Ayşen ENGİN
Köşe Yazarı
Ayşen ENGİN
 

VİRÜSE KAFA TUTANLAR

Cesaret… İnsanın korkmaması ya da korksa da belli etmemesi, kendisini korkutan şeylerin üzerine gitmesi durumu. Gerçekten takdire şayan bir nitelik. Ancak gözle görülmeyen, elle tutulmayan, bulaştığında öldürme riski olan bir virüse kafa tutmak da ne? Cesaret mi? Hiç sanmıyorum. Pandemi sürecinde çok tuhaf diyaloglara ve cümlelere şahit oldum. *’Aman ne korkacakmışım. Zaten en çok korkana, sakınana bulaşıyormuş.’ *’Ha o mu? O bizim amcaoğlu ya. Tanıdık. Bildiğimiz insan, bir şey olmaz.’ *’Tek maskeyle, çift maske arasında çok da fark yokmuş.’ * ‘ Hep bunlar titiz insanlar yüzünden olmuş.’ * ‘Boşver ya, olacakla öleceğin önüne geçilmez. Olacağı varsa olur.’ Ve daha nicesi…Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, kafa tuttuğumuz bu şey, akraba eş dost ayrımı yapabilen, sadece yabancılara bulaşan, sakınanı korkanı anlayıp önce ona bulaşmaya çalışan, kendince ince hesaplar yapan üstün zekalı bir varlık değil. Tek amacı yok olmadan devamlılığını sağlamak ve çoğalmak. Özetle, bu yukarıda bahsettiğim sözlerden, öngörülerden ve tezlerden haberi yok. Denk geldiğine yapışır, bulaşır ve bağışıklığı güçsüz olan bedenleri düşürür, olan bu. Benim bağışıklığım güçlü bana bulaşsa da bir şey olmaz diyenler içinse şunu söyleyebilirim: Belki size bir şey yapamaz ama sizi kullanarak, sizi kendisine konak ederek oradan oraya taşınabilir ve onu taşıdığınız  insanlar sizin kadar güçlü ya da şanslı olmayabilir. Bu yüzden bu pandemi sürecinde bencillik ve boş cesaret gösterileri bir kenara bırakılmalı, elden gelen tüm önlemler alınmaya çalışılmalıdır. Kendimiz için değilse de, içinde yaşadığımız toplum için bunu yapmak zorundayız. Yazımın başında da belirttiğim gibi,  bir virüse kafa tutmak; cesaret belirtisi değildir. Başka pek çok şeyin belirtisidir ama kesinlikle cesaret belirtisi değildir. Kaldı ki kafa tutulan virüsün böyle bir savaştan haberi bile yoktur. O yüzden lütfen ve lütfen bu virüsten kurtulmak istiyorsak; *Hastalık sadece elaleme ! bulaşır, tanıdıksa hasta değildir diye düşünmeyin. Çünkü virüs sizin aile bağlarınıza ya da dostluk derecenize bakmaz. * Özel günleri birbirinizin evlerine giderek eski günlerdeki gibi kutlamayın. Asıl özel olan, istisna olan  bu içinde bulunduğumuz durum. Bu süreci atlatana, normale dönene kadar doğum günü, cenaze, mevlid,  altın günü, bayram gibi kutlama alışkanlıklarımızı çekirdek aile içinde sınırlı tutalım. *Hastalığa yakalandıysak, sanki çok büyük bir ayıp işlemiş gibi davranıp bunu saklama yoluna gitmeyelim. Hiçbir şey yokmuş gibi toplum içinde yaşamaya devam etmeyelim. İzole olalım, bencil davranmayalım. Hasta olduğunuzu bile bile hastalık bulaştırdığınız insanların hakkından, vebalinden korkalım. Bunu özellikle söylemek istiyorum çünkü hasta insanlarla temaslı olan kişilerin filyasyon ekibine adlarının verilmemesini istediklerini duydum. Hatta hes kodu kontrolünde ‘riskli’ ibaresini  fark eden bir esnaf, sırf sağlıkçılara hasta insanı haber verdi diye esnafın kapısına dayanıp hesap soran akrabalarını duydum. Bakın, pandemi bu yüzden bitmiyor. Hastalığa yakalanmak ayıp değil. Hepimiz yakalanabiliriz. Sanki iftiraya uğramış, adı çıkmış insan psikolojisi yaşamayın lütfen.          Özetle, akıllı olan biziz virüs değil. Halen baş edemediysek, yayılmasını önleyemediysek nerede yanlış yapıyoruz durup düşünelim lütfen.
Ekleme Tarihi: 05 Mayıs 2021 - Çarşamba
Ayşen ENGİN

VİRÜSE KAFA TUTANLAR

Cesaret… İnsanın korkmaması ya da korksa da belli etmemesi, kendisini korkutan şeylerin üzerine gitmesi durumu. Gerçekten takdire şayan bir nitelik. Ancak gözle görülmeyen, elle tutulmayan, bulaştığında öldürme riski olan bir virüse kafa tutmak da ne? Cesaret mi? Hiç sanmıyorum.

Pandemi sürecinde çok tuhaf diyaloglara ve cümlelere şahit oldum.

*’Aman ne korkacakmışım. Zaten en çok korkana, sakınana bulaşıyormuş.’

*’Ha o mu? O bizim amcaoğlu ya. Tanıdık. Bildiğimiz insan, bir şey olmaz.’

*’Tek maskeyle, çift maske arasında çok da fark yokmuş.’

* ‘ Hep bunlar titiz insanlar yüzünden olmuş.’

* ‘Boşver ya, olacakla öleceğin önüne geçilmez. Olacağı varsa olur.’

Ve daha nicesi…Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, kafa tuttuğumuz bu şey, akraba eş dost ayrımı yapabilen, sadece yabancılara bulaşan, sakınanı korkanı anlayıp önce ona bulaşmaya çalışan, kendince ince hesaplar yapan üstün zekalı bir varlık değil. Tek amacı yok olmadan devamlılığını sağlamak ve çoğalmak. Özetle, bu yukarıda bahsettiğim sözlerden, öngörülerden ve tezlerden haberi yok. Denk geldiğine yapışır, bulaşır ve bağışıklığı güçsüz olan bedenleri düşürür, olan bu. Benim bağışıklığım güçlü bana bulaşsa da bir şey olmaz diyenler içinse şunu söyleyebilirim: Belki size bir şey yapamaz ama sizi kullanarak, sizi kendisine konak ederek oradan oraya taşınabilir ve onu taşıdığınız  insanlar sizin kadar güçlü ya da şanslı olmayabilir. Bu yüzden bu pandemi sürecinde bencillik ve boş cesaret gösterileri bir kenara bırakılmalı, elden gelen tüm önlemler alınmaya çalışılmalıdır. Kendimiz için değilse de, içinde yaşadığımız toplum için bunu yapmak zorundayız.

Yazımın başında da belirttiğim gibi,  bir virüse kafa tutmak; cesaret belirtisi değildir. Başka pek çok şeyin belirtisidir ama kesinlikle cesaret belirtisi değildir. Kaldı ki kafa tutulan virüsün böyle bir savaştan haberi bile yoktur. O yüzden lütfen ve lütfen bu virüsten kurtulmak istiyorsak;

*Hastalık sadece elaleme ! bulaşır, tanıdıksa hasta değildir diye düşünmeyin. Çünkü virüs sizin aile bağlarınıza ya da dostluk derecenize bakmaz.

* Özel günleri birbirinizin evlerine giderek eski günlerdeki gibi kutlamayın. Asıl özel olan, istisna olan  bu içinde bulunduğumuz durum. Bu süreci atlatana, normale dönene kadar doğum günü, cenaze, mevlid,  altın günü, bayram gibi kutlama alışkanlıklarımızı çekirdek aile içinde sınırlı tutalım.

*Hastalığa yakalandıysak, sanki çok büyük bir ayıp işlemiş gibi davranıp bunu saklama yoluna gitmeyelim. Hiçbir şey yokmuş gibi toplum içinde yaşamaya devam etmeyelim. İzole olalım, bencil davranmayalım. Hasta olduğunuzu bile bile hastalık bulaştırdığınız insanların hakkından, vebalinden korkalım.

Bunu özellikle söylemek istiyorum çünkü hasta insanlarla temaslı olan kişilerin filyasyon ekibine adlarının verilmemesini istediklerini duydum. Hatta hes kodu kontrolünde ‘riskli’ ibaresini  fark eden bir esnaf, sırf sağlıkçılara hasta insanı haber verdi diye esnafın kapısına dayanıp hesap soran akrabalarını duydum. Bakın, pandemi bu yüzden bitmiyor. Hastalığa yakalanmak ayıp değil. Hepimiz yakalanabiliriz. Sanki iftiraya uğramış, adı çıkmış insan psikolojisi yaşamayın lütfen.

         Özetle, akıllı olan biziz virüs değil. Halen baş edemediysek, yayılmasını önleyemediysek nerede yanlış yapıyoruz durup düşünelim lütfen.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ayrıntı Düşkünü
(05.05.2021 16:08 - #72177)
Güzel tespitler
Ayşen Engin Teşekkür ederim
Ayşen Engin Teşekkür ederim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Erol Küçük
(07.05.2021 22:23 - #72179)
Maalesef duyarsız bir toplum olmuşuz.Guya kapanma söz konusu ama herkes dışarıda..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.