GENÇLİĞİN KIYMETİ
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
11.04.2011 - 20:58, Güncelleme:
30.10.2020 - 19:15 5690+ kez okundu.
GENÇLİĞİN KIYMETİ
Hayat şartları ne olursa olsun, mevcudatın bütün kademelerinde genç neslin paha biçilmez bir kıymeti vardır.
Cenabı hak Kur-anı azıminde, biz kullarına şöyle buyurmaktadır. ‘Dilediği her şeyi yapma kudretine sahip olan Allah telâla sizleri zayıf bir sudan yaratmış, sonra, bu zayıflığın arkasından azim bir kuvvet vermiş, en son ise zayıflığa ve ihtiyarlığa mahkum etmiştir.
Görüldüğü üzere Cenab-ı Hakkın zayıf bir sudan yarattıktan sonra çok büyük bir kuvvet ve güç ihsan ettiği zaman, gençlik zamanıdır.
Gençlik, Rabbimizin bizlere ikram buyurmuş olduğu en büyük nimetlerdendir. Bu nimetin kıymeti bilinmeyecek ve yerinde kullanılmayacak olursa, bu değerli vakit boşa gitmiş olur. Ve mevlamıza karşı nankörlük etmiş oluruz.
Gençliğimizde, Cenab-ı Hakkın rızasını kazanarak, hem kendimize hem de, ailemize, dinimize, diyanetimize, mukaddesatımıza, vatanımıza, milletimize faydalı olabilmemizin yegane çaresi, bu zamanı çok iyi değerlendirmektir.
Gençlik çağları, heva ve heves çağları olduğu gibi ilim tahsili ve çalışıp kazanma devridir. Hissi arzuların ve nefsani garazların bütün debdebesine rağmen bu zamanlarda yapılan Allahın rızasına muvafık her türlü amelin meziyeti, itibarı, başka zamanlarda yapılan amellere göre kat kat fazladır.
Bir Müslümanın nefsani arzularına tabi olup Cenab-ı Hakk’ın rızasını unutacak vakti yoktur. Çünkü Resülüllah efendimiz (S.A.V.) ‘’Ya Rabbi ! Beni, gözümü açıp yumuncaya kadar hatta ondan daha kısa bir zaman için dahi nefsimin eline bırakma,, diyerek niyaz ederlerdi. Gençlik coşkun akan bir suya benzer. Önüne setler konur ve yön verilirse istifade çok büyük olur. Ama kendi haline bırakılırsa hiçbir fayda hasıl olamayacağı gibi uğradığı yerleri de zarara uğratır ve bu enerji heba edilmiş olur.
Nefeslerimiz sayılı, zamanımız ise sınırlı. Ömür, nasibimize düşen zaman parçası. Ve bu zaman parçası, her canlıya ömründe bir defa nasip olur. Geçtikten sonra geri dönmesi mümkün değildir. Herkes yaşı ilerlediği zaman gençlik yıllarını daha iyi değerlendiremediğinden eseflenir ve zaman zaman ‘’Eyvah Gençliğim,, der. Ama heyhat vakit çok geç. En az pişman olan ben olayım diye habire gayret etmemiz lazım. Bir şair şiirinde şöyle diyor;
Ah keşke şu gençlik avdet etse de, ihtiyarlığın yapmış olduklarını ona haber versem.
Her türlü şer cereyanların da müessir olmak için var gücüyle hücuma geçtiği gençlik çağımızı geçici, küçücük dünyevi hevesler uğruna, bitmek tükenmek bilmeyen, hakiki ve ebedi ahiret saadetine tercih edemeyiz.
Ebül Faruk Silistrevi Hazretleri ‘’Bu dünyanın cefasından sefasına nöbet gelmez.
Gafil olma, ilme çalış. Geçen zaman geri dönmez,,.
diyerek talebelerine nasihatte bulunurlardı.
Ey aziz milletimizin ‘’Ümid-i istikbali’’ bulunan genç nesil! Gelecekte omuz vereceğin hizmetlerin fikir çilesini şimdiden beyninde mayalandırmaya çalış. Kendini karakter ve seciyye adamı olarak yetiştir. Göğüsleyeceğin hizmetlerin zorluğunu değil ulviliğini dikkate al. Kendini ilme ve hikmete ver. Kalbinde iman ve dimağında irfan oldukça karşında dağlar baş eğecek, vadiler asfalt haline gelecektir.
Sitemizdeki haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde izinsiz yayınlanamaz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.