Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

Kıyamet arifesi

Uzaylılar nerede? Hani zombiler yok. Aa, durun! O başka senaryoydu. Bizim senaryomuz bu değil! Belli başlı ülkelerde ilk önce seller ardından ise yangınlar başladı. Konumuz selin nereyi bastığı veya yangını kimin çıkarttığını tartışmak değil. İster bilerek ister yanlışlıkla çıkan yangınlarda veya oluşan sellerde, dünyanın ekolojik dengesi bozulmaya başladı. Bazı canlıların habitatları yok oldu. Ki, olmaya da devam ediyor. Dur durak bilmeden afetler, felaketler devam ediyor. Çoğu canlı türü neslini yitirme tehlikesi ile karşılaşabilir. Ama durun; dünyanın sonunu virüs getirmeyecek miydi? Uzaylılar diyorlardı, savaş yok, parazit virüs yok, istila yok nerede tüm bunlar? Anlaşılan o ki bahsedilen yaratıklar; zombi ve uzaylı kılıklı küreselciler… Sanırım istila derken onların istilası söyleniyordu. İnsanların genleri, dünyanın dengesiyle oynuyorlar. ‘Kıyamet geliyor’ kılıfı uydurarak işin içinden sıyrılmayı da düşünüyorlar. Bu ucubeler gerçekten planlarına çok sadıklar. Korona virüsü ile insanlara önce ‘fragmanı’ izlettiler. Şimdi de filmi izletiyorlar. Normal bir şekilde düşündüğünüz zaman bütün bunlar doğal yollardan oluyormuş gibi gelebilir. Fakat atlanılan nokta şudur ki; küreselcilerin bu ‘kıyamet arifesi’ filminin konusu şeytana tapınmaya dayalı bir oyun. Onlar için bu; ateşten yaratılan şeytana bir adak. Filmin sonu ile ilgili tahminlerim var lakin tahminlerimi başka bir köşe yazımda anlatacağım. Filmin başrolü küreselciler, diğer insanlar ise birer figüran, yok olmaya yüz tutan bu dünyada… Ha, şu olur; dünyanın ve insanoğlunun sonu gelmez, fakat yeni bir çağa geçeriz. ‘Küreselleşme çağı’ başka deyişlerle robotlaşma, dijitalleşme, köleleşme denen çağa giriş yapacağız. Yok olan doğal güzellikler, ormanlar, denizler yerini teknolojik yapılara bırakacak. Hedefledikleri kitleyi de köleleştirdikten sonra (tüm insanlık) ayaklarını uzatıp galibiyetin sefasını sürecekler. Buna engel olabilir miyiz? Olabiliriz. Ama olur muyuz? Olmayız elbette. Belirli şuursuz şahsiyetler, at gözlüğü takan kişiler yüzünden bu savaşı kazanabileceğimizi pek düşünmüyorum. ‘Kıyamet arifesi’ filmi entrika ve gerilimle dolu bir film… Küreselciler ve robotları bir tarafta, insanlar ve doğa bir tarafta… Çok güzel bir söz görmüştüm; ‘doğayla savaş içerisindeyiz, kazanırsak kaybedeceğiz’ bir bakıma doğru aslında… Fakat burada doğadan ziyade küreselciler demek daha mantıklı olur. Küreselciler, doğa adı arkasına sığınmış alçaklardan ibarettir. Kıyamet arifesi vizyona girdi, iyi seyirler!  
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2021 - Perşembe
Yiğitefe Şahin

Kıyamet arifesi

Uzaylılar nerede? Hani zombiler yok. Aa, durun! O başka senaryoydu. Bizim senaryomuz bu değil!

Belli başlı ülkelerde ilk önce seller ardından ise yangınlar başladı. Konumuz selin nereyi bastığı veya yangını kimin çıkarttığını tartışmak değil. İster bilerek ister yanlışlıkla çıkan yangınlarda veya oluşan sellerde, dünyanın ekolojik dengesi bozulmaya başladı. Bazı canlıların habitatları yok oldu. Ki, olmaya da devam ediyor. Dur durak bilmeden afetler, felaketler devam ediyor. Çoğu canlı türü neslini yitirme tehlikesi ile karşılaşabilir. Ama durun; dünyanın sonunu virüs getirmeyecek miydi? Uzaylılar diyorlardı, savaş yok, parazit virüs yok, istila yok nerede tüm bunlar? Anlaşılan o ki bahsedilen yaratıklar; zombi ve uzaylı kılıklı küreselciler… Sanırım istila derken onların istilası söyleniyordu. İnsanların genleri, dünyanın dengesiyle oynuyorlar. ‘Kıyamet geliyor’ kılıfı uydurarak işin içinden sıyrılmayı da düşünüyorlar. Bu ucubeler gerçekten planlarına çok sadıklar. Korona virüsü ile insanlara önce ‘fragmanı’ izlettiler. Şimdi de filmi izletiyorlar. Normal bir şekilde düşündüğünüz zaman bütün bunlar doğal yollardan oluyormuş gibi gelebilir. Fakat atlanılan nokta şudur ki; küreselcilerin bu ‘kıyamet arifesi’ filminin konusu şeytana tapınmaya dayalı bir oyun. Onlar için bu; ateşten yaratılan şeytana bir adak. Filmin sonu ile ilgili tahminlerim var lakin tahminlerimi başka bir köşe yazımda anlatacağım. Filmin başrolü küreselciler, diğer insanlar ise birer figüran, yok olmaya yüz tutan bu dünyada…

Ha, şu olur; dünyanın ve insanoğlunun sonu gelmez, fakat yeni bir çağa geçeriz. ‘Küreselleşme çağı’ başka deyişlerle robotlaşma, dijitalleşme, köleleşme denen çağa giriş yapacağız. Yok olan doğal güzellikler, ormanlar, denizler yerini teknolojik yapılara bırakacak. Hedefledikleri kitleyi de köleleştirdikten sonra (tüm insanlık) ayaklarını uzatıp galibiyetin sefasını sürecekler. Buna engel olabilir miyiz? Olabiliriz. Ama olur muyuz? Olmayız elbette. Belirli şuursuz şahsiyetler, at gözlüğü takan kişiler yüzünden bu savaşı kazanabileceğimizi pek düşünmüyorum. ‘Kıyamet arifesi’ filmi entrika ve gerilimle dolu bir film… Küreselciler ve robotları bir tarafta, insanlar ve doğa bir tarafta…

Çok güzel bir söz görmüştüm; ‘doğayla savaş içerisindeyiz, kazanırsak kaybedeceğiz’ bir bakıma doğru aslında… Fakat burada doğadan ziyade küreselciler demek daha mantıklı olur. Küreselciler, doğa adı arkasına sığınmış alçaklardan ibarettir. Kıyamet arifesi vizyona girdi, iyi seyirler!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.