CUMA NAMAZININ FAZİLETİ
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
06.06.2013 - 19:12, Güncelleme:
30.10.2020 - 19:15 9187+ kez okundu.
CUMA NAMAZININ FAZİLETİ
Cuma gününde namaz için ezanla çağrıldığınız zaman hemen Allah’ı zikretmeye, hutbe dinlemeye, Cuma namazı kılmaya koşun, giderken ayakları ile süratli olarak değil bilakis sükunet ve vakar ile ve kalplerinizdeki niyetler ile gidiniz buyrulmaktadır.
Ruhul Beyan Tefsirinde Cuma günü insanlar namaz için toplandıklarından o güne Cuma denilmiş ve bundan dolayı ona ayrıca bir şeref verilmiştir. İslam’dan önce Araplar bu güne Arube adını verirlerdi.
İlk kılınan Cuma namazı Medine’de Salim Bin Avf Oğullarının evinde kılınan Cuma namazıdır. Çünkü Rasulüllah Efendimiz Medine’yi teşriflerinde rebiul evvel ayının 18. gecesi Pazartesi günü Kuka’ya indi. Cuma gününe kadar orada istirahat buyurdu. O esnada Cuma’ya kadar Küba Mescidini yaptırdı ve orada ilk Cumayı kıldı.
Rasulüllah Efendimiz bu ilk Cuma hutbesinde şöyle buyurmuştur. “Allah (cc) sizin üzerinize Cuma’yı şu gün şu makamda farz kıldı.” ve en sonunda “Kim benim sağlığımda veya vefatımdan sonra adaletli veya adaletsiz bir imam zamanında özürsüz Cuma’yı terk ederse Cenab-ı Hak onu mübarek kılmasın, iki yakasını bir araya getirmesin. Biliniz ki; onun haccıda orucu da yoktur. Ancak tövbe edenin tövbesini Allah kabul eder.”
Bir Hadis-i Şerifte Rasulüllah Efendimiz şöyle buyurmaktadır.
“Cuma günü her caminin kapısına yetmiş melek oturur, insanların en son şahsa varıncaya kadar isimlerini yazarlar imam minbere çıktığı zaman en son gelen şahıs kimseye eziyet vermeden otururda hayırdan başka bir şey söylemez ise onun için cennet ehlinin en az hissesi verilir. iki Cuma arasında işlemiş olduğu günahlar affolunur bu haberin tamamı Allah’ın şu kelamındandır”
“Ya Muhammed hani Rabbin Meleklere “Muhakkak yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demişti. O zaman meleklerde Cenab-ı Hakka “Biz seni hamdinle takdis ve tesbih edip dururken yerde fesat meydana getirecek kan dökecek kimsemi yaratacaksın demişti.” Cenab-ı Hakta “Sizin bilmediğinizi herhalde ben daha iyi bilirim” demişti.
Bunun üzerine melekler korkularından dolayı arşın etrafını yedi defa döndüler. Allah kusurlarını bağışladı onlara yeryüzünde bir bina yapmalarını ve yedi defa onun etrafında dönmelerini bu dönüşleri esnasında günahlarının af olunacağını haber verdi.
Melekler yere indiler bir ev, mabet bina ettiler. Allah o beytin yanında bir minare halk etti ona Beytül Mamur ismini verdi. Minarenin uzunluğu beş yüz senelik yol idi. Cuma günü, Cuma vakti olduğunda Cebrail (a.s) minareye çıkar, ezan okur, İsrafil (a.s) çıkar hutbe okur, Mikail (a.s) ise mihraba geçip meleklere imam olur.
Bunlar namazlarını bitirdiklerinde Cebrail (a.s) bu ezandan bana hasıl olan sevabı yeryüzündeki bütün müezzinlere hibe ettim, İsrafil (a.s) okuduğum hutbemden hasıl olan sevabı yeryüzündeki hatiplere hibe ettim der, Mikail (a.s) ise kıldığım namazdan hasıl alan sevabı yeryüzündeki bütün cemaate hibe ettim der.
Cenab-ı Hakta; “Kullarım birbirlerine ikramda bulundular, hâlbuki ben ikram edenlerin en hayırlısıyım. Ey melekler! Sizi şahit kılarım ki bende o kulları af ettim buyurur.”
Zübde-tül Vaizin adlı eserden alınan diğer bir Hadisi Şerifte Resulü Zişan Efendimiz şöyle buyurmaktadır. ‘Cebrail (a.s) bana geldi. Avucunda beyaz bir ayna vardı. Şöyle dedi; “Bu Cuma günüdür Rabbim sana gönderdi ta ki senin için ve senden sonrada ümmetin için bayram ola” “O aynanın ortasında bir nokta vardı sordum. “Bu nokta nedir?” Bu Cuma gününün yirmi dört saati içinde bir saattir her kim o saatte dua ederse yüce Allah onun duasını kabul eder” buyurdu.
Bu saat hususunda ihtilaf edilmiş. Hz Fâtıma (R. Anha) gurup vaktini bekler, makbul saatin bu olduğunu Peygamberimizden duyduğunu söylerdi.
Asıl olan bütün geceler ihya edilsin diye kadir gecesinin saklı olması gibi bu saatte Cuma günü içinde gizlemiş vaktini kimse bilemez.
İşte bu sebepten olsa gerek ilk asırlarda tanyeri ağırdık tan sonra yollar Cuma namazına gidenlerle dolar taşardı. Karanlıkta kandillerle giderlerdi, kalabalık halde camiye girerler, ibadet ve taatle meşgul olurlardı.
Çünkü onlar iki Cihan Serveri Hatemül Enbiyadan işitmişlerdi ki; bir kimse Cuma namazına ilk saatinde giderse bir deve kurban sadaka vermiş gibi olur. İkinci saatte giderse bir sığır sadaka vermiş gibi olur, üçüncü saatte bir koç kurban sadaka vermiş gibi olur, dördüncü saatte giderse bir tavuk hediye etmiş gibi olur, beşinci saatte giderse bir yumurta hediye etmiş gibi olur. İmam minbere hutbe okumaya çıktığı zaman sayfalar dürülür, kalemler kaldırılır, melekler minberin yanına toplanır hutbeyi dinlemeye başlar bundan sonra gelen namaza katılmak için gelmiş olur.
Yine onlar işitmişlerdi ki; kıyamet günü yüce Allah’ı görmeye en yakın olanlar sırası ile Cuma günü en erken davrananlar olacaktır.
Değerli okurlarım
Peygamberimiz “Kim ki Cuma günü gusleder iyi elbisesini giyer iyi koku sürünür ondan sonra camiye gelirde kimseye eziyet vermeden kimsenin omzunun üzerinden geçmeden Allah’ın emrettiği namazı kılarsa ve imam hutbe okuyunca sükût ederse iki Cuma arasında günahlarını Allah mağfiret eder.”
Hz. Osman ve Hz Ali’den rivayet edildiğine göre “Kim hutbeyi sükûnetle konuşmadan dinlerse onun için iki ecir vardır. Kim işitmez, sükût ederse bir ecir vardır. Kim işitir, konuşursa iki günah vardır. İşitmez fakat konuşursa bir günah vardır.”
Hutbe esnasında Peygamberimiz üzerine salâvat dahi getirmek caiz değildir. Çünkü hutbeyi dinlemek farz salavat getirmek sünnettir. Namazdan haram olan şeyler hutbe okunurken de haramdır.
Rabbim bizleri harama düşmekten muhafaza buyursun. Resulüllah Efendimizin sünneti seniyyesine uygun olarak hareket etmeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin. (AMİN)
Sitemizdeki haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde izinsiz yayınlanamaz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.