Esirettin Zehir
Köşe Yazarı
Esirettin Zehir
 

GETİRİN KANATLARI

    Azîz Nesin; Bir gün bu ülkenin baş ucuna bir not yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim.     Çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım diyeceğim demiş.     Peki gitmeden söyle, bu ülkenin yüzde altmışı  aptal derken; neye göre hesapladın demişler.     Daha fazlaydı fakat söylemeye dilim varmadı demiş.     Sonuçta fıkra bu, her şeyi ciddiye almayın.     Adam ölmüş. Amel defteri açılmış.     İçki içtin mi hiç!     Yok.     Kumar veya şans oyunu oynadın mı hiç!.     Yok.     Gece kulübüne, eğlenceye gittin mi hiç!     Yok.     Yalan konuştun mu hiç!.     Yok.     Şaşırmış sorgu melekleri, Allah Allah demişler.     Tam rüşvet alacak bir konumda çalışmana rağmen hiç rüşvet de almamışsın, nedeni ney diye sormuşlar.     Adam; ölünce melek olmak istiyordum demiş.     Sorgu melekleri birbirine bakıp, getirin kanatları demiş.     Adam sevinmiş.     Melek mi! Oluyorum demiş.     Hayır!     Kaz oluyorsun demişler.     Bu fıkraları eskiden yazmışlar tâbi.     Günümüzde ne aptal kaldı, ne de kaz.     Herkes Melek oldu.     Yüz binleri geçen insanımızı, çocuklarımızı kaybettiğimiz deprem biteli daha dört ay olmadı.     İnsanı yaşatan umutları derler ya,     Binlerce insan yerin altında umutları ile öldü.     Biz timsah gibi göz yaşları döktük, iki kepçe çorba götürdük melek olduk.     Depremden kurtarılan yüzlerce sahipsiz çocuklar da, ya melek oldu ya sihirbaz olup ortadan kayboldu.     Dünyada doğal kalan ne varsa bitirecekler.     Dereler bitti, denizler bitti, ormanlar bitti.     Tarım, hayvancılık, çiftçilik bitti.     İnsanlık bitti.     Şimdi hayvancılık da bitecek.     Allah'ın kusursuz yarattığı dünyanın genleri ile oynuyoruz.     Allah'ın vardır bir bildiği diyoruz.     Allah'ım sen aklıma mukayyet ol dedikleri bu olsa gerek.     Hormon mormon anladık da, düşünmeyi önleyen bir şey mi veriyorlar bize acaba!.      İnsanlara verdikleri gaz yetmedi, hayvanlar için yeni gaz ilaçları yolda.     Bir fındık ocağı için, sınırı bir karış geçti diye kardeş kardeşe düşman oluyor,     On beş milyon civarında göçmen hiç bir sağlık kontrolünden geçmeden sınırı geçmiş diyorsun, hemen melek oluyor.     Ne olacak ya! onlar da insan.     İlaçlar bedava.     Hastalık bedava.     Bir biz insan olamadan öleceğiz.     İki yıldan fazla oldu. Her yazımda bu denetimsiz göçmenler yüzünden ülkemizde hastalıklar artacak.     Kızamık, şu çiçeği, kanser tekrar hortlayacak diye yazalı.     Acaba yalancı mı çıktım derken,     Pandemi döneminde bize 7/24 saat korku pompalayip, bizi korkudan öldüren melek gibi doktorlar tekrar sahneye çıktı.     Yirmi yıldır ülkemizde görülmeyen kızamık hortladı.     Merak etmeyin yeni iğneler yolda dedi.     Bunu kimseye anlatamazsın.     Ne anlatırsan anlat eskiden daha kötü olduğunu biliyor.     Bakın bir kurumun, bir masanın başına getirilenlere     Hiç haramdan, helalden, çalandan bahseden var mı!.     Eskiden gencecik fidanlar ABD karşıtı mücadelesi yüzünden darağacına kadar gitti.     Şimdi teknoloji gelişti.     Artık bu mücadeleyi masa başında varlık, bolluk içinde keyif yaparak verenler var ya!     İnsan merak ediyor.     O masaya oturmadan önce ne iş yapıyorlardı acaba!.     Sonuçta, ne temiz bir milletiz.     Sanki bu dünyaya melek olmaya geldik.     Bize,     Sorguya bile gerek yok.     Getirin kanatları.
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2023 - Salı
Esirettin Zehir

GETİRİN KANATLARI

    Azîz Nesin; Bir gün bu ülkenin baş ucuna bir not yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim.

    Çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım diyeceğim demiş.

    Peki gitmeden söyle, bu ülkenin yüzde altmışı  aptal derken; neye göre hesapladın demişler.

    Daha fazlaydı fakat söylemeye dilim varmadı demiş.

    Sonuçta fıkra bu, her şeyi ciddiye almayın.

    Adam ölmüş. Amel defteri açılmış.

    İçki içtin mi hiç!

    Yok.

    Kumar veya şans oyunu oynadın mı hiç!.

    Yok.

    Gece kulübüne, eğlenceye gittin mi hiç!

    Yok.

    Yalan konuştun mu hiç!.

    Yok.

    Şaşırmış sorgu melekleri, Allah Allah demişler.

    Tam rüşvet alacak bir konumda çalışmana rağmen hiç rüşvet de almamışsın, nedeni ney diye sormuşlar.

    Adam; ölünce melek olmak istiyordum demiş.

    Sorgu melekleri birbirine bakıp, getirin kanatları demiş.

    Adam sevinmiş.

    Melek mi! Oluyorum demiş.

    Hayır!

    Kaz oluyorsun demişler.

    Bu fıkraları eskiden yazmışlar tâbi.

    Günümüzde ne aptal kaldı, ne de kaz.

    Herkes Melek oldu.

    Yüz binleri geçen insanımızı, çocuklarımızı kaybettiğimiz deprem biteli daha dört ay olmadı.

    İnsanı yaşatan umutları derler ya,

    Binlerce insan yerin altında umutları ile öldü.

    Biz timsah gibi göz yaşları döktük, iki kepçe çorba götürdük melek olduk.

    Depremden kurtarılan yüzlerce sahipsiz çocuklar da, ya melek oldu ya sihirbaz olup ortadan kayboldu.

    Dünyada doğal kalan ne varsa bitirecekler.

    Dereler bitti, denizler bitti, ormanlar bitti.

    Tarım, hayvancılık, çiftçilik bitti.

    İnsanlık bitti.

    Şimdi hayvancılık da bitecek.

    Allah'ın kusursuz yarattığı dünyanın genleri ile oynuyoruz.

    Allah'ın vardır bir bildiği diyoruz.

    Allah'ım sen aklıma mukayyet ol dedikleri bu olsa gerek.

    Hormon mormon anladık da, düşünmeyi önleyen bir şey mi veriyorlar bize acaba!.

     İnsanlara verdikleri gaz yetmedi, hayvanlar için yeni gaz ilaçları yolda.

    Bir fındık ocağı için, sınırı bir karış geçti diye kardeş kardeşe düşman oluyor,

    On beş milyon civarında göçmen hiç bir sağlık kontrolünden geçmeden sınırı geçmiş diyorsun, hemen melek oluyor.

    Ne olacak ya! onlar da insan.

    İlaçlar bedava.

    Hastalık bedava.

    Bir biz insan olamadan öleceğiz.

    İki yıldan fazla oldu. Her yazımda bu denetimsiz göçmenler yüzünden ülkemizde hastalıklar artacak.

    Kızamık, şu çiçeği, kanser tekrar hortlayacak diye yazalı.

    Acaba yalancı mı çıktım derken,

    Pandemi döneminde bize 7/24 saat korku pompalayip, bizi korkudan öldüren melek gibi doktorlar tekrar sahneye çıktı.

    Yirmi yıldır ülkemizde görülmeyen kızamık hortladı.

    Merak etmeyin yeni iğneler yolda dedi.

    Bunu kimseye anlatamazsın.

    Ne anlatırsan anlat eskiden daha kötü olduğunu biliyor.

    Bakın bir kurumun, bir masanın başına getirilenlere

    Hiç haramdan, helalden, çalandan bahseden var mı!.

    Eskiden gencecik fidanlar ABD karşıtı mücadelesi yüzünden darağacına kadar gitti.

    Şimdi teknoloji gelişti.

    Artık bu mücadeleyi masa başında varlık, bolluk içinde keyif yaparak verenler var ya!

    İnsan merak ediyor.

    O masaya oturmadan önce ne iş yapıyorlardı acaba!.

    Sonuçta, ne temiz bir milletiz.

    Sanki bu dünyaya melek olmaya geldik.

    Bize,

    Sorguya bile gerek yok.

    Getirin kanatları.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.