Esirettin Zehir
Köşe Yazarı
Esirettin Zehir
 

İSTANBUL' U KİM KAZANIR?

    Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar demişler fakat,     Yarın kıyametin kopacağını bilseler bile bu yiyiciler yemeyi bırakmaz.     Bir araştırmaya göre son yıllarda en çok yapılan kamusal binalar, İmam hatip ve cami olmuş.     Buna rağmen toplumumuzda cinayet, ahlaksızlık, adi suç oranı her gün biraz daha artmış.     Yetkililer bunun nedenlerini araştırıp toplumsal önlem alacakları yerde,      Artan suç oranlarına göre adliye ve cezaevi sayısını artırmışlar.     İnsan merak etmiyor değil tabi.     Din hayatımızın her safhasına girdiği halde niye toplumsal yapımız her gün biraz daha bozuluyor.     Almanya bunun çözümünü kendi içlerinde bulmuş gibi.     Darkweb Habere göre,  Almanya artık imamları Türkiye'den almayacak, kendi yetiştirecekmiş.     Bence de doğru olan bu.     Din adamlarımız ve dinimiz, hiç bir siyasi ideolojinin içinde olmamalı.     Çünkü dinimiz sadece sana, bana değil ,      Yahudiye, ateistlere hristiyanlara tüm evrene  gönderilmiştir.     Dinimiz öyle bir hale geldiki,ölünce Allah'a vereceğimiz hesabı, birbirimize vermek zorunda kalıyoruz.     Allah'ın en yüce canlı olarak yarattığı insan olmanın faziletlerinin farkında olan kaç kişi var ki.     85 milyon nüfuslu ülkemizin üçte ikisi yaşamayı sadece karın doyurmak zannediyor.     Ve bu kesimin yaşama standartı sadece yiyip içip yatmak üzerine kurulu.     Cumhuriyet Halk partisinin yıllardır izlediği siyaset gibi.     Yok o bunu çalmış.     Yok şunun oğlu gemicik almış.     Yok Man Adası.     Yok ayakkabı kutusu.     Sedat Peker denen suç örgütü lideri yurtdışına kaçtı.     Türkiye'de yapılan bütün yolsuzlukları belgeleri ile açıkladı da ne oldu!     Bizim millete,     Belediyeden yardım geliyor.     Sosyal güvenlik kurumundan yardım geliyor.     Belirli aralıklarda koli de geliyor.     On dönüm bostan,     Yan gel yat Osman.     Böyle bir topluma neyi anlatacaksın.     İstanbul'u kim kazanır demişken, İstanbul'daki göçmen sorunu geldi aklıma.     Eski İçişleri bakanımız;     Kimse merak etmesin, göçmen sayısı bir yerleşim biriminde toplam nüfusun % 20 sini geçmeyecek.     Geçen 1200 mahalle, belde vs. yerler vardı ikamete kapatıldı demişti.     İstanbul'un nüfusu 15 milyon diyelim.     11 milyondan fazla seçmen var.     Yabancı sayısı bakanımızın dediği verilere göre 3 milyon oluyor.     Çoğu yetişkin filinta gibi insanlar.     Fakat bu 3 milyon göçmenin kaçı seçmen bilemem.     Türkiye'de iktidarın izlediği göçmen politikasına bakarsak,  cennet de gibi yaşıyorlar.     Sağlık, eğitim, işsizlik başta olmak üzere her türlü yardım.     Ev alana, arsa alana vatandaşlık.     Bizim gibi Mekke'ye gitmelerine de gerek yok.     Bütün duaları Türkiye'de kabul oluyor zaten.     Yeniden refah partisi seçimlerde ortaklık hatırına, iktidardan Konya belediyesini istiyor.     Diğer ortak MHP,  Muğla belediyesini istiyor.     Peki bunu neyin karşılığı istiyor.     İstanbul'un.     İstanbul'a karşılık pazarlık.     Peki AKP iktidarı bu belediyeleri vermezse İstanbul seçimini kazanamaz mı?     Valla kimseye zırnık vermese bile.     Kimi aday gösterirse göstersin yine kazanır.     Çünkü,İmamoğlu' nun beş yıllık belediye başkanlığı dönemi genel seçimlere yansımadı.     Çünkü yağlayıp, tuzlayıp bize yutturmak istedikleri Kılıçdaroğlu'nun arkasında kaldılar.     AKP iktidarı çalışıyor.     En azından sistem üzerinde.     İstanbul'da kaç kişi oy kullanacak.     Kaçı hasta     Kaçı yaşlı.     Didik didik biliyor.     Yıllardır bir daireye 20 tane seçmen yazılmış haberi çıkıyor muhalefet de bizim gibi dinliyor.     Yapacak bir şey yok. Dairelerdeki seçmen sayısı artık iyice arttı.     Belki yakında dairelere de sığmayacak.     Alman fizikçi Albert Einstein in ispatlanmış bir teorisi var.     Einstein, hep aynı şeyleri yaparak değişik sonuçlar beklemek deliliktir demişti.     CHP de Özgür Özer Kılıçdaroğlu'nun bıraktığı yerden devam ediyor.     Göreve gelir gelmez Akşener' e sarıldı.     Kadın siyasette pimi çekilmiş bomba gibi.     Bazı şeyleri görmek için deli olmaya gerek yok ki!     Ne oldu şimdi.     Genel seçim öncesi üç tane oyu olmayan insanları mahşerin üç atlısı,     El, burun, ayak taktıkları kadını da kraliçe Elizabeth yaptılar.     Memleketin durumunu tekrar anlatmaya gerek yok.     Parası olan kuralı koyuyor.     Kuralı koyan parayı alıyor.      Son olarak Vladimir Jankelevitch'in benimde yürekten katıldığım bir seslenişi ile bitirelim konuyu;     "Tanrım, onları bağışlama     Çünkü ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar".
Ekleme Tarihi: 19 Aralık 2023 - Salı
Esirettin Zehir

İSTANBUL' U KİM KAZANIR?

    Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar demişler fakat,

    Yarın kıyametin kopacağını bilseler bile bu yiyiciler yemeyi bırakmaz.

    Bir araştırmaya göre son yıllarda en çok yapılan kamusal binalar, İmam hatip ve cami olmuş.

    Buna rağmen toplumumuzda cinayet, ahlaksızlık, adi suç oranı her gün biraz daha artmış.

    Yetkililer bunun nedenlerini araştırıp toplumsal önlem alacakları yerde,

     Artan suç oranlarına göre adliye ve cezaevi sayısını artırmışlar.

    İnsan merak etmiyor değil tabi.

    Din hayatımızın her safhasına girdiği halde niye toplumsal yapımız her gün biraz daha bozuluyor.

    Almanya bunun çözümünü kendi içlerinde bulmuş gibi.

    Darkweb Habere göre,  Almanya artık imamları Türkiye'den almayacak, kendi yetiştirecekmiş.

    Bence de doğru olan bu.

    Din adamlarımız ve dinimiz, hiç bir siyasi ideolojinin içinde olmamalı.

    Çünkü dinimiz sadece sana, bana değil ,

     Yahudiye, ateistlere hristiyanlara tüm evrene  gönderilmiştir.

    Dinimiz öyle bir hale geldiki,ölünce Allah'a vereceğimiz hesabı, birbirimize vermek zorunda kalıyoruz.

    Allah'ın en yüce canlı olarak yarattığı insan olmanın faziletlerinin farkında olan kaç kişi var ki.

    85 milyon nüfuslu ülkemizin üçte ikisi yaşamayı sadece karın doyurmak zannediyor.

    Ve bu kesimin yaşama standartı sadece yiyip içip yatmak üzerine kurulu.

    Cumhuriyet Halk partisinin yıllardır izlediği siyaset gibi.

    Yok o bunu çalmış.

    Yok şunun oğlu gemicik almış.

    Yok Man Adası.

    Yok ayakkabı kutusu.

    Sedat Peker denen suç örgütü lideri yurtdışına kaçtı.

    Türkiye'de yapılan bütün yolsuzlukları belgeleri ile açıkladı da ne oldu!

    Bizim millete,

    Belediyeden yardım geliyor.

    Sosyal güvenlik kurumundan yardım geliyor.

    Belirli aralıklarda koli de geliyor.

    On dönüm bostan,

    Yan gel yat Osman.

    Böyle bir topluma neyi anlatacaksın.

    İstanbul'u kim kazanır demişken, İstanbul'daki göçmen sorunu geldi aklıma.

    Eski İçişleri bakanımız;

    Kimse merak etmesin, göçmen sayısı bir yerleşim biriminde toplam nüfusun % 20 sini geçmeyecek.

    Geçen 1200 mahalle, belde vs. yerler vardı ikamete kapatıldı demişti.

    İstanbul'un nüfusu 15 milyon diyelim.

    11 milyondan fazla seçmen var.

    Yabancı sayısı bakanımızın dediği verilere göre 3 milyon oluyor.

    Çoğu yetişkin filinta gibi insanlar.

    Fakat bu 3 milyon göçmenin kaçı seçmen bilemem.

    Türkiye'de iktidarın izlediği göçmen politikasına bakarsak,  cennet de gibi yaşıyorlar.

    Sağlık, eğitim, işsizlik başta olmak üzere her türlü yardım.

    Ev alana, arsa alana vatandaşlık.

    Bizim gibi Mekke'ye gitmelerine de gerek yok.

    Bütün duaları Türkiye'de kabul oluyor zaten.

    Yeniden refah partisi seçimlerde ortaklık hatırına, iktidardan Konya belediyesini istiyor.

    Diğer ortak MHP,  Muğla belediyesini istiyor.

    Peki bunu neyin karşılığı istiyor.

    İstanbul'un.

    İstanbul'a karşılık pazarlık.

    Peki AKP iktidarı bu belediyeleri vermezse İstanbul seçimini kazanamaz mı?

    Valla kimseye zırnık vermese bile.

    Kimi aday gösterirse göstersin yine kazanır.

    Çünkü,İmamoğlu' nun beş yıllık belediye başkanlığı dönemi genel seçimlere yansımadı.

    Çünkü yağlayıp, tuzlayıp bize yutturmak istedikleri Kılıçdaroğlu'nun arkasında kaldılar.

    AKP iktidarı çalışıyor.

    En azından sistem üzerinde.

    İstanbul'da kaç kişi oy kullanacak.

    Kaçı hasta

    Kaçı yaşlı.

    Didik didik biliyor.

    Yıllardır bir daireye 20 tane seçmen yazılmış haberi çıkıyor muhalefet de bizim gibi dinliyor.

    Yapacak bir şey yok. Dairelerdeki seçmen sayısı artık iyice arttı.

    Belki yakında dairelere de sığmayacak.

    Alman fizikçi Albert Einstein in ispatlanmış bir teorisi var.

    Einstein, hep aynı şeyleri yaparak değişik sonuçlar beklemek deliliktir demişti.

    CHP de Özgür Özer Kılıçdaroğlu'nun bıraktığı yerden devam ediyor.

    Göreve gelir gelmez Akşener' e sarıldı.

    Kadın siyasette pimi çekilmiş bomba gibi.

    Bazı şeyleri görmek için deli olmaya gerek yok ki!

    Ne oldu şimdi.

    Genel seçim öncesi üç tane oyu olmayan insanları mahşerin üç atlısı,

    El, burun, ayak taktıkları kadını da kraliçe Elizabeth yaptılar.

    Memleketin durumunu tekrar anlatmaya gerek yok.

    Parası olan kuralı koyuyor.

    Kuralı koyan parayı alıyor.

     Son olarak Vladimir Jankelevitch'in benimde yürekten katıldığım bir seslenişi ile bitirelim konuyu;

    "Tanrım, onları bağışlama

    Çünkü ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar".

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.