Esirettin Zehir
Köşe Yazarı
Esirettin Zehir
 

İNSANLIK TARİHE KARIŞACAK

     İlkokul 3. sınıfa gidiyorum . Aynı mahallede oturduğumuz üç arkadaş Ekrem Güngör , Şinasi G. (vefat etti) ve Ben .     O gün okula geç kaldık. Sınıfa girdiğimizde ders başlamıştı.    Öğretmenimiz Rahmetli K.Ş .    Aslında her zaman böyle değil fakat değişken di.     O gün, bizi tahtanın önünde sıraya dizdi . Birer birer niye geç kaldığımızı sordu .     Ekrem ile Ben, çalışkandık. Şinasi'nin derslerle arası pek iyi değildi .      Öğretmen  bizi biraz  kolladı herhalde ki, cetvel ile vurduğu ellerimiz pek acımadı. Yerimize oturmaya giderken,    Şinasi'nin ağlamaklı  sesi ile döndük.    Onlara yavaş vurdun bana niye hızlı vuruyorsun.   Öğretmen kızdı.   Sus diyerek cetvel ile Şinasi'nin bacağına tekrar vurdu.    Öğretmen otur diyor, Şinasi tepki gösterdikce, tekrar tekrar cetvel ile Şinasi'nin bacaklarına vuruyordu.   Çocuğuz tabi .Bütün sınıf çaresiz bakıyoruz.    Rahmetli çocuk, daha fazla dayanamadı.    Gözleri dolu dolu idi. Bacaklarını tutarak sırasına doğru gitti.    Ağlayarak öğretmene doğru seslendi.    Görürsün sen,    Babam Almanya'ya gitti .    Gelirken bana üç tane pantolon getirecek. Getirince hepsini üst üste giyeceğim.     O zaman istediğin kadar vur.     Bak o zaman bacaklarım hiç acıyor mu ? dedi.      Bugün,yazarken bile duygulanıp ağladım.     Öğretmenler,      Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra öğretmenlik mesleği, hiç bir zaman hak ettiği değeri ve saygıyı bulamadı.       Lakin,     Biz çocuklarımıza hak ettiği sevgi ve saygıyı her zaman gösterelim.        Çocuk anaokulunda da olsa lisede de olsa çocuktur.       Dersten önce sevgiye, ilgiye, oyuna ihtiyacı vardır.                  Avrupa konseyi 1999 yılını kadına şiddete hayır yılı ilan edeli 23 yıl geçti.       4 Ekim 1931 hayvanları koruma yılı ilan edildi. 92 yıl oldu.      Avrupa insan hakları sözleşmesi, Türkiye'de 18 Mayıs 1954 tarihinde yürürlüğe konuldu. Üzerinden 70 yıl geçti.     Biz hâlen dün gibi yerimizde sayıyoruz .      Çünkü bu günleri kutlamak , bu günleri lanetlemekle bir adım ileri gidemeyiz.     O günün gençlerini.     O günün çocuklarını bu bilinç ile yetiştirmiş olsaydık, bugün çok daha temiz çok daha bilinçli bir topluma sahip olurduk.       Hâlbuki her gün yeni bir gün kutluyoruz ,    Hâlen, bir günümüzü kurtaramadık .      Dershaneler, özel okulların sayısı arttıkça aile bağlarımız ve komşuluk ilişkilerimiz gün gün zayıfladı.       Gençler iyice içine çekildi. Örf ve adetlerimiz den, toplumsal duyarlılık ve toplumsal sorumluluklardan iyice uzaklaştı.       Biz öğretmenler,     bir yerde yanlış yaptığımız muhakkak.     5/14 yaş arası futbol dersi veriyorum.     Çocuk ailesi ile yanıma geliyor.      Ailesi, bu çok agresif hocam , top oynamak istiyor ne yapalım diyor.      Cumartesi, pazar saat 11.00 de gelsin diyorum.     Cumartesi gelemez okulda kursu var diyor.     Ne kursu diyorum, birden ciddileşiyor,    Hocam bu 3. sınıfa gidiyor. Sınavlara hazırlanıyor.     Daha dokuz, on yaşlarında çocuklar. Önlerine oyuncak koysan saatlerce oynuyorlar.   Eğitim çılgınlığı altında ne kursu, ne dersi bunlar .   Geleceğimizi kendi ellerimiz ile yok ediyoruz.   Hepsi pırıl pırıl çocuklar.   Hepsi saf.   Hepsi tertemiz.   İnsanlık günü ilan edildiğinde.   Hayvan hakları ilan edildiğinde de hepsi tertemizdi.     Lakin, hiç biri bu hakların, bu günlerin ne olduğunu bilerek büyümedi.         Toplumda iyi giyinmiş. Güzel konuşan. Ceketli,kravatlı ve eğitimli O kadar kötü insan var ki,     Tertemiz çocuksu kalpler,nasıl bu  hale geliyor anlamıyorum.     Biz öğretmenler, bir yerde yanlış yaptığımız muhakkak.     Çocukları tembel,çalışkan diye de ayırmayın .     Her çocuğun öğrenme ve algılama zamanları farklı farklı olabilir.      Lakin bütün çocukların sevgiye ihtiyacı aynıdır.     Bana göre eğitim sektörü, en tehlikeli sektörlerden biri haline geldi .      Ne çocuklarımıza çocukluğunu yaşatıyor.    Ne velilere anne babalığını.    Biri çıkıp da bu eğitim çılgınlığına dur demez ise,    Bu günlerin hiç birine ihtiyaç kalmayacak.      İnsanlık,      Eğitilerek,      Tarihe karışacak.
Ekleme Tarihi: 02 Aralık 2022 - Cuma
Esirettin Zehir

İNSANLIK TARİHE KARIŞACAK

     İlkokul 3. sınıfa gidiyorum . Aynı mahallede oturduğumuz üç arkadaş Ekrem Güngör , Şinasi G. (vefat etti) ve Ben .

    O gün okula geç kaldık. Sınıfa girdiğimizde ders başlamıştı.

   Öğretmenimiz Rahmetli K.Ş .

   Aslında her zaman böyle değil fakat değişken di.

    O gün, bizi tahtanın önünde sıraya dizdi . Birer birer niye geç kaldığımızı sordu .

    Ekrem ile Ben, çalışkandık. Şinasi'nin derslerle arası pek iyi değildi .

     Öğretmen  bizi biraz  kolladı herhalde ki, cetvel ile vurduğu ellerimiz pek acımadı. Yerimize oturmaya giderken,

   Şinasi'nin ağlamaklı  sesi ile döndük.

   Onlara yavaş vurdun bana niye hızlı vuruyorsun.

  Öğretmen kızdı.

  Sus diyerek cetvel ile Şinasi'nin bacağına tekrar vurdu.

   Öğretmen otur diyor, Şinasi tepki gösterdikce, tekrar tekrar cetvel ile Şinasi'nin bacaklarına vuruyordu.

  Çocuğuz tabi .Bütün sınıf çaresiz bakıyoruz.

   Rahmetli çocuk, daha fazla dayanamadı.

   Gözleri dolu dolu idi. Bacaklarını tutarak sırasına doğru gitti.

   Ağlayarak öğretmene doğru seslendi.

   Görürsün sen,

   Babam Almanya'ya gitti .

   Gelirken bana üç tane pantolon getirecek. Getirince hepsini üst üste giyeceğim.

    O zaman istediğin kadar vur.

    Bak o zaman bacaklarım hiç acıyor mu ? dedi.

     Bugün,yazarken bile duygulanıp ağladım.

    Öğretmenler,

     Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra öğretmenlik mesleği, hiç bir zaman hak ettiği değeri ve saygıyı bulamadı.  

    Lakin,

    Biz çocuklarımıza hak ettiği sevgi ve saygıyı her zaman gösterelim.   

    Çocuk anaokulunda da olsa lisede de olsa çocuktur.

      Dersten önce sevgiye, ilgiye, oyuna ihtiyacı vardır.           

      Avrupa konseyi 1999 yılını kadına şiddete hayır yılı ilan edeli 23 yıl geçti.

      4 Ekim 1931 hayvanları koruma yılı ilan edildi. 92 yıl oldu.

     Avrupa insan hakları sözleşmesi, Türkiye'de 18 Mayıs 1954 tarihinde yürürlüğe konuldu. Üzerinden 70 yıl geçti.

    Biz hâlen dün gibi yerimizde sayıyoruz .

     Çünkü bu günleri kutlamak , bu günleri lanetlemekle bir adım ileri gidemeyiz.

    O günün gençlerini.

    O günün çocuklarını bu bilinç ile yetiştirmiş olsaydık, bugün çok daha temiz çok daha bilinçli bir topluma sahip olurduk.

      Hâlbuki her gün yeni bir gün kutluyoruz ,

   Hâlen, bir günümüzü kurtaramadık .

     Dershaneler, özel okulların sayısı arttıkça aile bağlarımız ve komşuluk ilişkilerimiz gün gün zayıfladı.

      Gençler iyice içine çekildi. Örf ve adetlerimiz den, toplumsal duyarlılık ve toplumsal sorumluluklardan iyice uzaklaştı.

      Biz öğretmenler,

    bir yerde yanlış yaptığımız muhakkak.

    5/14 yaş arası futbol dersi veriyorum.

    Çocuk ailesi ile yanıma geliyor.

     Ailesi, bu çok agresif hocam , top oynamak istiyor ne yapalım diyor.

     Cumartesi, pazar saat 11.00 de gelsin diyorum.

    Cumartesi gelemez okulda kursu var diyor.

    Ne kursu diyorum, birden ciddileşiyor,

   Hocam bu 3. sınıfa gidiyor. Sınavlara hazırlanıyor.

    Daha dokuz, on yaşlarında çocuklar. Önlerine oyuncak koysan saatlerce oynuyorlar.

  Eğitim çılgınlığı altında ne kursu, ne dersi bunlar .

  Geleceğimizi kendi ellerimiz ile yok ediyoruz.

  Hepsi pırıl pırıl çocuklar.

  Hepsi saf.

  Hepsi tertemiz.

  İnsanlık günü ilan edildiğinde.

  Hayvan hakları ilan edildiğinde de hepsi tertemizdi.

    Lakin, hiç biri bu hakların, bu günlerin ne olduğunu bilerek büyümedi.

        Toplumda iyi giyinmiş. Güzel konuşan. Ceketli,kravatlı ve eğitimli O kadar kötü insan var ki,

    Tertemiz çocuksu kalpler,nasıl bu  hale geliyor anlamıyorum.

    Biz öğretmenler, bir yerde yanlış yaptığımız muhakkak.

    Çocukları tembel,çalışkan diye de ayırmayın .

    Her çocuğun öğrenme ve algılama zamanları farklı farklı olabilir.

     Lakin bütün çocukların sevgiye ihtiyacı aynıdır.

    Bana göre eğitim sektörü, en tehlikeli sektörlerden biri haline geldi .

     Ne çocuklarımıza çocukluğunu yaşatıyor.

   Ne velilere anne babalığını.

   Biri çıkıp da bu eğitim çılgınlığına dur demez ise,

   Bu günlerin hiç birine ihtiyaç kalmayacak.

     İnsanlık,

     Eğitilerek,

     Tarihe karışacak.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.