Hakikatten de “bayram değil, seyran değil ama eniştem beni niye öptü” gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Olmayacak işler için milletimizin kendi arasında söylediği bu deyiş, yeri geldi mi tam yerine oturuyor. Bir salgın ile ülkenin her yanında hızla gelişen bir hareketlenme oldu. Bayramda, seyranda, düğünde, dernekte, cenazede, fındıkta Bulancak’a gelemeyen onca insan 11 Mart’ta açıklanan salgına karşı alınan tedbirleri hiçe sayarak ilçeye akın etmiş gibiler. Yaklaşık bir aydır ilçenin tamamında il dışından gelen araçların sayısı ilçedeki araç sayısını geçmiş gibi. İnanılmaz bir araç var Bulancak’ta. Haber için nereye gitsem mutlaka bir il dışından gelmiş araca denk geliyorum. 28 plakalı bir araç görsem 2-3 il dışı plakalı araç da her yerde gözüme çarpıyor. Vızır vızır ilçenin içinde sabah akşam geziyorlar ve sorulduğunda da “ya bizim acil bir işimiz vardı izin aldık geldik” diye de bir cevap vererek topu başka yere atıyorlar. Hadi acil işin için geldin, sabah akşam ilçede geziyor ve tedbir falanda takmıyorsun. Her gün sabahtan kaymakamlığa uğradığım içinde buradan il dışına gitmek isteyenleri de görüyorum. Başka zaman böyle bir kalabalık zaten olmuyordu. Son bir aydır il dışında acil işi olanın haddi hesabı yok. Ayrıca buraya il dışından gelip tekrar gitmek isteyende izin için çabalıyor. Garip bir durum. Salgından kaçmış gelmiş buraya, gezip tozmuş şimdide gitmek için izin almaya çalışıyorlar. Madem bu kadar acil işiniz vardı, hemen halledip gitmediniz ve ilçede günü gün ettiniz. Acil dediğiniz iş, ölüm, hastalık, kaza ve buna benzer durumlar içerir. Kimi ailesini, çoluk çocuğunu köye getirmiş, kendi dönmüş, kimi daha sonra halledilecek basit bir iş için gelmiş ve öylece burada salgın geçsin diye kalmış. Anlayacağınız sıkıntı büyük ve bitecek gibide görünmüyor.