KELİME-İ TEVHİD'İN FAİDELERİ

İnsan, İslam dinini kabul edecek bir istidat üzerine yaratılmış bulunmaktadır. Bu kabiliyet, bir çekirdek misali, iman nurunun ışığı ve ısısıyla çatlayıp ibadetin feyziyle kemâle ulaşır. İman güneşinin kalp ufkumuza doğması, Kelime-i Tevhid ile tahakkuk etmekte ve onun tekrarlanmasıyla kuvvet kazanmaktadır. Bu sebeple, iman nurunun kalpte parlaması ve kemâle z ermesi için tevhid kelimesi şart olmaktadır. Müsbet ve menfi elektrik yüklü iki hatta benzeyen Kelime-i Tevhid, hangi kalbe bağlanacak olsa derhal orada imana bir ışık hasıl olur. Kelime-i Tevhid paslanmış kalplere cilâ, kararmış ruhlara ziya ve menbâ-ı feyz-i hüdâdır. Kelime-i Tevhid, kalp kâbesinin içine çöreklenmiş nefs-i emmare ejderini yok eden bir kılıç mesabesindedir. Onun karşısında nefis ve şeytan orduları perişan olur. Kelime-i Tevhid öyle bir nurdur ki, onunla öz, göz ve yüz aydın, kalp pırıl pırıldır. Mü’min bu kelimeye devam ettikçe kalpte bu imanın ziyası kuvvetlenir. Kelime-i Tevhid çoraklaşmış kalpleri sulayarak İslam vahalarını meydana getirir ve orada iman ağacının meyveleri tomurmaya başlar. İman olmadıkça ebedi hayatın saadetine ermek ve cennete girmek mümkün değildir. Bu mesut neticeyi temin eden iman da Tevhid kelimesiyle, yani Allah’ın varlığına ve birliğine, peygamberimiz Hz. Muhammed’in risaletine inanmış olmakla tahakkuk eder. Kelime-i Tevhid gemilerdeki cankurtaran simidi gibidir ki, sahibini dünya ve ahirette birçok tehlikelerden kurtarır. Kim mübarek kelâmı söyler ve ifade ettiği manaya iman ederse âhiretin ebedileşen azabından kurtulur. “Kim kalbinde arpa ağırlığı kadar hayır bulunduğu halde ‘La ilahe illallah’ derse ateşten çıkar ve kurtulur”. “Kimde Allah’tan başka ilah bulunmadığını bilirken ölür ise cennete girer”. Cenabı Hak bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır: “Şimdi fırsat elde iken Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur hakikatini bil, hem kendinin hem erkek mü’minlerle kadın mü’minlerin günahını yargılanmasını iste. Allah dolaştığınız yeri de bilir, barındığınız yeri de” Kıymetli okurlarım Kelime-i Tevhid ile ilgili bazı hususları sizlerin ıttılâınıza sunmak ve beklenen faydanın kâmil bir manada elde edilmesine yardımcı olmak isteriz. Bu mübarek cümlenin telaffuzu çeşitli sebeplerle olmaktadır. Bu cihetle, dikkatten uzak tutulmaması gereken hususlar bulunmaktadır. Şöyle ki: Bir mü’min bu cümleyi feyz almak ve sevap kazanmak için tekrarlayacak ise Kelime-i Tevhidlerin sayısı 100’e ulaştığı zaman “Muhammedürrasülüllah” demeli, bu usul, Kelime-i Tevhid’in sayıları her yüze ulaştığında tekrarlanmalıdır. Elbisenin yıprandığı gibi kalpteki imanda da aşınmalar olur. Bu sebeple, iman esaslarının tebliğcisi bulunan Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır. “İmanınızı yenileyiniz ve ‘La ilahe illallah’ demeyi çoğaltınız”. Dünyayı terk etmek üzere bulunan bir kimsenin başında bulunanlar ona Kelime-i Tevhidi telkin etmeli, fakat “sen de söyle” diye zorlama yapmamalıdır. Ebedi hayata göç etmek üzere bulunan kimse, bu kelimeyi son söz olarak söylemelidir. Bir şeyi vasiyet etmek veya bir hususu hatırlatma ihtiyacı duyarsa konuşmasının sonunda Kelime-i Tevhid tekrarlanmalıdır. Zira “kimin son sözü ‘La ilahe illallah’ olursa cennete girer” Kelime-i Tevhid’den kâmil bir ecir ve tam bir feyiz elde edebilmek için günah kirlerinden sakınmalıdır. Bununla beraber, bu kelimeyi kalbinin derinliklerinden kopup gelen bir şevk ve tam bir ihlas ile söylemelidir. Kainatın biricik efendisi bulunan Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü insanların benim şefaatimle en çok saadete erişecek olanı kalbinden halis ve muhlis olarak ‘La ilahe illallah’ diyen kimsedir.” “Bir kul muhlis olarak “La ilahe illallah” demeye görsün, büyük cürümlerden sakındığı müddetçe onun için gök kapıları muhakkak açılır ve nihayet Kelime-i Tevhid arşa ulaşır”. Hayırlı işlerin hepsinde bir faide ve ahiretimiz için bir ecir vardır. Ancak her hayrın diğerine nispetle bir farkı bulunmaktadır. Bir hadis-i şerif bu hususu şöyle açıklamaktadır. “İman, 70 kadar şubedir. Faziletçe en ilerde olanı ‘la ilahe illallah’ sözüdür. En aşağı olanı ise eza veren eşyayı yoldan gidermektir. Utanma hissi de imandandır”. Bir kimse neyi çok severse onu çok anar. Mutlak varlığın yegâne sahibi bulunan Hz. Allah’ı çok seven de O’nun ismi pâkini ve Tevhid kelimesini dilinden düşürmemelidir. İnsanlar nasıl yaşarlarsa, o hal üzere ebedi âleme göç edeceklerdir. Bu hususu dikkatten uzak tutmayan mü’minler, Kelime-i Tevhid okuyarak imanını yenilemeli ve fanî hayatını Tevhid kelimesiyle noktalamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde “La ilahe illallah diyen ve bununla Allah’ın cemalini görmek isteyen kimseye Allah-ü Teâlâ Cehennem’i haram kılar” buyurmuşlardır. Rabbim bizleri bu hadis-i şerife mazhar olan kullarından eylesin.