Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

KAPİTALİST PİRAMİDİNİN BATAKLIĞI

Şimdi çoğu insanın hayatının dönüm noktası olan meslek seçimlerinden biraz bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu fikirlerimi söylemek… Toplumun bir kısmı; ‘ben, geliri gereğinden yüksek bir işte çalışacağım, çalışmalıyım’ gibisinden kendine şart koşarken, bir kısmı da; ‘ben, işimden zevk alacaksam, geçimimi sağlayabileceğim geliri tahsil ettiğim bir işte de çalışırım’ diyor. Ben, insanların elinin yatkın olduğu işi, detaylarını ve inceliklerini iyi anladığı işi yapmasını daha doğru buluyorum. Böylece, toplumda çoğu iş profesyonelce yapılır diye düşünüyorum. Hani denilir ya, ‘zevk almadığın işi yaptığında bıkarsın’ diye. Becerili olduğunuz bir işi yaparsanız, bu sizi zaten tatmin eder. Baktığınız zaman, artık eskisi gibi başarılı olduğu işi yapma da yok. Sizleri tenzih ediyorum, çoğu kişinin hayali yattığı yerden para kazanmak olmuş. Alın teri le para kazanmak isteyen insanlara da, ortaçağ köle antlaşması imzalatıp, kapitalizmin mağduru yapıyorlar. Bunu inkâr edebilirsiniz. Ben genel konuşuyorum. Çalışma saatleri olsun, yetersiz gelir olsun, çalışma şartları falan derken tecrübe kazanmak isteyenleri de, edineceği tecrübeden soğutuyorlar. Klişeleşmiş bir cümle var bilirsiniz ‘gençler iş beğenmiyor’. İş beğenmeyen var evet doğru. Fakat büyük bir kesim, iş için değil, köle olmak için gidiyor sanırsınız. Çalışma saatleri fazla olmasına rağmen, yeterli gelir elde edemiyorlar. Dediğim gibi, iş beğenmeyenler de var, yattığı yerden para isteyen, masa başı iş arayan da var. Ama bir o kadar da, çalışmak isteyip, mevcut şartlardan dolayı çalışamayanlar var. Böyle olduğu sürece işsizlik de artar. İşsizliğin artmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi; üniversitelerin akademik başarı isteyen kişilerin bulunduğu yerden çok, yolgeçen hanına dönüşmüş olması. Üniversite akademik başarıyı arttırmak isteyenlerle dolu olmalıyken –aktif üniversite sayısından dolayı- diploma almak isteyenlerle doldu. Artı olarak, üniversite bitirmeyen insana, cahil gözüyle bakılırken, üniversite bitiren insana kültürlü, medeniyet sahibi olarak bakılıyor. Bu nasıl bir zihniyet arkadaş? İşsizliğin artmasının başlıca sebeplerindendir, üniversite sayısının çokluğu. Üniversite mezunu sayısı arttıkça, akademik başarısı yüksek insanlar ile sadece mezun olmakla kalan kişiler, aynı kefeye konuluyor. Torpiliniz varsa iyi gelirli, rahat bir işe gidersiniz. Torpiliniz yoksa ya uzun senelerce ülkede olsun, yurt dışında olsun yüksek eğitim göreceksiniz. Ya da kapitalizmin kölesi olacaksınız. Piramidin en altında olmamak istiyorsanız şayet o zaman üst kademelerdeki tanıdığınız aracılığıyla, piramidin daha üst seviyelerine çıkabilirsiniz. Ülkemizin çok çok büyük kesimi, ne yazık ki bu piramidin en altında… Peki, en altta kimler var? Açıkçası en alt kademe çok karışık… Keşfedilmeyi bekleyen dehalar, yavaş yavaş becerisini yitiren gizli yetenekler, sokak röportajlarında konuşan gençler ve yaşlılar, günün her saati sosyal medyada vakit geçirip, orada gördüğü videolar ile bilgi sahibi olduğunu düşünüp, siyaset yapmaya çalışanlar ve daha niceleri. Anlayacağınız, en alt kademe resmen bir bataklık. ‘Ona laf yetiştireyim, şuna cevap vereyim, bunu iğneleyeyim’ gibi tutumlar sergilemek bir şeyi değiştirmiyor. Tecrübesiz bir tırmanıcının dakikalar içerisinde zirveye çıktığını düşünemezsiniz. Bazen günler, haftalar, aylar sürer. Hatta belki yıllar…
Ekleme Tarihi: 29 Kasım 2021 - Pazartesi
Yiğitefe Şahin

KAPİTALİST PİRAMİDİNİN BATAKLIĞI

Şimdi çoğu insanın hayatının dönüm noktası olan meslek seçimlerinden biraz bahsetmek istiyorum. Daha doğrusu fikirlerimi söylemek… Toplumun bir kısmı; ‘ben, geliri gereğinden yüksek bir işte çalışacağım, çalışmalıyım’ gibisinden kendine şart koşarken, bir kısmı da; ‘ben, işimden zevk alacaksam, geçimimi sağlayabileceğim geliri tahsil ettiğim bir işte de çalışırım’ diyor.

Ben, insanların elinin yatkın olduğu işi, detaylarını ve inceliklerini iyi anladığı işi yapmasını daha doğru buluyorum. Böylece, toplumda çoğu iş profesyonelce yapılır diye düşünüyorum. Hani denilir ya, ‘zevk almadığın işi yaptığında bıkarsın’ diye. Becerili olduğunuz bir işi yaparsanız, bu sizi zaten tatmin eder.

Baktığınız zaman, artık eskisi gibi başarılı olduğu işi yapma da yok. Sizleri tenzih ediyorum, çoğu kişinin hayali yattığı yerden para kazanmak olmuş. Alın teri le para kazanmak isteyen insanlara da, ortaçağ köle antlaşması imzalatıp, kapitalizmin mağduru yapıyorlar. Bunu inkâr edebilirsiniz. Ben genel konuşuyorum. Çalışma saatleri olsun, yetersiz gelir olsun, çalışma şartları falan derken tecrübe kazanmak isteyenleri de, edineceği tecrübeden soğutuyorlar. Klişeleşmiş bir cümle var bilirsiniz ‘gençler iş beğenmiyor’. İş beğenmeyen var evet doğru. Fakat büyük bir kesim, iş için değil, köle olmak için gidiyor sanırsınız. Çalışma saatleri fazla olmasına rağmen, yeterli gelir elde edemiyorlar. Dediğim gibi, iş beğenmeyenler de var, yattığı yerden para isteyen, masa başı iş arayan da var. Ama bir o kadar da, çalışmak isteyip, mevcut şartlardan dolayı çalışamayanlar var. Böyle olduğu sürece işsizlik de artar.

İşsizliğin artmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi; üniversitelerin akademik başarı isteyen kişilerin bulunduğu yerden çok, yolgeçen hanına dönüşmüş olması. Üniversite akademik başarıyı arttırmak isteyenlerle dolu olmalıyken –aktif üniversite sayısından dolayı- diploma almak isteyenlerle doldu. Artı olarak, üniversite bitirmeyen insana, cahil gözüyle bakılırken, üniversite bitiren insana kültürlü, medeniyet sahibi olarak bakılıyor. Bu nasıl bir zihniyet arkadaş? İşsizliğin artmasının başlıca sebeplerindendir, üniversite sayısının çokluğu. Üniversite mezunu sayısı arttıkça, akademik başarısı yüksek insanlar ile sadece mezun olmakla kalan kişiler, aynı kefeye konuluyor. Torpiliniz varsa iyi gelirli, rahat bir işe gidersiniz. Torpiliniz yoksa ya uzun senelerce ülkede olsun, yurt dışında olsun yüksek eğitim göreceksiniz. Ya da kapitalizmin kölesi olacaksınız. Piramidin en altında olmamak istiyorsanız şayet o zaman üst kademelerdeki tanıdığınız aracılığıyla, piramidin daha üst seviyelerine çıkabilirsiniz. Ülkemizin çok çok büyük kesimi, ne yazık ki bu piramidin en altında…

Peki, en altta kimler var? Açıkçası en alt kademe çok karışık… Keşfedilmeyi bekleyen dehalar, yavaş yavaş becerisini yitiren gizli yetenekler, sokak röportajlarında konuşan gençler ve yaşlılar, günün her saati sosyal medyada vakit geçirip, orada gördüğü videolar ile bilgi sahibi olduğunu düşünüp, siyaset yapmaya çalışanlar ve daha niceleri. Anlayacağınız, en alt kademe resmen bir bataklık. ‘Ona laf yetiştireyim, şuna cevap vereyim, bunu iğneleyeyim’ gibi tutumlar sergilemek bir şeyi değiştirmiyor. Tecrübesiz bir tırmanıcının dakikalar içerisinde zirveye çıktığını düşünemezsiniz. Bazen günler, haftalar, aylar sürer. Hatta belki yıllar…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.