Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

NE KADARDA SEVERLERMİŞ OTORİTEYİ!

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu, diye bir deyim vardır ülkemizde sıkça söylenen. Hem tatlı, hem de tuzlu sevenler, gibi söyledikleri birbirini tutmayanlar için söylenir genellikle. Ya da rüzgara göre yön değiştiren kişilere uygun olur bu deyim. Neyse saadete gelelim biz de! Cumartesi günü Ballıca’ya kurulan pazar yerine her hafta uğramaya çalışır, esnaf arkadaşlar ile sohbet edip hal hatır sorar, işler nasıl diye bilgi sahibi olurum. Bu aralar işler çok iyi değil. Senelerdir tanıdığım bir esnaf ile sohbet ederken, bir yazımla ilgili konuşma ortaya çıkınca, bana, “pandemiye inanmıyor musun”, diye bir sual edince, mevzu biraz uzadı. Bende karşı atak olarak, “niye inanayım pandemiye, inanmam için bir sebep mi var” dedim. O da, “sen yandaş medya değil misin” diyerek tekrar bir atış yaptı. Bunu da bir türlü anlamış değilim yani, bir insan bir gazetede veya televizyon da ekmek parası için çalışıyorsa niye bir yerlere yandaş olsun ki? Benimle aynı düşünmedi, diye başka bir basın yayında dirsek çürüten birinin illa da o çalıştığı yerdekiler gibi düşünmesi mi lazım? Bende bu gazetede ve daha önce çalıştığım yerlerde, herkesle bugüne kadar aynı şekilde düşünmüşte değilim. Hemen hemen her mevzu da farklı görüşleri savunur ve bununda bu işteki en güzel yan olduğunu bilirim. Herkes aynı şeyi düşünse, hayatın çokta bir manası kalmaz.           Yahu bununla ne alakası var, diyerek devam ettim. O yine aynı şeyi tekrarladı. “Pandemi yok mu sence” diye üsteleyince, “yok hava civa” dedim. “İklim değişikliğine de inanmıyorsun” deyince, şutu kaleye doğru savurdum. “Hee ona da inanmıyorum, inanmamı mı lazım” dedim. Çok şaşırdı ve aynı nakarat ile yandaş olduğumu ifade eden lafları etti kendince. Sonra bende ona, “sen yandaş değilsin ama hep maske takıyorsun, hükümet maske takın dedi, siz hemen taktınız,(sağlık için takıyorum dedi o arada) kim yandaş acaba” diyerek sert bir karşı atak ile onu epeyce bir hırpaladım. O da aynı şekilde diğer hükümet eleştirisini sabah akşam yapanlar gibi(elbette eleştiri olacak bundan uzak durulamaz)maske takılacak, dendi hazır ol da taktılar, sosyal mesafeye uydular, temizlik, dediler ceplerinde kolonya taşıdılar, evden çıkmayın dediler, aylarca evlerinin kapılarını açmadılar, arabaya binmediler, düğüne gitmediler, cenazenin olduğu yerden bile geçmediler, taziyeleri bile telefonla yapamadılar virüs bulaşır, diye onlar yandaş değil de, bunlara uymayanlar yandaş oluyor. Benim yerim belli, küresel çetenin tek bir dediğine evet demiyorum ve bunu kim demişse benim için bir kıymeti har biyesi yoktur.         
Ekleme Tarihi: 11 Ekim 2021 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

NE KADARDA SEVERLERMİŞ OTORİTEYİ!

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu, diye bir deyim vardır ülkemizde sıkça söylenen. Hem tatlı, hem de tuzlu sevenler, gibi söyledikleri birbirini tutmayanlar için söylenir genellikle. Ya da rüzgara göre yön değiştiren kişilere uygun olur bu deyim. Neyse saadete gelelim biz de!

Cumartesi günü Ballıca’ya kurulan pazar yerine her hafta uğramaya çalışır, esnaf arkadaşlar ile sohbet edip hal hatır sorar, işler nasıl diye bilgi sahibi olurum. Bu aralar işler çok iyi değil. Senelerdir tanıdığım bir esnaf ile sohbet ederken, bir yazımla ilgili konuşma ortaya çıkınca, bana, “pandemiye inanmıyor musun”, diye bir sual edince, mevzu biraz uzadı. Bende karşı atak olarak, “niye inanayım pandemiye, inanmam için bir sebep mi var” dedim. O da, “sen yandaş medya değil misin” diyerek tekrar bir atış yaptı. Bunu da bir türlü anlamış değilim yani, bir insan bir gazetede veya televizyon da ekmek parası için çalışıyorsa niye bir yerlere yandaş olsun ki? Benimle aynı düşünmedi, diye başka bir basın yayında dirsek çürüten birinin illa da o çalıştığı yerdekiler gibi düşünmesi mi lazım? Bende bu gazetede ve daha önce çalıştığım yerlerde, herkesle bugüne kadar aynı şekilde düşünmüşte değilim. Hemen hemen her mevzu da farklı görüşleri savunur ve bununda bu işteki en güzel yan olduğunu bilirim. Herkes aynı şeyi düşünse, hayatın çokta bir manası kalmaz.          

Yahu bununla ne alakası var, diyerek devam ettim. O yine aynı şeyi tekrarladı. “Pandemi yok mu sence” diye üsteleyince, “yok hava civa” dedim. “İklim değişikliğine de inanmıyorsun” deyince, şutu kaleye doğru savurdum. “Hee ona da inanmıyorum, inanmamı mı lazım” dedim. Çok şaşırdı ve aynı nakarat ile yandaş olduğumu ifade eden lafları etti kendince. Sonra bende ona, “sen yandaş değilsin ama hep maske takıyorsun, hükümet maske takın dedi, siz hemen taktınız,(sağlık için takıyorum dedi o arada) kim yandaş acaba” diyerek sert bir karşı atak ile onu epeyce bir hırpaladım. O da aynı şekilde diğer hükümet eleştirisini sabah akşam yapanlar gibi(elbette eleştiri olacak bundan uzak durulamaz)maske takılacak, dendi hazır ol da taktılar, sosyal mesafeye uydular, temizlik, dediler ceplerinde kolonya taşıdılar, evden çıkmayın dediler, aylarca evlerinin kapılarını açmadılar, arabaya binmediler, düğüne gitmediler, cenazenin olduğu yerden bile geçmediler, taziyeleri bile telefonla yapamadılar virüs bulaşır, diye onlar yandaş değil de, bunlara uymayanlar yandaş oluyor. Benim yerim belli, küresel çetenin tek bir dediğine evet demiyorum ve bunu kim demişse benim için bir kıymeti har biyesi yoktur.         

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.