Bulancak Kız Anadolu İmam
Hatip Lisesi öğrencilerimle geçtiğimiz bu Cuma günü Karadeniz 2.Kitap fuarına
gittik. Gönül isterdi ki okulun tüm öğrencilerini götürebilseydim..Görülmeye
değerdi. Aldığım kitaplar arasında
Dr.Muhammed Bozbağ’ın ‘’Sevgi Zekası’’ isimli kitabını bir çırpıda okudum.Sevgi üzerine
yazılmış bu kitabı yediden-yetmişe herkese tavsiye ediyorum.Bende bugünkü köşe
yazımda siz okuyucularımla bu kitaptan sevgi üzerine birkaç alıntı yaparak
sevgiyi sizinle paylaşmak istiyorum :
Yaşamımızda bizi hayata bağlayan sevgimiz
değil mi? Sevgi olmayan yerde herşey
boş. Fakat sevgiyi her canlı taşıyamaz.Sevgi bazı insanların yüreğinde
bir damla kadar küçükken,bazı insanların ise okyanus kadardır. Midemiz yediğimizde, kalbimiz sevdiğimizde
beslenir.Kalbimizi aç bırakırsak hiçbir yiyecek,içecek,eğlence açlığımızı
gideremez.Sevgiden yoksun insanlar ,servetlerin içerisinde bile doyumsuz
yaşarlar. Sevgi en etkili ilaç
ise,nefret ise en yıkıcı zehirdir.Sevgimiz sesimize yumuşaklık,sözümüze nezaket ve tevazu katar.
Eğer yaşamımıza‘’korku, güvensizlik, nefret, kıskançlık,
çekememe, sadece kendi doğrularınız’’hükmediyorsa kişiliğiniz ‘’huzursuz, geçimsiz,
uyumsuz, bencil, kavgacı, sevimsiz, içine kapanık’’karakter kazanır. Sevgisiz
bir insan sevildiğini öğrenirse sulanıp yeşeren
çiçek gibi canlanır.Olumsuz tavırlarla
vücudumuzun savunma sistemi
çöker.Hastalıklar ortaya çıkar. Şiddetli üzüntü saçları birkaç gecede
ağartabilir. Ağır bir utanç kalp krizine yol açabilir. Kanser bir haftalık
derin üzüntüden kaynaklanabilir.
Güzellikler temizlikle tamamlanır.Kir güzellikleri gizler.Temizlik çirkinlikleri
bile güzelleştirir.Bir insanı kırk yıl
usanmadan sırtınızda taşırsınız da bir takdirini duymazsınız.Sonra da
iki ayağınızın bir pabuca sokulduğu bir
günde,ona hizmetlerinizi eksik yaparsınızda
sizi defterinden silip atar. Çirkini görmeden güzelin,ölümü bilmeden
hayatın , acıyı tatmadan zevkin değerini kavrayamazsınız. Söz taşıyan, gözüyle görüp kulağıyla duysa
bile gerçeği çarpıtarak anlatır.Gerçeğin
bir kısmını onu anlarken kaybederiz, bir kısmını da anlatırken bozarız.
İçinizde bir dengesizlik varsa ilişkilerinizde
sağa-sola çarparsınız.Dengesiz benlik patlak lastikle ilerleyen araca veya yörüngesinden çıkan gezegene
benzer.Kendinize zaman ayırıp hizmet ederseniz
bakımlı bahçe gibi korunursunuz. Kalbimizi hayatın zorluğu değil, sevgisizlik ve
vefasızlık yıldırır. Sonuç olarak sevgi konusunu bir kızıldereli atasözü ile
bitirmek istiyorum. Bir Kızılderili
atasözü şöyle der:’’Dünyaya
geldiğin zaman sen feryat ediyordun, herkes bayram ediyordu.Öyle bir
hayat yaşa ki ayrıldığın zaman herkes
feryat etsin ve sen bayram et.’’
Kısacası bu dünyada herkes gidici. Zamanı
gelen gidiyor, dur diyemiyoruz. Ve bu hayatın büyük bir hızla sonuna
yaklaşıyoruz. Tek büyük başarı bu
dünyadan, dünyanın sahibinin sevgisini
ve dostluğunu kazanarak ayrılmaktır.