Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

Değişen nostalji duygusu

Büyüklerin ‘hey gidi günler hey’ diyerek geçmişi yâd ettiğini sıklıkla duyarız. Çocuklarına, torunlarına ‘bizim zamanımızda’ sözleri ile başladığı cümlelerle, kendi zamanlarını, tıpkı o zamanı yaşıyormuş gibi hissettiriyor. Kimi zaman iştahla dinleniyor, kimi zaman ise bayatlamış basit anılar. Her ne olursa olsun nostalji olarak nitelendiriliyor. Şimdi bir düşünelim; bundan 10-20 sene öncesine özlem duyuluyor, acaba bundan 50 yıl sonra da geçmişe özlem olacak mı? Farz edelim ki 2060 yılındayız. O tarihlerde de ‘2020-30 yılları çok güzeldi’ gibi cümleler olacak mı? Baktığımız zaman, teknoloji son 20 yılda inanılmaz bir hız kazanarak, insan hayatında çok büyük bir yer aldı, insanlara kolaylık sağladı, çoğu konuda. 2060 yılında, bu yılları yâd edeceğimiz bir yaşam stili olduğunu düşünmesi bile korkutucu. Bu teknolojinin 1000-2000 kat daha ilerlediğini düşünün. Sonra da şuan bulunduğumuz yılları özlediğinizi… Çok enteresan değil mi? Şuan ki gençler, ileride ki çocuklarına bizim zamanımızda bu yoktu telefon vardı diyecek. Peki, o ‘bu’ diye tabir ettiğim şey ne olacak? Şuan için ben de bilmiyorum. Bu konu hakkında düşünecek çok şey var aslında. Belki bundan 50 yıl sonra, bize hizmet etmesi hedeflenen robotlar; bizleri dize getirmiş ve köleleştirmiş olacak. Teknoloji ilerledikçe yıl olarak geriye gideceğiz. Bundan 150-200 yıl sonra ateşi yeniden bile keşfedebiliriz. Robotlaştığımız veya robotların kölesi olduğumuz zaman biz neye nostalji diyeceğiz? Çok daha büyük düşünelim. Varsayalım ki şuan bahsettiğim yılların çok daha ilerisindeyiz. 2100-2200 senelerindeyiz. Acaba o tarihlerde insanlık olarak robotlar tarafından köle olduğumuz günleri özlemle anacak mıyız? ‘Hey gidi günler be, zamanında robotların kölesiydik ama şimdi öyle mi?’ diye bir cümle kurulduğunu hayal edin. Çok ürpertici. Öyle bir teknoloji gelmiş olacak ki, nostalji olarak köle olduğumuz günlerden bahsedeceğiz gibi. Şahsen ben; ileride çocuğum olursa, ona kendi zamanımı değil de, benden önceki zamanı anlatacağım. Böyle güzeldi, şöyle güzeldi diye. Bundan 10 yıl sonra, bu tarz yazıları yazacağımız bir gazete bile olmayacak belki. Kitaplar zaten yavaş yavaş kendini sanal kitaplara bırakmaya başladı. Gazeteler de, televizyonculuğa dönerse döner, dönmezse muhtemelen kapılarına mühür vurarak tarihe karışır. Kültürle alakalı çoğu şey artık nostalji olarak anılıyor. ‘Teknoloji ile birlikte siliniyoruz’ köşe yazımda da belirttiğim üzere, teknoloji geliştikçe kendimizden uzaklaşıyoruz. Nostalji diyerek anlatabileceğimiz şeylerden kopuyoruz. Kim bilir belki de nostalji kelimesi, antik bir kelime olarak, tarihin tozlu raflarına kaldırılır.
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2021 - Pazartesi
Yiğitefe Şahin

Değişen nostalji duygusu

Büyüklerin ‘hey gidi günler hey’ diyerek geçmişi yâd ettiğini sıklıkla duyarız. Çocuklarına, torunlarına ‘bizim zamanımızda’ sözleri ile başladığı cümlelerle, kendi zamanlarını, tıpkı o zamanı yaşıyormuş gibi hissettiriyor. Kimi zaman iştahla dinleniyor, kimi zaman ise bayatlamış basit anılar. Her ne olursa olsun nostalji olarak nitelendiriliyor.

Şimdi bir düşünelim; bundan 10-20 sene öncesine özlem duyuluyor, acaba bundan 50 yıl sonra da geçmişe özlem olacak mı? Farz edelim ki 2060 yılındayız. O tarihlerde de ‘2020-30 yılları çok güzeldi’ gibi cümleler olacak mı?

Baktığımız zaman, teknoloji son 20 yılda inanılmaz bir hız kazanarak, insan hayatında çok büyük bir yer aldı, insanlara kolaylık sağladı, çoğu konuda. 2060 yılında, bu yılları yâd edeceğimiz bir yaşam stili olduğunu düşünmesi bile korkutucu. Bu teknolojinin 1000-2000 kat daha ilerlediğini düşünün. Sonra da şuan bulunduğumuz yılları özlediğinizi… Çok enteresan değil mi? Şuan ki gençler, ileride ki çocuklarına bizim zamanımızda bu yoktu telefon vardı diyecek. Peki, o ‘bu’ diye tabir ettiğim şey ne olacak? Şuan için ben de bilmiyorum.

Bu konu hakkında düşünecek çok şey var aslında. Belki bundan 50 yıl sonra, bize hizmet etmesi hedeflenen robotlar; bizleri dize getirmiş ve köleleştirmiş olacak. Teknoloji ilerledikçe yıl olarak geriye gideceğiz. Bundan 150-200 yıl sonra ateşi yeniden bile keşfedebiliriz. Robotlaştığımız veya robotların kölesi olduğumuz zaman biz neye nostalji diyeceğiz?

Çok daha büyük düşünelim. Varsayalım ki şuan bahsettiğim yılların çok daha ilerisindeyiz. 2100-2200 senelerindeyiz. Acaba o tarihlerde insanlık olarak robotlar tarafından köle olduğumuz günleri özlemle anacak mıyız? ‘Hey gidi günler be, zamanında robotların kölesiydik ama şimdi öyle mi?’ diye bir cümle kurulduğunu hayal edin. Çok ürpertici. Öyle bir teknoloji gelmiş olacak ki, nostalji olarak köle olduğumuz günlerden bahsedeceğiz gibi. Şahsen ben; ileride çocuğum olursa, ona kendi zamanımı değil de, benden önceki zamanı anlatacağım. Böyle güzeldi, şöyle güzeldi diye.

Bundan 10 yıl sonra, bu tarz yazıları yazacağımız bir gazete bile olmayacak belki. Kitaplar zaten yavaş yavaş kendini sanal kitaplara bırakmaya başladı. Gazeteler de, televizyonculuğa dönerse döner, dönmezse muhtemelen kapılarına mühür vurarak tarihe karışır. Kültürle alakalı çoğu şey artık nostalji olarak anılıyor.

‘Teknoloji ile birlikte siliniyoruz’ köşe yazımda da belirttiğim üzere, teknoloji geliştikçe kendimizden uzaklaşıyoruz. Nostalji diyerek anlatabileceğimiz şeylerden kopuyoruz. Kim bilir belki de nostalji kelimesi, antik bir kelime olarak, tarihin tozlu raflarına kaldırılır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.