Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

Çobanı belirsiz sürü

Popüler kültür diye adlandırdığımız kavramın “kelime olarak” iyice hayatımızda yer alması, beraberinde birçok olumsuzluk da getirdi. Farklı cinsiyet uydurmaları, farklı ideoloji ve dinler, sırf farklılık olsun diye insanlar tarafından benimsenmeye başladı. Aslında bir süredir kafamda vardı, böyle bir yazı yazmak. Ramazan’ın gelmesiyle birlikte sosyal medyada gördüklerim, beni bu yazıyı yazmaya daha çok teşvik etti. Sosyal medyada, ailesinden gizli oruç tutmayan, ailesiyle tartışan çok kişiye denk geldim. Elbette kimsenin inancına karışamayız. Buna kralı dahi karışamaz. İsteyen tutar, istemeyen tutmaz. Benim merak ettiğim nokta şu; 1 senede ne değişti? Ne oldu da milyonlarca insan 1 senede (aynı senede) din değiştirdi? Bu sadece İslam için geçerli değil. Hıristiyanlık gibi farklı dinlerde de oldu. Dünya çapında 500-600 milyon insan, aynı sene içerisinde ateist, deist veya agnostik oldu. Burada din eleştirisi yapmıyorum. Niçin bu farklı inançlar 2000’li yıllardan sonra arttı. Birisi, bir grup, bir tarikat veya başka bir oluşum mu var, insanları yeni uydurmalara yönlendiren? Bakın tekrar söylüyorum, insanların inancı beni bağlamaz, fakat ciddiyetin farkına varın. İnsanlar, özellikle son 20-30 yılda inanılmaz bir şekilde din ve inanç sistemini değiştirdi. Sizce bu kendi istekleri doğrultusunda mı oldu? Yoksa çevresel faktörlerin, arkadaş ve internet çevresinin veya başka bir oluşumun yönlendirmesi doğrultusunda mı oldu? Gelelim bir başka saçmalık olan uydurma cinsiyetlere… Bu çok tartışılacak bir konu. Bu farklı uydurma cinsiyetleri de “LGBT” adı altında topluyorlar. Tabii bir şey diyemeyiz. Nasıl ki kanser hastası birisine “ sen niçin kansersin” diye soramayacağınız gibi, LGBT hastası kişiye de(bu kavramı savunanların ileri sürdüğü gibi onlara hastalık görünüyor) “ sen niçin böylesin” diye sormanız doğru olmaz. Evet. Benim fikrim bu yönde… LGBT bir hastalıktır. Kanserle arasındaki tek fark; kanser hastalıklarına tedavi aranırken, LGBT hastalıklarına tercih deniyor. Tedavi aranmıyor. LGBT hastası birine “sen hastasın” deseniz, hemen sinirlenir. “Sen nasıl saygı duymazasın, yobaz mısın, cahil misin, sene olmuş 2000 bilmem kaç hala saygıyı öğrenemediniz” gibi farklı savunmalarla olayı farklı yerlere çekerler. Konu saygıya nasıl geldi arkadaş? Bu hastalığa verilen desteği yadırgamak doğru değil. Aynı destek SMA, kanser, lösemi, diyabet gibi hastalıklara da veriliyor. Yine aradaki tek fark; LGBT için maddi destek toplanmıyor. Ya da ben bilmiyorum. He bir de “saygı duymak zorundasın” diyen tipler var. Pardon, neye saygı duyuyoruz tam olarak?  Hastalığınıza eyvallah. Ama bizden, sizin hastalığına ve size tapmamızı istiyorsanız, orada durun. Saygıdan kastınız el üstünde tutmaksa, çok beklersiniz. (siz diye hitap ettiklerim, siz değilsiniz, yazıda bahsi geçen kişiler) Her neyse hasta olanlara geçmiş olsun. Umarım tez zamanda iyileşirsiniz. Tabii önce, hastalığına; “bu benim kararım, benim tercihim” dememeyi öğrenmelisiniz. Yaptığınız şey, “hep bana bakın, bana ilgi verin” deyip dikkatlerin üstünüzde olmasını istemekten başka bir şey değil.
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2022 - Salı
Yiğitefe Şahin

Çobanı belirsiz sürü

Popüler kültür diye adlandırdığımız kavramın “kelime olarak” iyice hayatımızda yer alması, beraberinde birçok olumsuzluk da getirdi. Farklı cinsiyet uydurmaları, farklı ideoloji ve dinler, sırf farklılık olsun diye insanlar tarafından benimsenmeye başladı. Aslında bir süredir kafamda vardı, böyle bir yazı yazmak. Ramazan’ın gelmesiyle birlikte sosyal medyada gördüklerim, beni bu yazıyı yazmaya daha çok teşvik etti.

Sosyal medyada, ailesinden gizli oruç tutmayan, ailesiyle tartışan çok kişiye denk geldim. Elbette kimsenin inancına karışamayız. Buna kralı dahi karışamaz. İsteyen tutar, istemeyen tutmaz. Benim merak ettiğim nokta şu; 1 senede ne değişti? Ne oldu da milyonlarca insan 1 senede (aynı senede) din değiştirdi? Bu sadece İslam için geçerli değil. Hıristiyanlık gibi farklı dinlerde de oldu. Dünya çapında 500-600 milyon insan, aynı sene içerisinde ateist, deist veya agnostik oldu. Burada din eleştirisi yapmıyorum. Niçin bu farklı inançlar 2000’li yıllardan sonra arttı. Birisi, bir grup, bir tarikat veya başka bir oluşum mu var, insanları yeni uydurmalara yönlendiren? Bakın tekrar söylüyorum, insanların inancı beni bağlamaz, fakat ciddiyetin farkına varın. İnsanlar, özellikle son 20-30 yılda inanılmaz bir şekilde din ve inanç sistemini değiştirdi. Sizce bu kendi istekleri doğrultusunda mı oldu? Yoksa çevresel faktörlerin, arkadaş ve internet çevresinin veya başka bir oluşumun yönlendirmesi doğrultusunda mı oldu?

Gelelim bir başka saçmalık olan uydurma cinsiyetlere… Bu çok tartışılacak bir konu. Bu farklı uydurma cinsiyetleri de “LGBT” adı altında topluyorlar. Tabii bir şey diyemeyiz. Nasıl ki kanser hastası birisine “ sen niçin kansersin” diye soramayacağınız gibi, LGBT hastası kişiye de(bu kavramı savunanların ileri sürdüğü gibi onlara hastalık görünüyor) “ sen niçin böylesin” diye sormanız doğru olmaz. Evet. Benim fikrim bu yönde… LGBT bir hastalıktır. Kanserle arasındaki tek fark; kanser hastalıklarına tedavi aranırken, LGBT hastalıklarına tercih deniyor. Tedavi aranmıyor. LGBT hastası birine “sen hastasın” deseniz, hemen sinirlenir. “Sen nasıl saygı duymazasın, yobaz mısın, cahil misin, sene olmuş 2000 bilmem kaç hala saygıyı öğrenemediniz” gibi farklı savunmalarla olayı farklı yerlere çekerler. Konu saygıya nasıl geldi arkadaş?

Bu hastalığa verilen desteği yadırgamak doğru değil. Aynı destek SMA, kanser, lösemi, diyabet gibi hastalıklara da veriliyor. Yine aradaki tek fark; LGBT için maddi destek toplanmıyor. Ya da ben bilmiyorum.

He bir de “saygı duymak zorundasın” diyen tipler var. Pardon, neye saygı duyuyoruz tam olarak?  Hastalığınıza eyvallah. Ama bizden, sizin hastalığına ve size tapmamızı istiyorsanız, orada durun. Saygıdan kastınız el üstünde tutmaksa, çok beklersiniz. (siz diye hitap ettiklerim, siz değilsiniz, yazıda bahsi geçen kişiler)

Her neyse hasta olanlara geçmiş olsun. Umarım tez zamanda iyileşirsiniz. Tabii önce, hastalığına; “bu benim kararım, benim tercihim” dememeyi öğrenmelisiniz. Yaptığınız şey, “hep bana bakın, bana ilgi verin” deyip dikkatlerin üstünüzde olmasını istemekten başka bir şey değil.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.