Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Az kalsın yola çıkacaktım!

Uyku mahmurluğumu dersiniz, yoksa cahillik mi karar vermek zor. Perşembe akşamı bir tv’de belgesel izlerken konuşanı herhalde tam duymadığımdan başıma gelenler beni epeyce bir sıkıntıya soktu. Akşamın bu şaşkınlığı ile Cuma sabahı ben doğruca otobüs bileti almaya gittim. Gittim fakat bileti alamadım. Yok aşı veya pcr denilen saçmalıktan değil. Dedim ya; akşam duyduğum şeyi anlamayınca yola çıkamadım. Bilet almak için firmanın yetkilisine dedim ki, “bana bir mars bileti verir misin.” Adam bana baktı ve “hemşehrim ne dediğini anlamadım ne marsı, burası Kars seyahat, yanlış yere geldin her hal” diyerek beni daha da çok şaşırttı. Ben iyice afallamış halde, “ne diyon sen? olur mu öyle şey tv’de adam mars mars’ta dedi, sen ver bilet, ben gider gelirim” dedim.  Adam güldü, “yürü ya işine git sen marsı, Kars diye anlamışsın” dedi ve beni geri postaladı. Geri döndüm ve yürürken aklım başıma geldi. Belgeseldeki bilim adamı,(astrofizikçi haa, boru sandım, ama boru değilmiş, okumuş yani))şu zamanda marsa gideceğiz, bu zamanda hayat olacak, 10bin sene mi, 100bin sene mi mars’ta insanlık koloni falan kuracak demiş, bende bunu Kars anlamışsın! İnsan hata yapar yani! İşin latifesi bir yana bu işlerde bir gariplik var bir türlü çözemedim gitti. Bilim adamlarının bu mars takıntısı bitmek bilmiyor. Hangi görüşten olursa olsun marsın bir cazibesi var ama bulamadım. Dünya’nın 3 katı kadar küçük, atmosfer yok, 400milyon kilometre uzakta, dolmuş uçak gitmiyor, ancak her konuşan bilim adamı, illa da mars diyerek ağzını açıyor. Sıradan bir insan bile bu marsın biz faydası olmayacağını şıp diye anlar. Fakat bu bilim adamları bunu bir türlü kavrayamamış ve marsa gitmek için can atıyorlar. Her şey gelişiyor buna tamam dense de(benim için bir manası yok bu gelişmelerin)marsa seyahat şimdilik bu bir hayal gibi görünüyor ve insanları uyutmadan başka şey değil. Yapılır diyen olur o da başka bir şey. Onu da benim ya da benden sonraki kaç neslin bunu görmesi de söz konusu değil. Bende belgeseli izleyince bu hayalle dalmış gitmişim ki, sabahtan yola çıkarsam marsa giderim, diye hesap etmiştim. Hikaye güzel ama hakikat buna izin vermiyor.                   
Ekleme Tarihi: 13 Eylül 2021 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Az kalsın yola çıkacaktım!

Uyku mahmurluğumu dersiniz, yoksa cahillik mi karar vermek zor. Perşembe akşamı bir tv’de belgesel izlerken konuşanı herhalde tam duymadığımdan başıma gelenler beni epeyce bir sıkıntıya soktu. Akşamın bu şaşkınlığı ile Cuma sabahı ben doğruca otobüs bileti almaya gittim. Gittim fakat bileti alamadım. Yok aşı veya pcr denilen saçmalıktan değil. Dedim ya; akşam duyduğum şeyi anlamayınca yola çıkamadım. Bilet almak için firmanın yetkilisine dedim ki, “bana bir mars bileti verir misin.” Adam bana baktı ve “hemşehrim ne dediğini anlamadım ne marsı, burası Kars seyahat, yanlış yere geldin her hal” diyerek beni daha da çok şaşırttı. Ben iyice afallamış halde, “ne diyon sen? olur mu öyle şey tv’de adam mars mars’ta dedi, sen ver bilet, ben gider gelirim” dedim.  Adam güldü, “yürü ya işine git sen marsı, Kars diye anlamışsın” dedi ve beni geri postaladı. Geri döndüm ve yürürken aklım başıma geldi. Belgeseldeki bilim adamı,(astrofizikçi haa, boru sandım, ama boru değilmiş, okumuş yani))şu zamanda marsa gideceğiz, bu zamanda hayat olacak, 10bin sene mi, 100bin sene mi mars’ta insanlık koloni falan kuracak demiş, bende bunu Kars anlamışsın! İnsan hata yapar yani!

İşin latifesi bir yana bu işlerde bir gariplik var bir türlü çözemedim gitti. Bilim adamlarının bu mars takıntısı bitmek bilmiyor. Hangi görüşten olursa olsun marsın bir cazibesi var ama bulamadım. Dünya’nın 3 katı kadar küçük, atmosfer yok, 400milyon kilometre uzakta, dolmuş uçak gitmiyor, ancak her konuşan bilim adamı, illa da mars diyerek ağzını açıyor. Sıradan bir insan bile bu marsın biz faydası olmayacağını şıp diye anlar. Fakat bu bilim adamları bunu bir türlü kavrayamamış ve marsa gitmek için can atıyorlar. Her şey gelişiyor buna tamam dense de(benim için bir manası yok bu gelişmelerin)marsa seyahat şimdilik bu bir hayal gibi görünüyor ve insanları uyutmadan başka şey değil. Yapılır diyen olur o da başka bir şey. Onu da benim ya da benden sonraki kaç neslin bunu görmesi de söz konusu değil. Bende belgeseli izleyince bu hayalle dalmış gitmişim ki, sabahtan yola çıkarsam marsa giderim, diye hesap etmiştim. Hikaye güzel ama hakikat buna izin vermiyor.                   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.