Aiiiii Aiiii sesini duyup da hemen eşek geldi sanmayın.
Eşekler de eskiden bizim gibi konuşur.
Bizim gibi tartışır.
Bizim gibi laftan anlamaz mış.
Peki ne oldu da Aiiii demeye başlamış.
Aslında Aaaa öyle İmiş diyecekler miş. Fakat korkudan Aaaa Ö İiiii derken dilleri tutulmuş.
O günden beri eşekler artık konuşamamış.
Neden dili tutulduğunu merak edene anlatsam ne olacak.
Cebine giren birşey yoksa kimse inanmayacak.
1854 yılında kızılderili şef Seattle tarafından Beyaz Saraya yazılan mektup da
"Sizin şehirlerinizde, baharda yaprakların açılışını yada böceklerin kanat vuruşunu duyacak yer yoktur.
İnsan bir kuşun, kurbağaların, rüzgarın, suyun sesini, ağaçların kokusunu, duymadan nasıl yaşar.
Hava bizim için önemlidir. Çünkü bütün canlılar aynı havayı paylaşır.
Nefes aldığınız hava sizin dikkatinizi çekmiyor gibi.
Ölü adam gibi bedeninizden gelen kötü kokuları duymuyorsunuz.
Hâlbuki bize iyi ruhu veren, bizi yaşatan temiz havadır.
Tanrı hepimizin ortak tanrısıdır. Değiştirdiğiniz bu dünya onun yaratıcısına ihanettir.
Topraklara, hayvanlara ne olursa, insanlara da aynısı olacaktır.
Çünkü kainatın yaratıcısı herşeyi birbirine bağlı yaratmıştır.
Sen tanrının sana sonsuz nimetler ile sunduğu dünyaya pislik yığmaya devam et.
Bir gün kendi pisliğin de boğulacaksın."
Mevsimler bitti.
Dereler, denizler bitti
Hayvanlar bitti
Hayvancılık bitti.
Tarım bitti.
İnsanlık bitti.
Çocuklarımız toprağın, temiz havanın ne olduğunu bilmeden.
Su sesini , kurbağa sesini duymadan büyüyor.
Hastalıklar arttı. Doğal hayat bitti.
Çiçekler bile kokmuyor artık.
Yalan, çalan, haram, helal birbirine karıştı.
Kur'an'ın içine sahip çıkmayanlar dışına sahip çıkıyor.
Valla fırsatı varken konuşası olan varsa konuşsun.
Yakındır bizim de Aiiiii Aiiii dememiz.