KUTUP AYISI

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 30.01.2012 - 22:17, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 5453+ kez okundu.
 

KUTUP AYISI

İnternette gezinirken kutup ayılarının avlanmalarını anlatan bir yazıya rastladım. O kadar ilginç geldi ki, çok etkilendim. Beni çarptı adeta. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle, hatırlayabildiğim kadarıyla kutup ayısı hakkında bilgi vereyim. Kutup ayıları derileri için avlanırlarmış. Ama onları avlamak hiç de kolay değilmiş. Çünkü derilerinin altında 10 cm yağ tabakası bulunmaktaymış. Bu tabaka hem onun buzlu sularda donmasını engelliyor, hem de bir zırh gibi koruyormuş. Küçük ateşli silahlardan çıkan kurşunların derinlere ulaşmasını engelliyormuş. Bu tabakayı geçebilen güçlü silahlar ise deriyi patlatmakta ve kullanılamaz hale getirmekteymiş. Kutup ayısını avlamak için başındaki özel bir noktaya yakından, tek el ateş edilmeliymiş. Ancak bu şekilde onun kıymetliderisi zarar görmüyormuş.Bu arada kutup ayısının koku alma ve ses duyma duyuları çok güçlüymüş. Karın altında 1,5 metre derindeki fok balığı kokusunu hissedebildiği biliniyormuş. Hatta 30 km evet 30 km uzaktaki yaralı hayvanın kan kokusunu bile hissederek avın peşine düştüğü görülmüş. En ufak bir çıtırtıyı bile duyabildiklerinden, kutup ayılarına yaklaşmak mümkün olmuyormuş.Pekii.! Koklama, görme ve işitme duyuları bu kadar gelişmiş, kürkü kıymetli bu hayvan nasıl avlanıyormuş ? İşte bana ilginç gelen kısım  burada. Üstelik, beni ürperten hatta iliklerime kadar donduran bir teknik geliştirmişler. Şöyle : Önce bir baltanın ağzını iyice, ama iyice keskinleştiriyorlarmış. Sonra bu baltayı bir yere sabitleyip üzerine sapını ve demirini kaplayacak şekilde, tamamen fok balığı kanı döktükten sonra uzaklaşırlarmış.Bir süre sonra kan kokusunu hisseden kutup ayısı kanlı baltayı kolayca bulup yalamaya başlıyormuş. Yalarken farkında olmadan baltanın çok keskin olan ağzıyla dilini kesiyormuş. Kesik yerden de kanama oluyormuş tabii.Yaladıkça kanıyor,... kanadıkça yalıyor.... Kanı yalamaya doymak bilmez keyifle devam ediyormuş. Ama bu sırada o kadar çok kan kaybediyormuş ki, bir süre sonra halsiz düşüp bayılıyormuş. Bunu gören avcılar ona yaklaşıp başına tek el ateş ederek öldürüyorlarmış. Böylece derisine zarar vermeden avlamayı başarıyorlarmış...!!!!Ürperdim gerçekten. Siz nasıl oldunuz bilemem.. Ne acımazsızlık? Bir canlının karın doyurma içgüdüsünden yararlanarak onu avlamak... Belki avcıların hep yaptığı şey bu...Tıpkı Fransa’nın yaptığı gibi.Değerli dostlarım bedeni keyifler için kaybettiğimiz kalelerimizi geri alabilmemiz mümkün olmayacak. Şimdi her şeyin yolunda gittiğini, karnımızın doyduğunu sanıyoruz. Peki yarın ne olacak ?. Kanımız tükendiğinde ne olacak? Pusuya yatan vahşilerin sinsi gülüşlerini düşündükçe kanım çekiliyor.  İçimdeki sıkıntıyı, telaşı anlatamıyorum. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti kanı tükenmiş, güçsüz, mantıklı düşünemez hale getiriliyor diye korkuyorum.Evet korkuyorum. Pusuda uygun anı bekleyen vahşilerin tek kurşunuyla Cumhuriyetimin yok olmasından korkuyorum… İŞTE BUNUN İÇİN DÜŞÜNME ZAMANI
İnternette gezinirken kutup ayılarının avlanmalarını anlatan bir yazıya rastladım. O kadar ilginç geldi ki, çok etkilendim. Beni çarptı adeta. Bunu sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle, hatırlayabildiğim kadarıyla kutup ayısı hakkında bilgi vereyim. Kutup ayıları derileri için avlanırlarmış. Ama onları avlamak hiç de kolay değilmiş. Çünkü derilerinin altında 10 cm yağ tabakası bulunmaktaymış. Bu tabaka hem onun buzlu sularda donmasını engelliyor, hem de bir zırh gibi koruyormuş. Küçük ateşli silahlardan çıkan kurşunların derinlere ulaşmasını engelliyormuş. Bu tabakayı geçebilen güçlü silahlar ise deriyi patlatmakta ve kullanılamaz hale getirmekteymiş. Kutup ayısını avlamak için başındaki özel bir noktaya yakından, tek el ateş edilmeliymiş. Ancak bu şekilde onun kıymetliderisi zarar görmüyormuş.Bu arada kutup ayısının koku alma ve ses duyma duyuları çok güçlüymüş. Karın altında 1,5 metre derindeki fok balığı kokusunu hissedebildiği biliniyormuş. Hatta 30 km evet 30 km uzaktaki yaralı hayvanın kan kokusunu bile hissederek avın peşine düştüğü görülmüş. En ufak bir çıtırtıyı bile duyabildiklerinden, kutup ayılarına yaklaşmak mümkün olmuyormuş.Pekii.! Koklama, görme ve işitme duyuları bu kadar gelişmiş, kürkü kıymetli bu hayvan nasıl avlanıyormuş ? İşte bana ilginç gelen kısım  burada. Üstelik, beni ürperten hatta iliklerime kadar donduran bir teknik geliştirmişler. Şöyle : Önce bir baltanın ağzını iyice, ama iyice keskinleştiriyorlarmış. Sonra bu baltayı bir yere sabitleyip üzerine sapını ve demirini kaplayacak şekilde, tamamen fok balığı kanı döktükten sonra uzaklaşırlarmış.Bir süre sonra kan kokusunu hisseden kutup ayısı kanlı baltayı kolayca bulup yalamaya başlıyormuş. Yalarken farkında olmadan baltanın çok keskin olan ağzıyla dilini kesiyormuş. Kesik yerden de kanama oluyormuş tabii.Yaladıkça kanıyor,... kanadıkça yalıyor.... Kanı yalamaya doymak bilmez keyifle devam ediyormuş. Ama bu sırada o kadar çok kan kaybediyormuş ki, bir süre sonra halsiz düşüp bayılıyormuş. Bunu gören avcılar ona yaklaşıp başına tek el ateş ederek öldürüyorlarmış. Böylece derisine zarar vermeden avlamayı başarıyorlarmış...!!!!Ürperdim gerçekten. Siz nasıl oldunuz bilemem.. Ne acımazsızlık? Bir canlının karın doyurma içgüdüsünden yararlanarak onu avlamak... Belki avcıların hep yaptığı şey bu...Tıpkı Fransa’nın yaptığı gibi.Değerli dostlarım bedeni keyifler için kaybettiğimiz kalelerimizi geri alabilmemiz mümkün olmayacak. Şimdi her şeyin yolunda gittiğini, karnımızın doyduğunu sanıyoruz. Peki yarın ne olacak ?. Kanımız tükendiğinde ne olacak? Pusuya yatan vahşilerin sinsi gülüşlerini düşündükçe kanım çekiliyor.  İçimdeki sıkıntıyı, telaşı anlatamıyorum. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti kanı tükenmiş, güçsüz, mantıklı düşünemez hale getiriliyor diye korkuyorum.Evet korkuyorum. Pusuda uygun anı bekleyen vahşilerin tek kurşunuyla Cumhuriyetimin yok olmasından korkuyorum… İŞTE BUNUN İÇİN DÜŞÜNME ZAMANI
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.