Ali, oku yaz.
Oku Ali oku…!
Gerek yok Ali,
Bırak gel, boş ver be uğraşma.
Ne okuması ne yazması…
Allah’ın enayisi sen misin Ali?
On beş, yirmi sene okunur mu?
Çeyrek ömür, gurbette,
Büyükşehirlerde, okullarda, üniversite yurtlarında geçer mi?
Yarı aç, yarı tok yaşa.
Yedi sekiz kişi bir evde barınmaya çabala!
Ev kirası,
Elektrik parası, su parası, doğalgaz,
Telefon, yol parası, bilet abonman,
Cep harçlığı,
Kitap, defter, kâğıt, kalem, yiyecek içecek…
Falan da filan…!
Boş ver Ali.
Boş ver, hiç gerek yok bütün bunlara.
Yeterince okudun zaten.
Bırak gel!
Okusan ne olacak?
Baksana yahu,
Adamlar işin kolayını bulmuş.
“Sahte diploma” veren üniversite bile kurmuşlar.
Sahte diploması olan milletvekili bile var…
Ee,
Eee, ne yahu,
Ali bırak gel işte!
Okusan ne olacak?
Mülakata girip, başarılı olup,
İşe mi girebileceksin, iş mi kuracaksın…
Vatana, millete hayırlı evlat, vatandaş mı olacaksın?
Boş ver Ali,
O işe D… Bey bakıyor.
Yahu Ali, senin Türkçen yok mu,
Anlamıyor musun?
Olana bitene baksana:
Sorular çalınıyor!
Sınav soruları önceden sızdırılıyor.
Mülakat diye siyasi elemeden geçiyorsun.
Atama yok, tut ama yok.
İş mi bekliyorsun hâlâ?
Ne işi be,
Adamlar çok becerikli,
Bu işin üniversitesini bile kurmuşlar.
Okumadan diploma cepte…!
Sen uğraş dur Ali!
Ali, hâlâ niyetin var mı, umudun var mı,
Okuyacağım,
İşe girip çalışacağım,
Hayatımı kazanacağım diye?
Ne diyeyim,
Allah sana akıl fikir versin,
Oku Ali oku…