Bulancaklı Genç Kalemden Yeni Eser

“Güz’ün Şairi” ve “Cem Berceste” mahlaslarıyla tanınan Ustahüseyin, bu eserinde yalnızca şiirsel bir birikimi değil, aynı zamanda manevi ve düşünsel bir derinliği de okurla buluşturuyor.

Yazın hayatına henüz 14 yaşındayken yerel gazetelerde yayımlanan yazılarıyla adım atan genç yazar, kısa sürede dikkat çeken bir edebi çizgi oluşturdu. “Güz’den Yapraklar”, Ustahüseyin’in kaleminde bir kitap olmanın ötesine geçerek, usta-çırak geleneğinin günümüzdeki zarif bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Eserde, yazarın yalnızca öğretmeni değil aynı zamanda manevi rehberi olarak gördüğü “Güz Güneşi”nin izleri de hissediliyor. Bu bağ, kitaba hem düşünsel hem de ruhsal bir bütünlük kazandırıyor.

Ustahüseyin’in önceki eserleri Berceste’nin Şiir Defteri, Güz ile Kış Arasında ve Şeb-i Yelda’dan süzülen tecrübe, bu kitapta şiirin lirik atmosferinden denemenin felsefi derinliğine uzanan bir köprü kuruyor. Sonbaharın dökülüşünü bir bitiş olarak değil, ruhun kışa ve nihai uyanışa hazırlanışı şeklinde yorumlayan yazar, modern insanın en temel meselelerinden biri olan “hakikat” arayışını merkeze alıyor.

“Hakikat insan için değil, insan hakikat için yaratılmıştır” düşüncesi etrafında şekillenen metinler, 2007 doğumlu bir kalemin yaşının ötesinde bir vakar ve kelime işçiliğine sahip olduğunu ortaya koyuyor. “Güz’den Yapraklar”, dökülen her yaprağın aslında yeniden doğuşun habercisi olduğunu hatırlatırken, okuru mevsimlerin ötesinde içsel bir tefekküre davet ediyor.

Genç yaşına rağmen edebiyatta olgun bir duruş sergileyen Efe Cem Ustahüseyin, bu eseriyle hem Giresun’un kültürel birikimine hem de çağdaş Türk edebiyatına anlamlı bir katkı sunuyor.