EDEBİYAT YETENEĞİNİZİ BOŞA HARCAMAYIN!

o görüşü destekleyen insanların en güzel yaptığı şeylerden biri de, ne kadar duvar, ev, yol, beton zemin, direk, ağaç, cam, çerçeve, aklınıza ne gelirse kendi sloganlarını o günün şartlarına göre, boya, badana, kireç ne varsa bir güzel yazamalarıydı.

Tabii ki gündüz gözü ile değil. Akşam oldu mu bu yazılama işlemleri karanlıkta(elektrik denen şey bugünkü gibi 24 saat yanmazdı) yapılırdı. İyi veya kötü bunlar o yıllarda oldu ve bugünlere geldik.

Birkaç yıl öncesi gençleri eskilerde olduğu gibi değil ama; sağa sola bir yazı yazma aşkı ile ilçemiz genelinde yazı yazmadıkları yer bırakmadı. Bunlar öyle eskilerin siyasi yazıları gibi yazılarda değildi.

Daha sosyal medya denilen, internet ağı her yeri sarıp sarmalamadan(televizyonlardan, sinemalardan etkilenildiği, arabeskin hakim olduğu dönemde)acılı aşk, isyan, kaybetmişlik duygusu, ret edilmişlik, ana babadan sevgi görememek gibi genç kesimin en çok etkilendiği ve bunu yazarak ifade etmeye çalıştığı yazılar ile Bulancak’ta bunu çok sayıda yerde görmüştük.

İnternet öncesi çağ olan bu yıllarda geçti gitti ve hemen hemen herkesin etkilendiği ve silindir gibi insanların ezildiği bu günlere geldik. Habere konu olan bu görüntüler Bulancak İskelesinde çekilmiş.

İskelenin yeni koruma bariyerlerin olduğu tahtadan yapılmış bu yerlere nerde ise zaman geçirmeden, gençler tarafından serzeniş ifade eden epeyce bir söz yazılmış. Yazıları yazanlar isimlerini de yazmış.

İçinde düştüğü derdi de yazmış. Kiminde kendini frenleyememiş küfür gibi bir şeyler yazma gereği duymuş. Kiminde şiire benzer aforizmalar ile derdini anlatmaya çabalamış.

Yani kısaca yazmışlar ve birilerinin bunları okuyacağını düşünmüşler ama; başka bir mecrada bunları yazarak edebi bir yapıya kavuşturmak daha iyi olurdu diyebiliriz. Bu ülkenin gençleri elbette yetenekli, elinden çok iş gelir, kendilerine sahip çıkıldığında güzel işlere de imza atarlar. Şiir mi, roman mı, hikaye mi hepsini rahatlıkla yapabilirler de; fakat, bu yeteneği bu iskele bariyerlerin de harcamak doğru mudur gençler?