Giresun..
Genelde birbirini tanıyan, kardeş, akraba, hısım, dost, yakınlıklarıyla birbirine bağlı, acı, tatlı, cemiyet günlerinde, buluşan bir araya gelen mutlu bir vilayet..
Daha dün çocukluğumuzda, gençliğimizde günlerimiz birlikte geçmiş, oyun oynamış, mahalle maçları yapmış, sahillerinde birlikte denize girmiş, gerektiğinde ufak tefek kavgalar yapmış insanlarız.
Bugün geçmişteki günler sanki hiç yaşanmamış gibi, politika denilen vefasız bir araçla düşman kardeşleri oynuyoruz.
Acaba neden?
Makam, mevki, şöhret ya da benlik, senlik, liderlik kavgası için mi?
Cumhuriyetle birlikte geçilen demokrasinin gereği olan politikadan kimler gelip geçmedi ki.
Var mı şimdi anılarından öte, varlıkları?
Sultan Süleyman 900 yıl yaşamış, kaldı mı dünya ona.
Peygamber efendimiz, rabbimin; “Habib’im dediği, efendilerin efendisi.. 63 yıllık yaşamının ardından rabbime yürümedi mi?”
Mekanın ve kainatın sahibi, Allah’tan başkası değildir.
Beyazın, siyaha siyahında beyaza üstünlüğü yoktur.Üstünlük sorumluluk ve takvadadır, efendiler, hanımefendiler..
Neden yazıyorum bunları.
Kentin bir Belediye Başkanı var.
Kerim Aksu.
Halk CHP’den seçmiş.
Olamaz mı?
İlla iktidar partisinden mi olacak?
Merkezde oy kullanan insanlarımızın yarısının takdir oyunu almış.
Yardımsız, desteksiz, kendi yağında, halkına vaad ettiği sözleri yerine getiriyor, hizmet üretiyor.
Sırf politika uğruna eleştiriye uğruyor, yaptıklarına “hayır olmadı” deniyor.
Neden?
Bunun adı politika mı?
Bence çok yanlış tutum sergileniyor.
Kırmızıgül’ün, bir türküsü vardı.
“Hepimiz kardeşiz bu öfke ne diyeYaşamak dururken bu kavga ne diye”
………………………
Hakikaten biz kardeş miyiz? Bu kentin çocukları mıyız?
Nereye kadar bu kavga, nereye kadar bu hizip?
Biz neyin mücadelesini veriyoruz?