine bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kitap küçük bir çocuğun yani Selman’ın eline geçmesiyle dünyaca tanınan bir bilim insanına dönüşmesine vesile olur. Bu kitap Atatürk tarafından Ali Yar Bey’e yazdırılmasaydı? Fahrettin Akbulut bu kitabı İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda okumasaydı... Sonrasında oğlu Selman bu kitabı görüp astronomiye heves etmeseydi... İşte Atatürk’ün neden büyük bir insan olduğunun örneği... Atatürk yüzünü bilime dönmüştür. İstikbal göklerdedir demiştir. Belki de en güzeli nüansı yazdırdığı kozmografya kitabının içindeki Ay fotoğrafında ki kraterlerdir. Neden mi? 1956 senesinde Dr. Hugh percy Wilkins Ay’da bir kratere büyük saygı duyduğu Atatürk’ün adının verilmiş olduğunu biliyor muydunuz? “ En Hakiki Mürşit İlimdir, İstikbal Göklerdedir.” Sözlerini somutlaşmış örneklerini gösterir.” Alıntı; Tolga Akdoğan yazmış.           Büyük insanlar büyük eserler bırakarak sonraki nesillere iz bırakır. Ölümsüzlüğünü onaylar. Beden ölür, fikir ve düşünceler asla ölmez. Okuyan, araştıran, inceleyen toplumların her zaman başları diktir. Okumayan, araştırmayan milletler başka milletlere muhtaçtır.
Ekleme Tarihi: 03 Haziran 2025 -Salı
Süleyman ERKAN

KOZMOĞRAFYA GÖKBİLİMİ

         Günümüz gençliğine, kozmografya nedir? Diye sorulduğunda çoğu genç buna yanıt veremez. KOZMOGRAFYA; Gök bilimin, matematik, fiziğin yalnız ana kavramlarından yararlanarak, evrenle ilgili en belli başlı olayları konu alan bir bilim dalıdır. Aklı bilim, teknik yolunda kullanan toplumlar daima rahat ve refah yaşamışlardır. “ İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” Hace Bektaş-ı Veli.

         Yıl 1929 lise üç ders kitabının adı; Kozmografya... Yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar. Atatürk’ün isteğiyle kozmografya kitabı yazdırıldı. Büyük ulu önderdeki öngörüye bakar mısınız? Hikâyesini birlikte okuyalım.

          “Bu kitabı bulabilmem için uzun zamandır çaba harcıyordum. Sonunda bir sahafta buldum. Kozmografya Türkiye’de ki ilk astronomi kitabıdır. İlk basımı 1929’da yapıldı. Benim bulduğum kitabın basım tarihi 1933’tü. Yazarı Ordinaryüs Prof. Dr. Ali Yar’dı. Bu kitap yazılmadan sekiz sene önce 1925’de Ankara Hükümeti’nin kasasında sadece 48 kuruş vardı. İşgal güçleriyle, fakirlikle, cehaletle, hastalıklarla mücadele ediliyordu. Savaş sonrası Osmanlı’nın borçları ödeniyordu. Biryandan da bilimle sanatla Cumhuriyet inşa ediliyordu. Fabrikalar yapılıyor, operalar temsil ediliyor, yurt dışına eğitim için öğrenciler gönderiliyor, örnek bir ülke yaratılıyordu.

           O dönem insanlar dünyanın düz olduğunu ya da boğanın boynuzları üzerinde durduğunu düşünüyordu. Astronomi nedir, kimse bilmiyordu. Bir kişi bunun önemini biliyordu. Dünyada başka örneği yoktur ki bir devlet adamının astronomi kitabı yazmasını söylesin. Kozmografya Atatürk’ün isteğiyle Ali Yar bey’e 1929’da yazdırılmıştır. Gezegenler, mevsimler, nasıl oluşur, kara delik nedir, Aristo’dan başlayarak Kopernik’ten, Galileo’ya tüm uzmanların düşünceleri, Samanyolu haritasına kadar her şey bu kitaba konulmuştur.

          1933’ten başlayarak tüm liselerde zorunlu ders olarak okutulmuştur. Ta ki 1979’a kadar, kitabın yazarı Ali Yar Bey Mektebi Sultani, yani Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra 1912 Temmuz’un da Paris Yüksek Tayyarecilik Mektebi’nden mezun olur. Dünyanın ilk üç uçak mühendisinden biri unvanını elde eder. Darülfünun, yani İstanbul Üniversitesi’nin o dönem Zeynep Hanım Konağı diye bilinen konakta cebir, astronomi dersleri verir. Atatürk’ün isteğiyle de bu kitabı yazar. Sahaftan gelen tarihi kozmografya kitabını açtığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Kapağın hemen arkasında kime ait olduğunu gösteren bir isim yazılıydı.

          1933’te İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda 275 okul numaralı bir kişiye aittir bu kitap. Fahrettin Akbulut... Kim mi bu kişi? Sonradan Matematik profesörü olarak Ege Üniversitesi’nde dersler verecek Türkiye’de matematiği gençlere sevdirecektir. Bir gün Fahrettin Akbulut’un çocuğu evdeki kütüphane rafını karıştırır. Kozmografya kitabını görür. Şu an bende olan kitabı... Alır inceler içinde gökyüzü haritalarının, teleskopların, gezegenlerin ve kâinatın fotoğraflarını görünce astronomiye ilgi duymaya başlar. Sonra ne mi olur? California Üniversitesi ( Berkeley) Matematik bölümünden mezun olur. Wisconsin Üniversitesi’nde Michigan Stile Üniversitesi’nde Profesörlüğe kadar yükselir. “ Yaşadığımız uzayı tabii Euclid (Öklid) uzayı mı, yoksa onun yalancı kopyası mı?” Sorusunun yanıtını arar. İngiliz Astronomi profesörü Zeeman’ın 1963’te yaptığı tahmini çözümü bulmayı başarır. Bu nedenle de birçok ödüle hak kazanmıştır. Bunlardan biride TÜBİTAK Bilim Ödülü’dür. Türkiye’nin yetiştirdiği, dünyaca tanınan Profesör Dr. Fahrettin Akbulut’un oğlu Prof. Dr. Selman Akbulut Matematik astronomi alanında yaptığı çalışmalardan, uluslar arası ödüllerle taçlandırılır.

         Baba Fahrettin ve oğlu Selman Matematik, astronomi alanında önemli çalışmalara imza atar. İşte kozmografya kitabının önemi buradadır. İçerisinde 275 okul numaralı lise talebesi Fahrettin’in kitaba karaladığı ismi bizi böylesine bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kitap küçük bir çocuğun yani Selman’ın eline geçmesiyle dünyaca tanınan bir bilim insanına dönüşmesine vesile olur. Bu kitap Atatürk tarafından Ali Yar Bey’e yazdırılmasaydı? Fahrettin Akbulut bu kitabı İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nda okumasaydı... Sonrasında oğlu Selman bu kitabı görüp astronomiye heves etmeseydi... İşte Atatürk’ün neden büyük bir insan olduğunun örneği... Atatürk yüzünü bilime dönmüştür. İstikbal göklerdedir demiştir. Belki de en güzeli nüansı yazdırdığı kozmografya kitabının içindeki Ay fotoğrafında ki kraterlerdir. Neden mi? 1956 senesinde Dr. Hugh percy Wilkins Ay’da bir kratere büyük saygı duyduğu Atatürk’ün adının verilmiş olduğunu biliyor muydunuz? “ En Hakiki Mürşit İlimdir, İstikbal Göklerdedir.” Sözlerini somutlaşmış örneklerini gösterir.” Alıntı; Tolga Akdoğan yazmış.

          Büyük insanlar büyük eserler bırakarak sonraki nesillere iz bırakır. Ölümsüzlüğünü onaylar. Beden ölür, fikir ve düşünceler asla ölmez. Okuyan, araştıran, inceleyen toplumların her zaman başları diktir. Okumayan, araştırmayan milletler başka milletlere muhtaçtır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.