Aktiffelsefe Kültür Derneğinin sağlık sempozyumundaki sunumu ilgi gördü
Aktiffelsefe Kültür Derneğinin sağlık sempozyumundaki sunumu ilgi gördü
Aktiffelsefe Kültür Derneği tarafından düzenlenen 5. Felsefe ve Sağlık Sempozyumu'nda sağlık konusunu felsefi bir bakış açısıyla ele alan değerli akademisyenlere,
'Beden, Zihin ve Anlam' arayışı yolculuğunda dinleyiciler eşlik etti. 'Kültür, Felsefeyle Canlanır' sloganıyla 35 yıldır ülkemizde farklı disiplinlerde felsefe alanında çalışmalara imza atan Aktiffelsefe Kültür Derneği'nin bu yılda Manisa Celal Bayar Üniversitesi ve Celal Bayar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi'nin katkılarıyla gerçekleştirdiği Felsefe ve Sağlık Sempozyumu, 7 farklı üniversiteden 11 akademisyenin sunumu ile gerçekleşti.
'Gelecek İçin Tıp Eğitimi'
Ayşe Hafsa Sultan Tarihi Müzesi'ndeki başlayan ve gün boyu panel ve konferanslarla devam eden sempozyum programında, sağlık alanındaki çıkmazların, ancak 'Sağlık Felsefesi' merceği altında ele alınmasıyla aşılabileceğinin vurgusu yapıldı. Günün ilk panelinde "Gelecek İçin Tıp Etiği" başlığı altında masayı paylaşan isimler Prof. Dr. Çağatay Üstün (Ege Ü. Tıp Fak. Tıp Tarihi ve Etik ABD), Doç. Dr. Cemal H. Güvercin (Dokuz Eylül Ü. Tıp Fak. Tıp Tarihi ve Etik ABD) ve Arş. Gör. Dr. Seçil Özçiftçi (Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik ABD) oldu. Panelde, Tıbbi Deontolojinin kaldırılması, değiştirilmesi ya da geliştirilmesinin yeterli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Çağatay Üstün, "Öncelik sadeleşme olmalıdır. Tıpta bir katarsis olmalı çünkü etik yaşamdır" dedi. Konuşmasında, değişen hekimlik değerlerini anlatan Doç. Dr. Cemal Güvercin, teknolojinin doğa ile insan arasındaki dünyayı biçimlendiren bir araç olarak görme gerekliliğine dikkat çekerken, Dinleyicilerin sorularının cevaplandırılmasıyla sona eren oturumun ardından gerçekleşen konferansta sözü önce Prof. Dr. A. Kadir Çüçen, (Bursa Uludağ Ü., Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Böl.) aldı. 'Varoluşunu unutan Varlık' başlığıyla açtığı konuyu insanlığın kırılma noktasını yaşamak ve konfor alanından çıkmak zorunda olduğunu vurguladı.
Sağlık alanının, tıp mesleği ile sınırlı olmadığı ve bu bağlamda "Tıp" yerine "Sağlık" kelimesinin tercih edildiği Felsefe ve Sağlık Sempozyumu programının 2. oturumu, "İyilik Halinin Farklı Görünümleri" konulu panel ile başladı. MCBÜ’si., Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sosyal Hizmet Bölümü'nden Prof. Dr. Derya Şaşman Kaylı'nın 'İyilik Halinin Sosyolojik Dinamikleri,' konusunda akademik görüşlerini paylaştığı programda, akademisyen "Sağlık, çok boyutlu bir iyi oluş halidir" diye konuştu. 'Antik Dünyada Sağlık ve İyi Yaşam' konusu ile panelde yer alan MCBÜ’si, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Aylin Çankaya da, antik filozofların iyilik hali için çalıştıklarının altını çizdi. Çankaya, konuşmasında akla sahip olmanın ötesinde aslolanın eylem olduğunu ifade etti.
Sempozyumun son oturumunda, "Sağlık Felsefesi için Yeni Ufuklar" yaklaşımı masaya yatırıldı. Bu oturumda söz alan Aktiffelsefe Kültür Derneği Başkanı Oya Uysal , 'Felsefe ve Sağlık İlişkisini', şu sözlerle dile getirdi: "İnsanlık, ortak kümülatif etkileriyle geçmişe bakarak karar verirken, felsefe sebepleri araştırarak neyi seçmemiz gerektiğini öğretir. Çünkü sağlık daha iyi olmayı ve doğa yasalarını bilenlerin aktarmakla yükümlü olduğu bir düzen içinde yaşama halidir" dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.