O zamanlar kimse pandemi filan üretmiyordu.
Her şey doğaldı.
Kimsenin adına kayıtlı iğnesi de yoktu
Şimdiki gibi, ben geldim diyeceksin.
İğneci hoş geldin deyip, sistemden senin iğneni bulup vuracak.
Sonra sisteme yükleyip güle güle beyefendi, öteki iğneniz şu saatte diyecek.
Hatta sen unutsan bile, o sana unutturmamak için ,hatırlatma dozu vuracak iğneci hiç yoktu.
Hemen hemen her mahallede sadece bir iğneci, bir iğne vardı.
Fakat o bir iğne ve o iğneci bütün mahalleye yeterdi.
İğneci odaya girdiğinde profesör gelmiş gibi olurdu.
Herkes bir köşeye çekilir hayranlıkla izlerdi iğneciyi.
Öyle kolay mı!
Sen küçük bir bezin içinde lastikle sarılmış kutuyu aç.
Sanki aya roket gönderir gibi kutunun içindeki parçaları birbirine ekle.
Sonra ortaya çıkardığın roket savar gibi bir şeyle bütün mahalleyi iğnele.
Bazen başka mahalleden bile insan gelirdi iğneciyi çağırmaya.
Öyle şimdiki gibi arabada yoktu.
İğneci sorardı ev uzak mı diye.
Seni gözü tutarsa bekle hazırlanıp geleyim derdi.
Gerçi o zamanlar şimdiki gibi değildi.
Genelde herkesin gözü birbirini tutardı.
Bazen utana sıkıla sorardık.
Yarın akşam bir iğne daha var.
Ne yapalım, sizi kaçta almaya gelelim,
Çoğunlukla ben gelirim artık.
Yolu öğrendim derdi iğneci
Ertesi gece
Bizde işi az çok öğrenmiş olur.
İğneci gelmeden pamuk, kolonya, sıcak suyu hazırlayıp sabırsızlıkla beklerken.
Ansızın çıkar gelirdi iğneci.
Yani ne yapıp yapıp, gelirim dediğin yere gitmek gerek.
Çünkü gelirim deyip de gitmezsen.
Hem kendi kişiliğine ayıp olur.
Hem bekleyene.
Çünkü, bu şiirin yazarı Ümit Yaşar Oğuzcan,
Bu kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim derken,
Sevgi üzerine,
Sevdiğine hasreti,
Sevdiğine özlemi üzerine yazmıştı.
Sevdiğine gelirim deyip de gitmeyen insan; insan mıdır sizce.
Türkiye'nin 20 Mayıs 1974 yılında icra ettiği Kıbrıs Barış harekatı öncesinde,
Adadaki Yunan askerleri,
Kuşatma altında, kahramanca savaşan ve ümitle Anavatan Türkiye'den gelecek yardımı bekleyen bir avuç Türk askerlerinin moralini bozmak için bir türkü söylüyordu.
Bekledim de gelmedin
Hiç mi beni sevmedin.
İşte o zaman bombalar altındaki bir avuç Mehmetçik,
Bu kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim diyerek, bu şarkıyı ölümsüzleştirdi.
20 Mayıs 1974 de Türk askerleri bir gece ansızın Yunan askerlerinin tepesine indi.
Gelirim dediği sevgiliyi, canı pahasına bekletmedi.
49 sene sonra nereden aklıma geldi bu biliyormusunuz!
Dün akşam baktım televizyonlarda bir haber var.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan,
Ortak adalarımızı işgal eden Yunanistan ile yaşanan gerginlik sonrası
Bir gece ansızın gelebilirim diyerek tehdit ettiği Yunanistan'a ziyarete gidiyor.
Tabi bütün muhalefet de bunu eleştiriyor.
Ne var bunda anlamak mümkün değil.
Cumhurbaşkanımız bir gece ansızın gelebilirim demiş de,
Yunan başbakanı gel de göreyim dememiş ki.
Bir gece ansızın gelebiliriz tehdidinde bulunanları gün ışığında bekliyoruz demiş.
Cumhurbaşkanımız da büyük bir erdemlik göstermiş.
Gece gitmiyor ki, gündüz gidiyor.
Bizim muhalefeti anlamak mümkün değil.
Siyasette her lafı ciddiye alıyorlar.
11 ilde yaşanan deprem sonrası yıkılan binalar bir yılda yapılacak denildi; yapıldı mı.
Sefalet içinde çadırda yaşam mücadelesi veren depremzede bile inanmamış ki, gözleri dolu dolu söylüyor.
Kim kime bedava ev yapar diye.
2011 yılında yerli uçağımız göklerde denildi diye, uçak mı yapıldı!
Onun yerine Tübitak'ın yaptığı yarışmalarda hoşaf makinası yapıldı birinci oldu.
2023 de aya gideceğiz denildi. O gece ay tutuldu gidemedik.
Yani konuyu dağıtmadan,
Bugün ev sahiplerinin bile ciddiye almadığı siyasi sözleri, nasıl koskoca muhalefet ciddiye alıyor anlamak mümkün değil.
Hepsini bırak, bir gece ansızın gelebilirim sözü savaş üzerine değil ki, sevgi üzerine yazılmış.
Bu sözden nasıl savaş çığırtkanlığı çıkarıyorlar anlamak mümkün değil.
Benim anlamadığım Cumhurbaşkanımız, bir gece ansızın gelebilirim sözünü, ben sevdiğim insanlar için söyledim demiyor.
Terör örgütleri için söyledim diyor.
Terör yuvasının yerini kimse bilmiyor ki!
Eğer biliyorsak
Nerede ise her gün bir şehit verdiğimiz terör yuvalarına
Bir gece ansızın gitmek yerine,
Güpegündüz gitmek için,
Neyi bekliyoruz?
Bilmiyorum belki bu da siyasi.
Fakat insanın istediği her şeye
Demek ki inanası geliyor.