ŞAKİK-İ BELHİ HAZRETLERİ TALEBESİ HATİM-İ ESAM HAZRETLERİNE
SORDUĞU SORULARA
İBRET ALINACAK CEVAPLARI
-Ne kadardır benden ders alıyorsun?
-33
senedir.
-Bu
kadar zaman içinde benden neler öğrendin?
-Sekiz
şey öğrendim.
-Bu
sekiz şey ise şunlardır.
Hocam,
siz sordunuz, ben de doğrusunu söyledim. Sekiz şey öğrendim.
-Peki,
nedir bu sekiz şey?
Birincisi: İnsana baktım. Sevdiği
şeyler, onlara mezara kadar arkadaşlık ediyor ve sonra onu yalnız bırakıp
ayrılıyorlar. Onlarla beraber mezara girip, dert ortağı olmuyorlar. Bu hali
görünce, (Dünyada öğle bir dost
seçmeliyim ki, mezara benimle gelsin, bana orada arkadaşlık etsin) diye
düşündüm. Aradım, taradım, Allahü Tealâ’ya yapılan ibadetlerden başka. Böyle
sadık bir sevgili bulamadım. Ben de ibadetler sarıldım. Ne dersiniz?
-Çok
güzel yapmışsın.
İkincisi: İnsanlara baktım. Çok kimse,
arzuları, nefisleri peşinde koşuyor. O zaman, (Allahü Tealâ’dan korkarak nefislerine uymayanlar elbette cennete
gideceklerdir) mealindeki âyet-i kerimeyi hatırladım. Nefsimi düşman
bilerek, ona uymadım.
-Allah
sana iyilikler versin. Ne güzel yapmışsın. Üçüncüsü nedir?
Üçüncüsü: İnsanlara baktım. Herkes
dünyalık toplama sıkıntısı içerisine girmiş. Sonra ( Dünya malından sarıldığınız, sakladığınız her şey, yanınızda
kalmayacak, sizden ayrılacaktır. Ancak yalnız Allah rızası için yaptığınız
iyilikler ve ibadetler sizinle beraber kalacaktır) mealindeki ayet-i
kerimeyi düşündüm. Dünya için topladıklarımı Allah yolunda dinime hizmet ettim.
-Ne
güzel yapmışsın. Peki, dördüncüsü nedir?
Dördüncüsü: İnsanlara baktım.
Başkalarını beğenmiyorlar, birbirlerine haset ediyorlar, birbirlerinin mevki,
mal ve ilimlerine göz dikiyorlar. Bunu görünce (Dünyadaki maddi manevi bütün rızıklarını aralarında taksim ettim)
mealindeki ayet-i kerimeyi hatırladım. Allahü Tealâ’nın ezelde yaptığı taksime
razı oldum. Bütün Müslümanlarla iyi geçindim, herkesi sevdim ve herkes
tarafından da sevildim.
_ Ne
iyi, ne güzel yapmışsın . Benden öğrendiğinin beşincisi nedir?
Beşincisi: İnsanlara baktım. Çok kimse
insanlık şerefini bir makam sahibi olmakta zannediyor ve makamıyla iftihar
ediyor. Kimi, kıymet ve şerefi çok mal ve evlatta görüp, bunlarla iftihar
ediyor. Kimi de malı, parayı Allahü Tealâ’nın emrettiği yerlere değil de insanların
hoşuna gidecek, herkesi eğlendirecek yerlere sarf ediyor. İnsanlık şerefini
bunda zannediyor. Bunu görünce (En şerefliniz, en kıymetliniz, Allahü Tealâ’dan
en çok korkandır) mealindeki ayet-i kerimeyi düşündüm ve Allah’dan çok
korktum. Emrinin dışına çıkmadım.
-Ne
güzel yapmışsın. Altıncısı nedir?
Altıncısı: İnsanlar, birbirlerinin
mallarına, mevkilerine ve ilimlerine göz dikiyor, parça parça ayrılıyorlar.
Bunları görünce (Sizin düşmanınız
şeytandı. Onu düşman bilin) mealindeki ayet-in kerimeyi hatırladım. Şeytanı
ve onun yoldaşı olan sapıkları düşman bilip, sözlerine aldanmadım. Ehl-i sünnet
âlimlerinin kitaplarından ayrılmadım. Şeytana uymadım.
-Ne
güzel iyi yapmışsın. Ya yedincisi nedir?
Yedincisi: Kimi insanlar, para kazanmak
için haram ve şüpheli şeylere dalıyor ve zillete, hakaretlere katlanıyorlar.
Bunları görünce (Allahü Tealâ tarafından
rızkı gönderilmeyen yeryüzünde bir canlı yoktur) mealindeki ayet-i kerime
hatırıma geldi. O canlılardan birinin kendim olduğumu bildim. Onun emrettiği
gibi çalıştım.
-Ne iyi
yapmışsın. Ya sekizincisi nedir?
Sekizincisi: Baktım herkes iyi şeye
güveniyor. Kimi altına, mal ve mülküne, kimi sanatına ve kazancına, kimi makam
ve rütbesine, kimi de kendi gibi bir insana güveniyor. Bunları görünce (Allahü Tealâ, yalnız kendine güvenenlerin
her zaman imdadına yetişir) mealindeki ayet-i kerimeyi düşündüm. Her zaman
ve her işimde yalnız Allahü Tealâ’ya güvendim. O emrettiği için çalıştım,
sebeplere yapıştım. Fakat yalnız ondan istedim. Yaptıklarımda bir eksiklik var mı?
-Ya
Hatim, bu sekiz dustur üzerine amel et, delalete düşmessin, çok güzel
öğrenmişsin. Bizlere ibret olması dileği ile.