Kişi kandırırsa kendini kandırır.
Allahu Teala her şeyi bilip görür.
Ben namaz ile ilk tanıştığım yaşlarda duaları ve namazı tam olarak bilmiyordum.
Bahtiyar diye bir arkadaşımız vardı. Daha sonra Amerika'ya gitti. Orada genç yaşta bir kaza sonucu hayatını kaybetti.
Bu vesile ile Bahtiyar arkadaşımızın anısını tazelerken tekrar kendisine Allah'tan rahmet, geride kalanlarına baş sağlığı dilerim.
Bahtiyar, çevik ve atletik bir çocuktu.
Bize göre daha girişken ve yaramazdı.
O gün mahallede yanımıza geldi.
Cebinden bir huni akide şekeri çıkardı.
Bize birer tane dağıttı.
Tadı damağımızda kaldı.
Nereden aldın dedik
Camide dağıtıyorlar. Dün akşam aldım dedi.
Bu akşam da mevlüt var.
Akide şekeri almak için toplanıp camiye gidelim dedi.
Kubbeli caminin orada Kur'an kursuna gidiyorduk
Fakat henüz namaz kılmayı bilmediğimizi söyledik.
Uzun uzun tartıştık.
Namazdan sonra akide şekeri almak için camiye gitmeye karar verdik.
O akşam topluca Orta Caminin kapısında buluştuk.
Millet hep camide.
Kapıda sadece altı arkadaş biz varız.
Namazın bitmesini bekliyoruz. İçeri girmek için.
Bahtiyar arada sırada içeriyi gözlüyor.
Aha da bitti çabuk olun dedi.
Biz içeri daldık.
Bahtiyar herkesi ayakta görünce namaz bitti sanmış.
Meğerse üç tane de vitir vacip varmış.
Herkes dönmüş bize bakıyor.
Adamın biri hafifçe yana kaydı.
Eli ile buraya gelin der gibi yer gösterdi.
Yüzüm kıpkırmızı
Hemen gittim adamın yanına.
Baktım Bahtiyar' da arkamdan geliyor.
Tam adamın yanına duracam, öndeki adam yanını işaret etti.
Ben kesin bizi dövecekler diyorum içimden.
Kaçma da kaçamıyoruz daha.
Yüzüm gözüm kıpkırmızı.
Kafamı kaldırıp sağa sola bile bakamıyorum.
Bir noktada durdum fakat robot gibiyim.
Çoğu namaza başladı bile.
Benim yanımdaki adam elini kolunu düzeltip duruyor.
Nihayet adam başladı.
Çaktırmadan iki saniye sonra bende başladım.
Adam secdeye vardı.
Bende vardım.
Ellerimin arasından göz ucuyla adamın başını görüyorum.
Yattı adam kalkmıyor daha.
Bu kadar uzun olmaması lazım ama, kalkmada kalkamıyorum.
Birden Bahtiyar'ın sesini duydum öteki yanımda.
Kısık sesle, oğlum kalksana bir şey mi oldu dedi.
Kafamı hafifçe kaldırdım adama baktım.
Meğerse adam çoktan kalkmış.
Son rekatı kılmış selam veriyor.
Secde de iken kafasından kavuğu düşmüş ben onu görüyorum.
Yapacak bir şey yok.
Bende hemen selâm verip oturdum.
Baktım kimsede ses yok
Öyle derin bir nefes aldım ki, yeniden doğdum sanki.
Ne zaman akide şekeri görsem bu anı gelir aklıma.
Fakat bugün geldiğimiz noktada,
Toplumsal kapasitemizi görünce,
O camilere bir şeyler almak için gidip taklit yapan
Bir tek biz değilmişiz.
Fakat en acemisi bizmişiz.
Yoksa bu kadar sahtekar
Bu memlekette nereden türemiş.