GÖZLERİ HARAMLARDAN MUHAFAZA ETMEK 2

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.01.2016 - 17:49, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 6781+ kez okundu.
 

GÖZLERİ HARAMLARDAN MUHAFAZA ETMEK 2

            Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde: “hiçbir kul, dininde dönmesi hariç, gözlerini kaybetmekten daha ağır bir belaya uğramış değildir.”             Hadi-i şerifte gözler için habibe ve kerime kelimelerinin kullanılması ve kaybedilmesi durumunda sabredenlere verilecek mükâfatın büyük olması, göz nimetinin büyüklüğünü ve kıymetini anlamamıza yardımcı olacaktır.             Böylesine değerli olan bu uvzu ve sair azaları, onları ihsan eden Allah-ü Teâla’nın rızasına muvafık olarak kullanmak lazımdır. Cenab-ı Hak Nur Suresi’nde“HHHHHHhhknjkkjkjğabibim, Mü’min erkeklere söyle gözlerini indirsinler, ırzlarını da muhafaza etsinler. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şübhesiz ki H.Z Allah yapmakla olduklarınızdan haberdardır.” Buyurmaktadır. Bu Ayet-i kerime’nin tefsirinde şu ifadelere yer verilmiştir. “Gerek hariçte, gerek dâhilde ve gerek başkalarının evlerine girerken, otururken-kalkarken gözlerini dikmesinler, harama bakmaktan, ayıp bir şey görmekten sakınsınlar.”             Değerli okurlarım             Peygamber Efendimiz (s.a.v)’de kendisine “İnsanların gelip geçtiği yolların hakkı nedir?” diye sual olununca “Harama bakmamak, gelip geçenleri incitmemek, selamı almak ve iyiliği emredip, kötülükten sakındırmaktır.” buyurmuşlardır.             İrtikab edilen her günahın, kişinin kalbinde siyah bir nokta şeklinde tesir bırakacağı ve tevbe edilmeyip günaha devam edildiği takdirde bu noktaların çoğalıp kalbi büsbütün kaplayarak paslandıracağı Peygamber Efendimiz 8s.a.v) tarafından beyan edilmiştir.”             İnsanın, diğer insanlarla ve dünya ile irtibatını sağlayan ve âlimlerimizin “Havâss-ı Hamse-i Zâhire” diye tabir ettikleri göz, kulak ve sair azaların, kalbe bizzat tesir ettiği açıktır. Bilhassa kulak ve gözün kalbe tesiri çok çabuk ve kuvvetlidir. Zira bir çok günahın başlangıcı göz ile olur.             Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde “Kulak, göz ve kalp, bunların hepsi yaptıklarından mes’uldür.” Buyurmaktadır.             Bu sebeple insan, kalbini paslandırmamak için harama bakmaktan sakınmalıdır. Eğer karşısına, isteği ve kastı olmadan gayr-i münasip bir manzara çıkarsa hemen gözünü çevirmelidir. Bu mes’uliyeti olmayan ve sevap kazandıra doğru bir hareket olur. Bu mevzu ile alakalı olarak bir hadis-i kudsi’de: “Muhakkak ki nazar (yani haram bakış) şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim benim korkum sebebi ile onu terk ederse, ona kalbinde lezzetini duyacağı bir iman ihsan ederim.”             Ancak bu bakışı devam ettirir veya tekrarlarsa işte o zaman günaha dalmış olur. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v), Hz. Ali (r.a) Efendimiz’e“Bir bakışı diğer bir bakış takip etmesin. Çünkü birinci bakış lehine, ikincisi aleyhine olur.” Buyurmuşlardır.             Aziz okuyucularım             Kalbini Hz. Allah’ın nuru ile doldurup, hakiki mu’min olmak için gayret eden ehl-i maneviyatın harama bakmaktan kaçınma hususunda çok daha fazla dikkat etmesi icab etmektedir. Zira bu gibi bakışlar kişinin maneviyatına zarar verir. Bil-hassa her türlü kötülüğün teşvik edildiği ve rağbet gördüğü bu asırda gönülleri kirletmemek ve manevi hayatı mahvetmemek için çok daha fazla dikkat etmek icap etmektedir. Allah dostlarından bir zat bu hususu vaazlarında hep dile getirmiş ve üzerine basa basa şu tavsiyede bulunmuşlardır: “Evinizden çıktığınız zaman unutmayın çok reca ederim. La ilahe illallahüvahdehü la şerike leh. Lehül mülkü ve lehül-hamdü… (duasını) okuyun. Bunu okuyan kimse için bir milyon sevap, bir milyon günahtan af vardır. Acaba Rasulüllah (s.a.v) bunu niye böyle buyurdu diye bütün hadis âlimleri dehşete düşmüşler, hayran kalmışlar. Nihayet şuna kail olmuşlar: İnsanlar evinden çıktığı zaman çarşı ve pazarda çok fena halleri müşahade edecek ve günaha düçar olacaklar. Şefaat-i azim olarak, o gün akşama kadar işlediği günahların hepsini, bu duayı okumaları sebebiyle Hz. Allah affedecektir.
            Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde: “hiçbir kul, dininde dönmesi hariç, gözlerini kaybetmekten daha ağır bir belaya uğramış değildir.”             Hadi-i şerifte gözler için habibe ve kerime kelimelerinin kullanılması ve kaybedilmesi durumunda sabredenlere verilecek mükâfatın büyük olması, göz nimetinin büyüklüğünü ve kıymetini anlamamıza yardımcı olacaktır.             Böylesine değerli olan bu uvzu ve sair azaları, onları ihsan eden Allah-ü Teâla’nın rızasına muvafık olarak kullanmak lazımdır. Cenab-ı Hak Nur Suresi’nde“HHHHHHhhknjkkjkjğabibim, Mü’min erkeklere söyle gözlerini indirsinler, ırzlarını da muhafaza etsinler. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şübhesiz ki H.Z Allah yapmakla olduklarınızdan haberdardır.” Buyurmaktadır. Bu Ayet-i kerime’nin tefsirinde şu ifadelere yer verilmiştir. “Gerek hariçte, gerek dâhilde ve gerek başkalarının evlerine girerken, otururken-kalkarken gözlerini dikmesinler, harama bakmaktan, ayıp bir şey görmekten sakınsınlar.”             Değerli okurlarım             Peygamber Efendimiz (s.a.v)’de kendisine “İnsanların gelip geçtiği yolların hakkı nedir?” diye sual olununca “Harama bakmamak, gelip geçenleri incitmemek, selamı almak ve iyiliği emredip, kötülükten sakındırmaktır.” buyurmuşlardır.             İrtikab edilen her günahın, kişinin kalbinde siyah bir nokta şeklinde tesir bırakacağı ve tevbe edilmeyip günaha devam edildiği takdirde bu noktaların çoğalıp kalbi büsbütün kaplayarak paslandıracağı Peygamber Efendimiz 8s.a.v) tarafından beyan edilmiştir.”             İnsanın, diğer insanlarla ve dünya ile irtibatını sağlayan ve âlimlerimizin “Havâss-ı Hamse-i Zâhire” diye tabir ettikleri göz, kulak ve sair azaların, kalbe bizzat tesir ettiği açıktır. Bilhassa kulak ve gözün kalbe tesiri çok çabuk ve kuvvetlidir. Zira bir çok günahın başlangıcı göz ile olur.             Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde “Kulak, göz ve kalp, bunların hepsi yaptıklarından mes’uldür.” Buyurmaktadır.             Bu sebeple insan, kalbini paslandırmamak için harama bakmaktan sakınmalıdır. Eğer karşısına, isteği ve kastı olmadan gayr-i münasip bir manzara çıkarsa hemen gözünü çevirmelidir. Bu mes’uliyeti olmayan ve sevap kazandıra doğru bir hareket olur. Bu mevzu ile alakalı olarak bir hadis-i kudsi’de: “Muhakkak ki nazar (yani haram bakış) şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Kim benim korkum sebebi ile onu terk ederse, ona kalbinde lezzetini duyacağı bir iman ihsan ederim.”             Ancak bu bakışı devam ettirir veya tekrarlarsa işte o zaman günaha dalmış olur. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v), Hz. Ali (r.a) Efendimiz’e“Bir bakışı diğer bir bakış takip etmesin. Çünkü birinci bakış lehine, ikincisi aleyhine olur.” Buyurmuşlardır.             Aziz okuyucularım             Kalbini Hz. Allah’ın nuru ile doldurup, hakiki mu’min olmak için gayret eden ehl-i maneviyatın harama bakmaktan kaçınma hususunda çok daha fazla dikkat etmesi icab etmektedir. Zira bu gibi bakışlar kişinin maneviyatına zarar verir. Bil-hassa her türlü kötülüğün teşvik edildiği ve rağbet gördüğü bu asırda gönülleri kirletmemek ve manevi hayatı mahvetmemek için çok daha fazla dikkat etmek icap etmektedir. Allah dostlarından bir zat bu hususu vaazlarında hep dile getirmiş ve üzerine basa basa şu tavsiyede bulunmuşlardır: “Evinizden çıktığınız zaman unutmayın çok reca ederim. La ilahe illallahüvahdehü la şerike leh. Lehül mülkü ve lehül-hamdü… (duasını) okuyun. Bunu okuyan kimse için bir milyon sevap, bir milyon günahtan af vardır. Acaba Rasulüllah (s.a.v) bunu niye böyle buyurdu diye bütün hadis âlimleri dehşete düşmüşler, hayran kalmışlar. Nihayet şuna kail olmuşlar: İnsanlar evinden çıktığı zaman çarşı ve pazarda çok fena halleri müşahade edecek ve günaha düçar olacaklar. Şefaat-i azim olarak, o gün akşama kadar işlediği günahların hepsini, bu duayı okumaları sebebiyle Hz. Allah affedecektir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.