İslam İşbirliği Teşkilatı Onikiadalar’daki Türk müslüman kimliğinin varlığını onaylamaya devam ediyor

GÜNDEM (BLT) - Bülten | 02.07.2025 - 09:59, Güncelleme: 02.07.2025 - 09:59 2396 kez okundu.
 

İslam İşbirliği Teşkilatı Onikiadalar’daki Türk müslüman kimliğinin varlığını onaylamaya devam ediyor

Rodos, İstanköy ve Oniki ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı konuyla ilgili yaptı açıklamada şu ifadeler yer aldı;
‘’21-22 Haziran 2025 tarihlerinde İİT Üye Devletleri Dışişleri Bakanları Konseyi’nin  Türkiye Cumhuriyeti'nin İstanbul kentinde düzenlenen toplantısında kabul edilen  Batı Trakya’daki “Türk” Müslüman azınlık ve Onikiadalar’daki “Türk” Müslüman toplumuna ilişkin 25. Maddesi kararını  dernek olarak memnuniyet ile karşılıyoruz’’ Başkan Kaymakçı açıklamasını şöyle sürdürdü; ‘’21-22 Haziran 2025 tarihlerinde İİT Üye Devletleri Dışişleri Bakanları Konseyi’nin Türkiye Cumhuriyeti'nin İstanbul kentinde düzenlenen toplantısında; Batı Trakya’daki “Türk” Müslüman azınlık ve Onikiadalar’daki “Türk” Müslüman toplumuna ilişkin kararlar da alınmıştır. Kararların 25.maddesinde;”Batı Trakya'daki Türk Müslüman azınlığa ve Yunanistan'ın Onikiadalar bölgesindeki Türk Müslüman toplumuna, temel hak ve özgürlüklerinden tam olarak yararlanmalarını sağlamak amacıyla desteğimizi yineliyor, onların dini ve kültürel haklarına tam saygımızı teyit ediyoruz” tespitini dernek olarak memnuniyet ile karşılıyoruz. İslam İş birliği Teşkilatı (İİT)’nın bu kararından sonra Yunanistan’ın tepki göstermesini ise yersiz ve temelsiz bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Batı Trakya’daki “Türk” Müslüman azınlığın ve Oniki adalar’daki “Türk” Müslüman toplumunun Türk olarak kabul edilmemesi, tarihsel gerçekler ve uluslararası antlaşmaları aykırıdır. Bu kapsamda Oniki adalar’daki “Türk” Müslüman toplumu da, Yunanistan’ın tezinin aksine, Yunan Müslümanı değil,” Türk Müslümanı”dırlar.  Yunanistan tezinin yersiz ve temelsiz  olduğuna ilişkin sadece üç belgeyi uluslararası kamu oyunun  da bilgisine  sunmak isteriz . Bunlardan birincisi;1947 yılında adaların Yunanistan’a verilmesinden sonra İstanköy Askeri İdaresi Komutanı Binbaşı Konstantinos Krekoukias’ın yayınladığı ilk duyurusudur. Duyuruda ”İstanköy Adası Türk sakinleriyle uyum içinde ve kardeşlik sevgisiyle yaşamayı arzuluyoruz.” denmektedir. İkincisi; 1950-1962 yılları arasında Yunan Parlamentosu’nda görev yapan Milletvekili Dr. Stelyos Kotyadis’in Rodos’daki Türk Seçmenler için bastırdığı Türkçe broşürdür. Üçüncüsü ise; Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Daimi Komitesi tarafından 09 Mart 2012 tarihinde kabul edilen “Rodos ve İstanköy’deki Türk Kökenli Yunan Vatandaşlarının Durumu” başlıklı Avrupa Konseyi Kararı’dır. Diğer yandan 1947 yılında adaları sahiplenen Yunan makamları, 1923 yılında Lozan Antlaşması imzalandığında Oniki adalar’ın İtalyan yönetimi altında bulunduğu gerekçesiyle söz konusu soydaşlarımıza kültürel  haklarını uygulamaktan uzak bir uygulama içindedir. Yunanistan’ın ileri sürdüğü bu tez de,1913 Atina Antlaşmasına bağlı 3 numaralı protokol, 10 Ağustos 1920 Yunan Sevr Antlaşması, 30 Ocak 1923 Mübadele Sözleşmesi, 1923 Lozan Antlaşması: 45.Maddesi,  1926 Atina ve 1930 ve 1933 Ankara Antlaşmaları ve 1947 Paris Antlaşması” gibi antlaşmaların hükümlerine aykırıdır. Anılan antlaşmalar “Yunanistan’ın bütün toprakları” için geçerli kılındığından dolayı, bugün de yürürlüktedir ve Oniki ada bakımından da bağlayıcıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın Devletlerin antlaşmalar konusundaki Ardıllık (Halefiyeti-Hakların Devri)  hakkında yapılan 1978 Viyana Sözleşmesi’nin 15.maddesi kararı da bu doğrultudadır. Yunanistan’ı; tarihsel, sosyolojik ve insan hakları çerçevesinde Yunanistan’da yaşamakta olan Türkleri Türk kimliği ile kabul etmeye çağırıyoruz’’ ifadesini kullandı.
Rodos, İstanköy ve Oniki ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı konuyla ilgili yaptı açıklamada şu ifadeler yer aldı;

‘’21-22 Haziran 2025 tarihlerinde İİT Üye Devletleri Dışişleri Bakanları Konseyi’nin  Türkiye Cumhuriyeti'nin İstanbul kentinde düzenlenen toplantısında kabul edilen  Batı Trakya’daki “Türk” Müslüman azınlık ve Onikiadalar’daki “Türk” Müslüman toplumuna ilişkin 25. Maddesi kararını  dernek olarak memnuniyet ile karşılıyoruz’’

Başkan Kaymakçı açıklamasını şöyle sürdürdü; ‘’21-22 Haziran 2025 tarihlerinde İİT Üye Devletleri Dışişleri Bakanları Konseyi’nin Türkiye Cumhuriyeti'nin İstanbul kentinde düzenlenen toplantısında; Batı Trakya’daki “Türk” Müslüman azınlık ve Onikiadalar’daki “Türk” Müslüman toplumuna ilişkin kararlar da alınmıştır.

Kararların 25.maddesinde;”Batı Trakya'daki Türk Müslüman azınlığa ve Yunanistan'ın Onikiadalar bölgesindeki Türk Müslüman toplumuna, temel hak ve özgürlüklerinden tam olarak yararlanmalarını sağlamak amacıyla desteğimizi yineliyor, onların dini ve kültürel haklarına tam saygımızı teyit ediyoruz” tespitini dernek olarak memnuniyet ile karşılıyoruz.

İslam İş birliği Teşkilatı (İİT)’nın bu kararından sonra Yunanistan’ın tepki göstermesini ise yersiz ve temelsiz bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz.

Batı Trakya’daki “Türk” Müslüman azınlığın ve Oniki adalar’daki “Türk” Müslüman toplumunun Türk olarak kabul edilmemesi, tarihsel gerçekler ve uluslararası antlaşmaları aykırıdır.

Bu kapsamda Oniki adalar’daki “Türk” Müslüman toplumu da, Yunanistan’ın tezinin aksine, Yunan Müslümanı değil,” Türk Müslümanı”dırlar. 

Yunanistan tezinin yersiz ve temelsiz  olduğuna ilişkin sadece üç belgeyi uluslararası kamu oyunun  da bilgisine  sunmak isteriz .

Bunlardan birincisi;1947 yılında adaların Yunanistan’a verilmesinden sonra İstanköy Askeri İdaresi Komutanı Binbaşı Konstantinos Krekoukias’ın yayınladığı ilk duyurusudur. Duyuruda ”İstanköy Adası Türk sakinleriyle uyum içinde ve kardeşlik sevgisiyle yaşamayı arzuluyoruz.” denmektedir.

İkincisi; 1950-1962 yılları arasında Yunan Parlamentosu’nda görev yapan Milletvekili Dr. Stelyos Kotyadis’in Rodos’daki Türk Seçmenler için bastırdığı Türkçe broşürdür.

Üçüncüsü ise; Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Daimi Komitesi tarafından 09 Mart 2012 tarihinde kabul edilen “Rodos ve İstanköy’deki Türk Kökenli Yunan Vatandaşlarının Durumu” başlıklı Avrupa Konseyi Kararı’dır.

Diğer yandan 1947 yılında adaları sahiplenen Yunan makamları, 1923 yılında Lozan Antlaşması imzalandığında Oniki adalar’ın İtalyan yönetimi altında bulunduğu gerekçesiyle söz konusu soydaşlarımıza kültürel  haklarını uygulamaktan uzak bir uygulama içindedir.

Yunanistan’ın ileri sürdüğü bu tez de,1913 Atina Antlaşmasına bağlı 3 numaralı protokol, 10 Ağustos 1920 Yunan Sevr Antlaşması, 30 Ocak 1923 Mübadele Sözleşmesi, 1923 Lozan Antlaşması: 45.Maddesi,  1926 Atina ve 1930 ve 1933 Ankara Antlaşmaları ve 1947 Paris Antlaşması” gibi antlaşmaların hükümlerine aykırıdır. Anılan antlaşmalar “Yunanistan’ın bütün toprakları” için geçerli kılındığından dolayı, bugün de yürürlüktedir ve Oniki ada bakımından da bağlayıcıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın Devletlerin antlaşmalar konusundaki Ardıllık (Halefiyeti-Hakların Devri)  hakkında yapılan 1978 Viyana Sözleşmesi’nin 15.maddesi kararı da bu doğrultudadır.

Yunanistan’ı; tarihsel, sosyolojik ve insan hakları çerçevesinde Yunanistan’da yaşamakta olan Türkleri Türk kimliği ile kabul etmeye çağırıyoruz’’ ifadesini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.