Sağ- sol dönemindeki,
İnsan profillerini,
insanların ve gençlerin nasıl kullanıldığını kendi yaşadıklarım ile birleştirerek bir roman yazmıştım.
Fakat o zamanlar yazdığım yazıyı kaydedecek bir teknoloji yoktu.
Varsa da ben bilmiyordum.
kitap haline getiremeden kağıt üzerinde olan bu romanı bir kaza sonucu kaybettim.
Daha sonra spora olan tutkum yazma isteğimin önüne geçti.
Romanın giriş bölümü şöyle başlardı;
Bizim mahallede Yan Ali diye biri vardı. Hep beni bir günlüğüne başbakan yapsalar derdi.
Düşünür dururdum; Yan Ali bir günlüğüne başbakan olup da ne yapacak diye.
Bir gün duydum ki! Yan Ali'yi belediye tuvaletine bekçi yapmışlar.
Oysa Yan Ali'nin umutları vardı. Umutları birikmişti.
Oysa Yan Ali'nin yarınları vardı. Yarınları birikmişti.
Umutlar birikirse ne olur?
Yarınlar birikirse ne olur? der
UMUTLAR BİRİKİRSE diye başlardı romanım.
Hüsrev Yan Ali'nin sekiz yaşındaki oğludur. Aslında melekleri bile kıskandıracak saf ve temiz bir yüzü vardır Hüsrev'in. Lakin geleceği karanlıktır.
Karanlıklar içinde yaşamaya mahkum bir çocuk karanlık çocuk olmaya mahkumdur.
Hiç mi aydınlığı olmayacak Hüsrev' in!
Hiç.
Ya Selver!
Selver de karanlıklar içinde yaşamaya mecbur mu?
Selver Yan Ali'nin 17 yaşındaki kızıdır. Lüle lüle saçları, fidan gibi boyu, alımlı vücudu ile Yan Ali'nin birikmiş umutlarının bir ifadesidir sanki.
Hüsrev ile Selver iki nadide çiçektir, lakin yaşadıkları dünya kuraktır.
Değişen yarınlar, çoğalan ırz düşmanları, yağcılar, çıkarcılar arasında bu iki nadide çiçek nasıl açacak! nasıl büyüyecek acaba!.
Şimdi tekrar aklıma nereden geldi bu roman biliyor musunuz!
Geçenlerde o dönemlerin bir solcusu ile konuşurken konu günümüze geldi.
Niye bu geçiş döneminde eski solcular çok sessiz kaldı diye sordum.
Özetle aynı şöyle dedi;
Bizim dönemin solcuları daha sonra kullanıldığını anladı. İçlerine çekildiler dedi.
O anlattıkça sanki bana kitabımı anlatıyor gibi geldi.
Neyse olan oldu. Allah fırsat verirse bu günleri de anlatan yeni bir kitap yazmak istiyorum.
Çünkü kitabın giriş bölümü hiç değişmedi.
Diğer bölümlerden Suriyelileri ve satılan vatan topraklarını çıkarırsam konu da hiç değişmedi.
Adam emekli olmuş 7 bin 500 lira maaş alıyor.
Her akşam ne yiyeceğim diye düşünüyor.
Adam hem emekli hem vekil olmuş 230 bin lira maaş alıyor,
Bir gün olsun ne yiyeceğim diye düşünmeden,
Allah rızkımıza ne verdiyse onu yeriz diyor.
Binlerce üniversite mezunu genç işsiz sapsız dururken
Çarpma, toplama bilmeyen insanlar, siyasi çarkın içinde, sınavsız puansız işe girmiş. Bazıları şef, müdür bile olmuş;
Rızkımı veren Hüda'dır kula minnet eylemem diyor.
Yakın zamanda yaşamış İslam Aleminin ve tasavvuf yolunun müstesna bir ferdi, manevi adıyla Abdullah Baba hazretlerinin ağzından düşürmediği
Gurrab gibi ötme ile
Tembel tembel yatma ile
Helal haram yutma ile
Cennet cemal bulunur mu?
Sözü ile bu günlük kapatalım konuyu.
Yoksa bu ahlak ile memlekette inanç bile bırakmayacaklar bize.
Anasayfa
Yazarlar
Esirettin Zehir
Yazı Detayı
Bu yazı 733+ kez okundu.
YARINLAR BİRİKİRSE
Sağ- sol dönemindeki,
İnsan profillerini,
insanların ve gençlerin nasıl kullanıldığını kendi yaşadıklarım ile birleştirerek bir roman yazmıştım.
Fakat o zamanlar yazdığım yazıyı kaydedecek bir teknoloji yoktu.
Varsa da ben bilmiyordum.
kitap haline getiremeden kağıt üzerinde olan bu romanı bir kaza sonucu kaybettim.
Daha sonra spora olan tutkum yazma isteğimin önüne geçti.
Romanın giriş bölümü şöyle başlardı;
Bizim mahallede Yan Ali diye biri vardı. Hep beni bir günlüğüne başbakan yapsalar derdi.
Düşünür dururdum; Yan Ali bir günlüğüne başbakan olup da ne yapacak diye.
Bir gün duydum ki! Yan Ali'yi belediye tuvaletine bekçi yapmışlar.
Oysa Yan Ali'nin umutları vardı. Umutları birikmişti.
Oysa Yan Ali'nin yarınları vardı. Yarınları birikmişti.
Umutlar birikirse ne olur?
Yarınlar birikirse ne olur? der
UMUTLAR BİRİKİRSE diye başlardı romanım.
Hüsrev Yan Ali'nin sekiz yaşındaki oğludur. Aslında melekleri bile kıskandıracak saf ve temiz bir yüzü vardır Hüsrev'in. Lakin geleceği karanlıktır.
Karanlıklar içinde yaşamaya mahkum bir çocuk karanlık çocuk olmaya mahkumdur.
Hiç mi aydınlığı olmayacak Hüsrev' in!
Hiç.
Ya Selver!
Selver de karanlıklar içinde yaşamaya mecbur mu?
Selver Yan Ali'nin 17 yaşındaki kızıdır. Lüle lüle saçları, fidan gibi boyu, alımlı vücudu ile Yan Ali'nin birikmiş umutlarının bir ifadesidir sanki.
Hüsrev ile Selver iki nadide çiçektir, lakin yaşadıkları dünya kuraktır.
Değişen yarınlar, çoğalan ırz düşmanları, yağcılar, çıkarcılar arasında bu iki nadide çiçek nasıl açacak! nasıl büyüyecek acaba!.
Şimdi tekrar aklıma nereden geldi bu roman biliyor musunuz!
Geçenlerde o dönemlerin bir solcusu ile konuşurken konu günümüze geldi.
Niye bu geçiş döneminde eski solcular çok sessiz kaldı diye sordum.
Özetle aynı şöyle dedi;
Bizim dönemin solcuları daha sonra kullanıldığını anladı. İçlerine çekildiler dedi.
O anlattıkça sanki bana kitabımı anlatıyor gibi geldi.
Neyse olan oldu. Allah fırsat verirse bu günleri de anlatan yeni bir kitap yazmak istiyorum.
Çünkü kitabın giriş bölümü hiç değişmedi.
Diğer bölümlerden Suriyelileri ve satılan vatan topraklarını çıkarırsam konu da hiç değişmedi.
Adam emekli olmuş 7 bin 500 lira maaş alıyor.
Her akşam ne yiyeceğim diye düşünüyor.
Adam hem emekli hem vekil olmuş 230 bin lira maaş alıyor,
Bir gün olsun ne yiyeceğim diye düşünmeden,
Allah rızkımıza ne verdiyse onu yeriz diyor.
Binlerce üniversite mezunu genç işsiz sapsız dururken
Çarpma, toplama bilmeyen insanlar, siyasi çarkın içinde, sınavsız puansız işe girmiş. Bazıları şef, müdür bile olmuş;
Rızkımı veren Hüda'dır kula minnet eylemem diyor.
Yakın zamanda yaşamış İslam Aleminin ve tasavvuf yolunun müstesna bir ferdi, manevi adıyla Abdullah Baba hazretlerinin ağzından düşürmediği
Gurrab gibi ötme ile
Tembel tembel yatma ile
Helal haram yutma ile
Cennet cemal bulunur mu?
Sözü ile bu günlük kapatalım konuyu.
Yoksa bu ahlak ile memlekette inanç bile bırakmayacaklar bize.
Ekleme
Tarihi: 09 Ocak 2024 - Salı
YARINLAR BİRİKİRSE
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(1)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Bahattin...
(12.01.2024 09:23 -
#72425)
Başkan durum ortada...
Yazsan, çizsen ne fayda...
Kula minnet eylemeyenlerin durumu ortada lakin yağmur nereye yağarsa tarlasını oraya taşıyanlar her mevsim hasatta...
Kal sağlıcakla