Mavi Şehir Şafşavan

KÜLTÜR (YH) - www.yildizhaber.com.tr | 10.08.2025 - 16:31, Güncelleme: 11.08.2025 - 10:15 15221+ kez okundu.
 

Mavi Şehir Şafşavan

Yemyeşil Rif Dağları’nın eteklerinde masmavi bir şehir, Şafşavan.
  Rif Dağları’nın mavi kasabası Şafşavan, Fas’ın en turistik şehirlerinden biri. Rif Dağları’nın virajlarından dönerken karşınızda beliren bu masmavi şehir, etrafındaki yeşillikleri, bahar aylarında her tarafı sarmış kırmızı gelincikleri ile sizi karşılıyor. Fas denildiğinde akla gelen “kum, çöl, bozkır” imajının aksine, kuzeydeki şehirler tıpkı bizim kuzeyimiz gibi ormanlarla, yeşillikle, ırmaklarla kaplı. Şafşavan’ın bu kadar meşhur olmasının temel sebebi tüm şehrin maviye boyanmış olması. Bunun nedeni tam olarak bilinmiyor. Kimileri belli böceklerden korunmak için olduğunu, kimileri ise eskiden bu bölgede yaşayan Yahudilerin, kutsal renkleri olan maviye boyamış olduklarını söylüyor. Sebebi ne olursa olsun bu yeşillerin arasındaki mavilik huzur dolu, sanki denizin yerini tamamlıyor! Bu küçük şehrin çarşısı, yani medina denen bu eski çarşı kısmı adeta masmavi bir labirent. Bu kısma hiçbir araç giremiyor, sokaklar genelde daracık. Bazen tüm sokaklar birbirine o kadar benziyor ki, sandığınız yönün tam aksine yürürken bulabiliyorsunuz kendinizi. Fakat Şafşavan yerlileri bu duruma oldukça alışkın. Kaybolduğunuzu görenler sizi hemen gideceğiniz yere götürmeye geliyor. Tabii bu durumu ticarete dökmüş olanlar da var, yol gösterme karşılığı birkaç dirhem istiyorlar. Ben bir turist olarak sokaklardaki bu küçük ekonomiye katkıda bulunma taraftarıyım, fakat 5-10 dirhemden fazlası değil.  Şafşavan, Fas’ın kuzeyinde, Cebelitarık Boğazı’nın geçtiği şehirlerden biri olan Tanca’ya çok yakın. Ayrıca Fas dericiliğinin merkezi olan Fes şehrine de sadece birkaç saat uzaklıkta. Hazır Fes’ten bahsetmişken, ilgi çekici bir konuya da değinmek istiyorum. Bu güzel, renk dolu Kuzey Afrika’nın köşe ülkesine sadece biz, Türkler, Fas diyoruz. Birçok millet bu ülkenin ismini Marakeş’ten türetmiş. Morocco, Maroc, Maroko gibi isimleri var. Kendi dillerinde de “Magrib” deniyor, güneşin battığı ülke anlamında. Fakat Türklerin burayla ilk tanışması Osmanlı zamanında Fes Hanedanlığı ile olmuş. Hatta geleneksel kırmızı Türk şapkası, “fes”leri aslında bu ülkeden almışız. Şapkaya fes, ülkeye de Fas adını vermişiz. Bunu duyan Faslılar hem çok şaşırıyor hem de epey gülüyorlar. Şafşavan'a son ziyaretimi babamı gezdirmek için yaptım. Onun da Fas'ta en sevdiği yerlerden biri burası oldu. Hem doğasını, renklerini hem de yemeklerini ikimiz de çok sevdik. Eğer bu güzel şehre giderseniz Restaurant Bab Ssour'da leziz bir akşam yemeği yiyip ve ardından güzel bir günbatımı izlemeye İspanyol Camii'ne çıkabilirsiniz.
Yemyeşil Rif Dağları’nın eteklerinde masmavi bir şehir, Şafşavan.

 

Rif Dağları’nın mavi kasabası Şafşavan, Fas’ın en turistik şehirlerinden biri. Rif Dağları’nın virajlarından dönerken karşınızda beliren bu masmavi şehir, etrafındaki yeşillikleri, bahar aylarında her tarafı sarmış kırmızı gelincikleri ile sizi karşılıyor. Fas denildiğinde akla gelen “kum, çöl, bozkır” imajının aksine, kuzeydeki şehirler tıpkı bizim kuzeyimiz gibi ormanlarla, yeşillikle, ırmaklarla kaplı.

Şafşavan’ın bu kadar meşhur olmasının temel sebebi tüm şehrin maviye boyanmış olması. Bunun nedeni tam olarak bilinmiyor. Kimileri belli böceklerden korunmak için olduğunu, kimileri ise eskiden bu bölgede yaşayan Yahudilerin, kutsal renkleri olan maviye boyamış olduklarını söylüyor. Sebebi ne olursa olsun bu yeşillerin arasındaki mavilik huzur dolu, sanki denizin yerini tamamlıyor! Bu küçük şehrin çarşısı, yani medina denen bu eski çarşı kısmı adeta masmavi bir labirent. Bu kısma hiçbir araç giremiyor, sokaklar genelde daracık. Bazen tüm sokaklar birbirine o kadar benziyor ki, sandığınız yönün tam aksine yürürken bulabiliyorsunuz kendinizi. Fakat Şafşavan yerlileri bu duruma oldukça alışkın. Kaybolduğunuzu görenler sizi hemen gideceğiniz yere götürmeye geliyor. Tabii bu durumu ticarete dökmüş olanlar da var, yol gösterme karşılığı birkaç dirhem istiyorlar. Ben bir turist olarak sokaklardaki bu küçük ekonomiye katkıda bulunma taraftarıyım, fakat 5-10 dirhemden fazlası değil. 

Şafşavan, Fas’ın kuzeyinde, Cebelitarık Boğazı’nın geçtiği şehirlerden biri olan Tanca’ya çok yakın. Ayrıca Fas dericiliğinin merkezi olan Fes şehrine de sadece birkaç saat uzaklıkta. Hazır Fes’ten bahsetmişken, ilgi çekici bir konuya da değinmek istiyorum. Bu güzel, renk dolu Kuzey Afrika’nın köşe ülkesine sadece biz, Türkler, Fas diyoruz. Birçok millet bu ülkenin ismini Marakeş’ten türetmiş. Morocco, Maroc, Maroko gibi isimleri var. Kendi dillerinde de “Magrib” deniyor, güneşin battığı ülke anlamında. Fakat Türklerin burayla ilk tanışması Osmanlı zamanında Fes Hanedanlığı ile olmuş. Hatta geleneksel kırmızı Türk şapkası, “fes”leri aslında bu ülkeden almışız. Şapkaya fes, ülkeye de Fas adını vermişiz. Bunu duyan Faslılar hem çok şaşırıyor hem de epey gülüyorlar.

Şafşavan'a son ziyaretimi babamı gezdirmek için yaptım. Onun da Fas'ta en sevdiği yerlerden biri burası oldu. Hem doğasını, renklerini hem de yemeklerini ikimiz de çok sevdik. Eğer bu güzel şehre giderseniz Restaurant Bab Ssour'da leziz bir akşam yemeği yiyip ve ardından güzel bir günbatımı izlemeye İspanyol Camii'ne çıkabilirsiniz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.