Birileri bir şey söyledimi, senaryolar çeşit çeşit ortaya konar. Her kafadan bir ses, bir yorum çıkar.
Hele, bunlar okumuş üflemiş makamlardan ortaya atılıyorsa, vatandaş zıpkın yemiş balık gibi bazı şeylere hücum eder, elinde avucunda ne varsa gerekli ihtiyaca yatırım yapar.
Tabi, bu da fiyatların tavan yapmasına neden olur.
Bizim ekonomi, temelsiz bir baraka gibidir! Avrupa’da, ABD’ de rüzgar çıksa, borsamız, dövizimiz, altınımız, akaryakıtımız, gıda maddelerimiz evvelallah alır başını gider.
Tabi ki, dünya da herşey birbirine endekslidir. Ama, büyük olayları bir yana bırakalım, bizde de her etkilenmede, maazallah 100 metre hızıyla akla gelen herşey tavana fırlıyor.
Önce komşumuz Yunanistan,ABD de ekonomik kriz, çevremizdeki komşu olayları, borsamızıda döviz piyasasınıda allak bullak etti.
Birde Ramazan ayındaki çalkalanma, uyanıkların bunu fırsat bilip herşeye zam uygulaması dar gelirliyi perişan etti.
Şu önlemi aldık, bu önlemi alıyoruz açıklamaları suyu soğutacağı yerde kaynama noktasını bile geçirdi.
Kimsenin dinlediği yok bunları. Herşey ortada.
Şimdi krize ışık tutan bazı derlemeleri aldım köşeme..
Uzmanlar bana yanıt versin, doğrumuyum yoksa yanlışmı?
Ülke de cari açık sorunu varmı?
Avrupadan kriz gelirse bizi ihracaattan etkilermi? Pazarımızın yarısı AB ülkeleri değilmi?
Kriz olasılığı yükseliyormu, azalıyormu? Bu gelişmeler şu anda finansal piyasayı ve ihracaatı etkilemeye başladımı, başlamadımı?
Uyarılarda, “ fazla açılmayın, bireylere dövizle borçlanma yapmayın, tüketim harcamalarını kısın, deniyor mu denmiyormu?”
O halde Halep orada ise arşın burada..
Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok.
Herkes kriz dalgası geçene dek, ayağını yorganına göre uzatsın.
Tehlike henüz geçmedi beyler..