Esirettin Zehir
Köşe Yazarı
Esirettin Zehir
 

NEREYE GİDİYORUZ

     Altı Şubat pazartesi günü on ilimizi birden etkileyen büyük bir deprem oldu.      Depremin yedinci günü sonunda açıklamalara göre 30 bin can kaybımız, 81 bin civarında yaralımız var.      Halen bulunmayan kayıp insanlarımızın sayısını kimse açıklamıyor.      Benim de açıklamaya dilim varmıyor.      Bütün Türkiye tek yürek oldu. İmkânı olan, gönüllü görev alan deprem bölgesine gitti.      Görev çıkmayan, imkanı olmayan herkes evde veya işi başında da olsa yüreği deprem bölgesinde kaldı.      Tabii bu felâket ülkemizin yaşadığı ne ilk felaket ne son felaket olacak.      Yakın zamanlarda      24 Kasım 1976 yılında merkez üssü Van ilinin Muradiye ilçesinde 7,5 büyüklüğünde bir deprem oldu, 3 bin 840 kişi öldü.      17 Ağustos 1999 yılında merkez üssü Gölcük olan 7,4 şiddetinde bir deprem oldu, 18 bin 373 kişinin öldüğü açıklandı.      12 Kasım 1999 da merkez üssü Düzce olan 7,2 büyüklüğünde deprem oldu, 894 kişi hayatını kaybetti.      2003 yılında Bingöl de 6,4 büyüklüğünde ki depremde 176 kişi hayatını kaybetti.      23 Ekim 2011 yılında Van ilimizde 7,2 hemen peşinden Edremit ilçesinde 5,6 büyüklüğünde depremde 601 vatandaşımız hayatını kaybetti.      24 Ocak 2020 yılında merkez üssü Elazığ ilinin Sivrice ilçesinde 6,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, 41 kişi hayatını kaybetti.      Yine 30 ekim 2020 yılında İzmir'in Seferihisar ilçesinde 6,6 büyüklüğünde bir deprem oldu 116 kişi hayatını kaybetti.      Bunların hepsinde millet bir bütün oldu.      Bunların hepsinde millet devlet birbirine sarıldı.      6 Şubat 2023 yılında 10 ilimizde daha acısı yeni başlayan ve tüm Türkiye'yi mateme boğan deprem sonrası millet ilk defa bölündü.      Deprem 10 ilde oldu fakat sarsıntısı ve acısı 81 ilde hepimizin evine girdi.      Kimse rahat yatamıyor      Kimse uyuyamıyor artık.      Herkesin acısı taze.      Çoğunun canı, çoluk çocuğu, eşi, akrabaları, dostları yerin altında henüz.      Millet ister istemez konuşuyor.      İster istemez birbirini suçluyor.      Sorumlu arıyor.      Acısını paylaşıyor.      Sonuç da veriyor bu tepkiler.      Kaçan sorumlular, talancılar bir bir yakalanıyor.      Tedbirler ve önlemler hızla çoğalıyor.      Devlet hepimizin devleti.      Can hepimizin canı.      Acılar hepimizin acısı.      Show TV      ATV     Fox Tv bütün kanallarda deprem bölgesinde gece gündüz görev yapan muhabirler     İstanbul      Ankara      Konya büyükşehir belediyeleri bu afet te inanılmaz çalışıyorlar diyor.      Olması gereken de bu.      Herkes tek yürek olmuş çalışırken,  depremden zarar görmediği kesinleşen eski bir siyasetçi ( milletvekili demeye utanıyor insan)      İstanbul büyükşehir belediye başkanına sen buraya niye geldin. Git İstanbul'u nu bekle İngiliz köpeği diyor.      Ve bir daha ortalıkta görünmeden sıcacık konforlu evine gidiyor.      Belki de başka bir şehire başka bir evine gidiyor.      Bu provokatörlüğü önceden de dile getirmiştim, her zaman dile getireceğim      Belki bu can pazarında bir karmaşa yaratarak, bir linç girişimine bir katliama sebep olabilecek, belki de deprem kadar ağır ve acılar doğurabilecek bu davranış için kimsenin ağzında bir laf kimsenin ağzında bir tepki yok.      Bunun içindir ki herhangi bir kurum veya kuruluş adına, veya gönüllü olarak deprem bölgesine gidip de gücü ve imkanı nispetinde çalışmak yerine      Bu acısı olan veya acıya ortak olan insanların isyanına      Vatan millet bekçiliği yapıp tepki veren insanların  bu olaya hiç tepki vermemesini aslında anlıyorum.      Atalarımız alçak eşeğe herkes biner demiş.      Yüz binlerce acının yaşandığı, milyonları tüm dünyayı ayağa kaldıran tüm dünyayı birleştiren yüzyılın bu afetin de bile      Yine herkes kişisel çıkarına göre konuşuyor.      Uzmanlar, yeni depremler yeni acılar kapıda diyor.      Biz elimizde bir kepçe bir tencere ile nereye kadar gideceğiz.      Gerçek şu ki,      Ölenler ses veremediği için öldü.      Kalanlar maşallah mikrofon gibi.
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2023 - Salı
Esirettin Zehir

NEREYE GİDİYORUZ

     Altı Şubat pazartesi günü on ilimizi birden etkileyen büyük bir deprem oldu.

     Depremin yedinci günü sonunda açıklamalara göre 30 bin can kaybımız, 81 bin civarında yaralımız var.

     Halen bulunmayan kayıp insanlarımızın sayısını kimse açıklamıyor.

     Benim de açıklamaya dilim varmıyor.

     Bütün Türkiye tek yürek oldu. İmkânı olan, gönüllü görev alan deprem bölgesine gitti.

     Görev çıkmayan, imkanı olmayan herkes evde veya işi başında da olsa yüreği deprem bölgesinde kaldı.

     Tabii bu felâket ülkemizin yaşadığı ne ilk felaket ne son felaket olacak.

     Yakın zamanlarda

     24 Kasım 1976 yılında merkez üssü Van ilinin Muradiye ilçesinde 7,5 büyüklüğünde bir deprem oldu, 3 bin 840 kişi öldü.

     17 Ağustos 1999 yılında merkez üssü Gölcük olan 7,4 şiddetinde bir deprem oldu, 18 bin 373 kişinin öldüğü açıklandı.

     12 Kasım 1999 da merkez üssü Düzce olan 7,2 büyüklüğünde deprem oldu, 894 kişi hayatını kaybetti.

     2003 yılında Bingöl de 6,4 büyüklüğünde ki depremde 176 kişi hayatını kaybetti.

     23 Ekim 2011 yılında Van ilimizde 7,2 hemen peşinden Edremit ilçesinde 5,6 büyüklüğünde depremde 601 vatandaşımız hayatını kaybetti.

     24 Ocak 2020 yılında merkez üssü Elazığ ilinin Sivrice ilçesinde 6,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi, 41 kişi hayatını kaybetti.

     Yine 30 ekim 2020 yılında İzmir'in Seferihisar ilçesinde 6,6 büyüklüğünde bir deprem oldu 116 kişi hayatını kaybetti.

     Bunların hepsinde millet bir bütün oldu.

     Bunların hepsinde millet devlet birbirine sarıldı.

     6 Şubat 2023 yılında 10 ilimizde daha acısı yeni başlayan ve tüm Türkiye'yi mateme boğan deprem sonrası millet ilk defa bölündü.

     Deprem 10 ilde oldu fakat sarsıntısı ve acısı 81 ilde hepimizin evine girdi.

     Kimse rahat yatamıyor

     Kimse uyuyamıyor artık.

     Herkesin acısı taze.

     Çoğunun canı, çoluk çocuğu, eşi, akrabaları, dostları yerin altında henüz.

     Millet ister istemez konuşuyor.

     İster istemez birbirini suçluyor.

     Sorumlu arıyor.

     Acısını paylaşıyor.

     Sonuç da veriyor bu tepkiler.

     Kaçan sorumlular, talancılar bir bir yakalanıyor.

     Tedbirler ve önlemler hızla çoğalıyor.

     Devlet hepimizin devleti.

     Can hepimizin canı.

     Acılar hepimizin acısı.

     Show TV

     ATV

    Fox Tv bütün kanallarda deprem bölgesinde gece gündüz görev yapan muhabirler

    İstanbul

     Ankara

     Konya büyükşehir belediyeleri bu afet te inanılmaz çalışıyorlar diyor.

     Olması gereken de bu.

     Herkes tek yürek olmuş çalışırken,  depremden zarar görmediği kesinleşen eski bir siyasetçi ( milletvekili demeye utanıyor insan)

     İstanbul büyükşehir belediye başkanına sen buraya niye geldin. Git İstanbul'u nu bekle İngiliz köpeği diyor.

     Ve bir daha ortalıkta görünmeden sıcacık konforlu evine gidiyor.

     Belki de başka bir şehire başka bir evine gidiyor.

     Bu provokatörlüğü önceden de dile getirmiştim, her zaman dile getireceğim

     Belki bu can pazarında bir karmaşa yaratarak, bir linç girişimine bir katliama sebep olabilecek, belki de deprem kadar ağır ve acılar doğurabilecek bu davranış için kimsenin ağzında bir laf kimsenin ağzında bir tepki yok.

     Bunun içindir ki herhangi bir kurum veya kuruluş adına, veya gönüllü olarak deprem bölgesine gidip de gücü ve imkanı nispetinde çalışmak yerine

     Bu acısı olan veya acıya ortak olan insanların isyanına

     Vatan millet bekçiliği yapıp tepki veren insanların  bu olaya hiç tepki vermemesini aslında anlıyorum.

     Atalarımız alçak eşeğe herkes biner demiş.

     Yüz binlerce acının yaşandığı, milyonları tüm dünyayı ayağa kaldıran tüm dünyayı birleştiren yüzyılın bu afetin de bile

     Yine herkes kişisel çıkarına göre konuşuyor.

     Uzmanlar, yeni depremler yeni acılar kapıda diyor.

     Biz elimizde bir kepçe bir tencere ile nereye kadar gideceğiz.

     Gerçek şu ki,

     Ölenler ses veremediği için öldü.

     Kalanlar maşallah mikrofon gibi.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.