Tarihin Peşinde Bir Rota: Likya Yolu
Tarihin Peşinde Bir Rota: Likya Yolu
Ege kıyılarından Antalya’nın antik kentlerine uzanan, muhteşem manzaraları ile Türkiye’nin ilk yürüyüş rotası, Likya Yolu’na bir yolculuk…
Likya Yolu, Fethiye'den başlayıp Antalya'da biten, dünyanın en güzel yürüyüş parkurlarından biri olarak kabul edilen, 500 kilometrelik bir yürüyüş rotasıdır. Bu rotayı 1999 yılında haritalandıran Kate Clow, Türkiye'nin ilk uzun mesafe yürüyüş rotasını oluşturmuş, daha sonrasında oluşturulan Kaçkar Rotası, St. Paul Yolu gibi rotalara da öncülük etmiştir. Likya Yolu boyunca Likya uygarlığından kalan çeşitli kalıntılar, antik kentlerle karşılaşırsınız. Patara, Olympos, Xanthos, Letoon gibi antik kentler eşlik eder rotanıza. Akdeniz'in maviliği ile çamların kızılı, dağların yeşili buluşur bu eşsiz rotada. Ölüdeniz Ovacık'tan başlayıp Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu'ndan Yediburunlar'a tırmanış belki de görüp görebileceğiniz en güzel Akdeniz manzarasıdır.

Rota üzerinde çeşitli oteller, marketler, kamp alanları bulunuyor. Bazı yürüyüşçüler kamp yaparken bazıları da sadece otel/pansiyon konaklamalarına göre rotalarını oluşturur, çadır taşımazlar. Rotayı tamamlamak yaklaşık 30 gün sürer. Fakat çoğu yürüyüşçü kısım kısım yürür. Kısımların zorlukları da değişir. Sadece hafta sonu için bile gelmiş grupları görebilirsiniz.

Likya Yolu özellikle Ruslar arasında çok meşhur. Hatta rota boyunca karşılaştığımız 10 kişiden 9'u Rus diyebilirim. Aileler, gençler, hatta çocuklarıyla bile yürüyenler var. Bir yürüyüşçüden buranın Ruslar için kutsal bir rota olduğunu duymuştum fakat ilgili bir kaynak bulamadım.

Aynı zamanda bu yürüyüş rotası, çevresel olarak en güvenli rotalardan biridir. Yabani hayvana sık rastlanmaz bölgede. Domuz ve tilki bulunur sadece. Kamp yapacaksanız gece uyurken yemeklerinizi çadırın içinde almayı ya da bir ağaca bağlamayı unutmazsanız, hayvanların da ilgisini çekmezsiniz. Zaten rota boyunca köy marketleri ve gözlemecilere kolayca ulaşabileceğiniz için yanınızda fazla bir yemek bulundurmanıza da gerek yok. Çoğu yürüyüşçü 2 günlük yemeğini yanında taşır, gerisini yolda halleder.

Likya Yolunu yürümek isterseniz Nisan-Mayıs ya da Eylül-Ekim aylarını tercih edebilirsiniz. Yazın yürümek hava çok sıcak olduğu için kesinlikle iyi bir fikir değil. Fakat Likya Yolunu yürümek şart değil, sadece güzel manzaraları göreyim yeterli derseniz yazın rota üzerinde ulaşabileceğiniz herhangi bir noktada kamp yapıp Ege'nin bu güzel kıyılarının keyfini çıkarabilirsiniz!
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.