İslam dini, insanı kurtarmak, insanı faziletli bir hayata erdirmek, insana hürriyeti, adaleti, insan olmanın şeref ve haysiyetini öğretmek, bütün beşeriyetin huzurunu temin etmek için gelmiştir.
Bu geliş, karanlıkları söküp, kâinatı aydınlatan geliştir.
Bu geliş, “Tevhid” sancağını iki cihan semasında ebediyen dalgalandıran geliştir.
Bu geliş, ahlak ve fazilet yönünden ölmüş olan ruh ve gönülleri “İmanla” dirilten geliştir.
Bu geliş, cehalet ve uyuşukluk perdelerini “OKU” emriyle kaldıran geliştir.
Bu geliş, “âlemlere rahmet olarak gönderilen.” Hz. Peygamberimiz ( s.a.v.) in, insanları hidayete kavuşturacak olan Hz. Kuran’la gelişidir.
İşte, mukaddes dinimizce en şerefli gecelerden biri olarak bilinen Kadir Gecesi, bu gelişlere sahne olan, çok mübarek, çok faziletli, hayırlı, nurlu ve huzurlu bir gecedir.
Yüce Allah’ımız, Kadir Gecesi’nin hayır ve faziletini Kuran-ı Kerim ‘in Kadir suresinde şöyle beyan etmiştir;
“Gerçek biz onu ( Kuran’ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir Gecesinin ( şeref ve faziletini ) sana bildiren nedir? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve ruh ( Cebrail a.s.), Rablerinin izniyle her bir iş için ( yeryüzüne ) iner de iner. O ( gece ) tan yeri ağarıncaya kadar selam ve selamet gecesidir.”
Hz Aişe validemiz ( r.a. ) bu geceyi ihya hususunda:
Ya Resulullah, Kadir Gecesine rastladığım zaman ne diyeyim? Sevgili Peygamberimiz;
· “ Ey Allah’ım, sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet” diye dua et, buyurmuşlar.
Bu sebeple, bu gece Yüce Allah’ımıza bol bol dua ve niyaz etmek, günahlarımıza pişmanlık duyarak tevbede bulunmak, çok çok Kuran’ı Kerim okumak, üzerimizde kaza namazı varsa onları kılmak, yoksa nafile namaz kılmak, geçmişlerimiz için hayır duada bulunmak, akrabayı, yoksulları, yetimleri, kimsesizleri sevindirmek, Allah’ın vermiş olduğu bunca nimetlere şükretmek suretiyle bu geceyi ihya etmeye çalışmalıyız. Zira böyle mübarek geceler, mü’minlerin günah ve kötülüklerden kurtulmaları, iki cihan saadetine ermeleri için Allahımız’ın ihsan ettiği kaçırılmaz fırsattır.
Peygamberimiz ( s.a.v. ) hadis’i şeriflerinde şöyle buyururlar:
“ Kim Kadir Gecesini, imanlı bir gönülle ve sevabını yalnız Allah’tan umarak ihya ederse, geçmiş günahları af ve mağfiret olunur.”
İmanlı gönülleri, Kadir Gecesi ve bayram heyecanının sardığı şu günlerde rahmet ve mağfiretiyle bizlere huzur, saadet ve müjdeler getiren Ramazan ayından ayrılmanın üzüntüsü içindeyiz. Camilerin dolup taştığı, müminlerin saf saf kaynaştığı iftarların, sahurların, teravihlerin, vaaz ve mukabelelerin gönüllerimize feyiz ve bereketler saçtığı Ramazan ayı kıyamete kadar gidip gelmeye devam edecektir. Ancak, bizim ömrümüz ona bir daha kavuşmaya yetecek midir, bunu bilemiyoruz. Bu sebeple, içinde bulunduğumuz Ramazan ayından affedilmiş olarak çıkmak için elimizden gelen bütün gayreti sarf etmeliyiz. Onu, hayatımızın son Ramazanıymış gibi değerlendirmek ve o mübarek ayı bizden razı olarak uğurlamak en büyük gayemiz olmalıdır.
Ramazan ayını kendimizden memnun olarak gönderebilecek amellerde bulunarak, Allah’ın bahtiyar kullarından olalım. Ramazan ayı bitti diye namazı, niyazı da bitirmeyelim. Daima iman ve Kuran’la yaşayalım. Bu ayda temizlediğimiz ruhlarımızı tekrar kirletmeyelim. Kalplerimizde Allah sevgisinin ateşini yakarak mübarek kadir gecesini ihya edelim. Çoluk çocuğumuza da bu gecenin feyiz ve bereketini anlatalım. Ramazan sonuna yetişmiş, hür ve şer’an zengin isek, büyük ve küçük hepimize vacip olan fıtır sadakalarını Bayram namazından önce vermeye çalışalım. Yüce Mevlamız’a bütün kalbimizle niyaz edelim ki; şu mübarek gün ve geceler hürmetine:
Kalp gözlerimiz ilahi aşk penceresine açılsın,
Gönül dudaklarımız Havz-ı Kevserle kansın,
İmanlı ruhlarımız nur-u Kuran’la parlasın,
Hayır, dolu kadrimiz, ihlâs kokulu oruçlarımız size ve bütün müminlere şefaatçi olsun!
Kadir gecemiz tüm İslam âleminin birlik ve beraberliği için, hayırlara vesile olması dileğiyle Ramazan-ı şerifiniz ve kandiliniz mübarek olsun.
Aziz okuyucularım